Engelli çocuklar ve aileleri, kendilerine uygun okul bulabilmek ya da okula kendilerini kabul ettirebilmek için yıpratıcı bir süreçten geçiyor.
Türkiye'de 8,5 milyon engelli birey bulunuyor ancak engelli grubunun yüzde 97'si
eğitim olanaklarından yoksun kalıyor. Engelli bireyin sürekli eğitim alması gerektiğini
belirten uzmanlar, kaynaştırma eğitim için okul arayan ailelerin kurumların kapısından
çevrildiğini kaydediyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Öğretim Görevlisi Ezgi Oral, çocukların farklı büyüme ve gelişme süreci içerisinde yer aldığını belirterek, “Engelli çocuklar, engellilik ve çocuk olma durumları nedeniyle toplumdaki diğer bireylere kıyasla yaşamlarında daha çok zorlukla karşılaşan bir toplumsal kesimi oluşturuyor. Eğitim, sağlık, rehabilitasyon, bakım gibi alanlardaki haklardan yararlanamıyor. Önemli bir oranı aynı zamanda yoksullukla baş etmek durumunda kalıyor” dedi.
Her bireyin temel öğrenme gereksinimlerinin karşılanması ve bireysel öğrenme özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini kaydeden Oral, ailelerin ve çocukların kendilerine uygun okul bulabilmek ya da okula kendilerini kabul ettirebilmek için yıpratıcı bir süreçten geçtiğini vurguladı. Birçok ailenin pes edip eğitimi bırakmak zorunda kaldığına dikkat çeken Oral, “Engelli birey için eğitim hakkı ayrıcalık değil, aksine fırsat eşitliğidir. Özel eğitim gerektiren bireylerin de eğitimi kesintisiz ve olabilecek en fazla süreyi kapsamalıdır. Yani yaşı ne olursa olsun engelli bireyin eğitim almaya hakkı vardır” diye konuştu.
“KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİSİ KAPIDAN ÇEVRİLMEZ”
Türkiye'de özel eğitime ihtiyacı olan çocukların üçte ikisinin kaynaştırma eğitimi aldığını, ancak çocukları için okul arayan ailelerin kurumların kapısından çevrildiğini aktaran Oral, eğitimcilerin ve kurum sahiplerinin çoğu kez kaynaştırma eğitiminin önemini göz ardı etiğini kaydetti. Kaynaştırma eğitiminin uygulanacağı okullarda gerekli düzenlemelerin yapılmasının yararlı olacağını belirten Oral, engelli çocukların sokakla tanıştırılmasında sorunlar yaşandığını, ailelerin fiziksel, zihinsel yetersizliklerin etkisi ve güvenlik gibi nedenlerle aşırı koruma duygusuyla hareket
ettiğini bildirdi.