Duygu: bireyin çevre ve diğer insanlarla olan etkileşimi sonucu ortaya çıkan psikofizyolojik değişikliktir. Birçok duygumuz vardır. Yüzümüzde bulunan 43 kas 10 bin yüz ifadesi oluşturmaktadır. Fakat bunlardan yedi tanesi evrensel duygulardır; mutluluk, üzüntü, kızgınlık, korku, tiksinme, kınama, şaşkınlık.Duygular bize birçok konuda kolaylık sağlar. Duygusal beynimiz, biz hayatımızda seçeneklerimizi değerlendirirken, bazı seçenekleri eleyerek bizim hızlı karar vermemize kolaylık sağlar. Duygular hayatta kalmamızı, iletişim kurmamızı, farkındalık kazanmamızı, kendimizi doğru şekilde ifade etmemizi sağlar. Problemleri kolayca çözmemizi, sınırlarımız ihlal edildiğinde yada bir kişiye yakınlık duyduğumuzda karşı taraftaki kişiye mesajlar sinyaller yollar.
Duygu Odaklı Terapide birincil, ikincil ve araçsal duygular bulunmaktadır. Birincil duygular bireylerin bir olay karşısında verdikleri temel içgüdüsel yanıtlardır. O olayla ilgili ilk, birden ortaya çıkan ve hızla kaybolan duygularımızdır. Bu birincil duygularımızı ise ikincil duygularımızla örteriz, perdeleriz. Bir örnekle açıklayacak olursak; bir arkadaşınız evine tüm arkadaşlarını davet etti ve bir tek sizi davet etmedi diyelim. Sizin bu durumda yapacağınız ilk şey arkadaşınıza kırılmak, bu kırılma duygusunu ile arkadaşımıza öfkelenerek perdeleriz. Kırılmanın yerini artık öfke, kızgınlık almıştır. Aslında ikincil duygular bizim savunmalarımızdır. Erkekler ağlamaz ama bunun yerine sinirlenirler gibi… Burada da sinirlenmek ikincil bir duygudur, kültürün öğretmiş olduğu yönde zayıf yönümüzü perdelemektedir.Araçsal duygular ise; diğer insanların bizim istediğimiz gibi hareket etmelerini, bizim istediğimiz tepkiyi vermelerini sağlayan duygulardır. Yani kişileri, o duyguyu sergilediğimizde, bu şekilde yönlendireceğimizi biliriz. Örneğin; bir olay karşısında ağladığımızda, insanların bize nazik davrandığını görmüşüzdür ve bu davranışımızı devam ettirmişizdir. Araçsal duygular bu şekilde bilinçli yada bilinçsiz bir şekilde açığa çıkmaktadır. Duygu Odaklı Terapide ise bireyin tüm bu duyguları keşfetmesi sağlanır. İkincil duyguların perdesini aralayarak birincil duygulara ulaşıldığında problemlerin daha kolay çözüldüğünü fark ederiz, bireye farkındalık sağlamış oluruz. Aynı zamanda bastırılmış öfke, üzüntü gibi duyguları da bireye Duygu Odaklı Terapi yardımı ile yaşatılır ve tüm bu olumsuz duyguların yerine yeni olumlu duygular inşa edilir. Olumsuz ve yıkıcı duyguya ulaşılır, daha sonra o duygudan ayrılıp daha olumlu duygu oluşturulur.Duygu Odaklı Terapi, aile ve çift sorunlarında, çocuk yetiştirirken, çocukların duygularını ifade etmesine yardımcı olma konularında da kullanılır. Örneğin; Çocuk hangi duyguyu yaşıyorsa yaşasın (kızgınlık, kaygı, korku, utanç…) çocuğun bu duyguyu yaşamasını, çocuğa öğretme ve onla samimiyet kurmakta bir fırsat olarak görmeliyiz. Çocuğun duygusunun farkında olup, o duygusunu kabul etmeliyiz ve empati yapmalıyız. Çocuğun duygusunu kelimelerle ifade etmesine yardımcı olmalıyız. Çocuk bir şeye üzülüp ağladığı zaman ‘bebek misin de ağlıyorsun?’ şeklinde duygusunu bastırmaktansa bu durum karşısında insanlar üzülür, üzülmekte haklısın tarzında ifadeler kullanılmalıdır.Çiftlerde ise; duygusal olarak yakınlığı arttırmak için, etkinlikler yaptırılır. Birbirlerine olumlu ve olumsuz tüm duyularını güzel bir iletişim yolu ile ifade etmeleri sağlanır.Kaynakça: