Osmanlı âlimlerinden. İsmi Abdullah, nisbesi Ahıskavî, lakabı Ziyâüddîn ve künyesi Ebû Abdullah’dır. 1146 (m. 1733) senesinde Ahıska şehrinin özgür nahiyesine bağlı Urpala köyünde dünyâya geldi. (Ahıska şimdi Gürcistan’da olup, o zamanlar Osmanlı memleketi idi.) 1228 (m. 1813) senesinde Üsküdar’da vefât etti. Karacaahmed mezârlığının Söğütlüçeşme tarafında medfûndur.
Çocukluğunda, âlim bir zât olan babasıyla birlikte Şam’a giderek, Sâlihiyye semtinde bir müddet ikâmet eden Abdullah Ahıskavî, ilk tahsilini babasının huzûrunda yaptı. Kur’ân-ı kerîmi okumasını ve tecvîd ilimlerini öğrendi. Yine babasıyla birlikte memleketlerine döndüklerinde babasından ders almaya devam edip, âlet ilimlerini öğrendi.
Babasının vefâtından sonra Kars’a gelerek, oranın fazilet sahiplerinin meşhûrlarından İsmâil bin Muhammed Berküşâdî’den usûl-i fıkıh ve hadîs ilimlerini okudu. Bu hocası tarafından kendisine icâzet ve “Ziyâüddîn” lakabı verildi. Orada bir müddet kaldıktan sonra Erzurum’a geçti.
Orada bulunan âlimlerle sohbet edip sonra Diyarbakır’a gitti. Oradaki âlimlerden, fazilet ve kemâlât yönleriyle akranından ileride olan Küçük Ahmed-zâde Ebû Bekr Efendi’den, Sahîh-i Buhârî ve Muhtasar-ı İbn-i Hâcib isimli eserleri okudu. Bozcu-zâde Ömer Efendi’den, tefsîr ve arûz ile birlikte, fen ilimlerinden; hesap, hendese, mîkât (usûl-i irtifa’) ilimlerini okuyup ondan da icâzet aldı.
Ahıskavî’nin hocalarından Ömer Efendi, Mısır’ın âlim ve fâdıllarındah Abdüsselâm Erzincânî’ye bir mektûp yazmış idi. Bu mektûbu yerine ulaştırmak üzere, Ahıskavî’yi vazîfelendirdi. Mektûbu alıp Mısır’a giden Ahıskavî, Abdüsselâm Erzincânî’den, Buhârî, usûl-i hadîs, fıkıh, kırâat ve başka ilimler okuyarak ilmini ilerletti. İlim tahsîlini tamamladıktan sonra, 1175 (m. 1761) senesinde İstanbul’a gitti. Bir taraftan öğrendiği yüksek ilimleri ilim âşıklarına öğretmeye, bir taraftan da kıymetli ve fâideli eserler te’lîf etmeye başladı.
Abdullah Ahıskavî Efendi, bir ara, Edirne yoluyla Bosna taraflarına seyahate çıktı. İki sene süren bu seyahati esnasında, “Revâmîz-ül-a’yân” isimli eserini te’lîfe başladı ki, bu kitap eserlerinin en büyüğüdür. Seyahatten sonra İstanbul’a dönünce, hac vazîfesini yerine getirmek maksadıyla yola çıktı. Şam-Kudüs yoluyla hacca gitti. Hacdan sonra İstanbul’a döndüğünde vazîfe yapmakta olduğu Ayasofya Medresesi’nde, “Revâmîz-ül-a’yân” isimli esereni tamamladı. Eserlerinden ba’zılarının isimleri şöyledir: 1-Revâmîz-ül-a’yân fî beyânî mezâmîr-il-uhûdi vel-ezmân, 2- Levâmi’un-nûr Kütübü sitte denilen altı meşhûr hadîs-i şerîf kitabındaki hadîs-i şerîflerden tekrar olunanların çıkarılmasıyla hazırlanmış muhtasar bir eserdir. 3- Dürer haşiyesi, 4- Mirkât-üt-tarîkat-il-Muhammediyye ve merdât-üş-şerî’at-il-Ahmediyye, 5-Câmi’ul-füsûl, 6- Mebâhic-ül-ihvân (Îsâgûcî şerhi), 7-Risâle fî hakk-ıl-misâfir, 8-Risâle fit-tıbbi vet-kıyâfeti, 9-Rumûz-ül-hakâyik ve künûz-üd-dekâyik, 10-Bedî’un-nizâm fil-coğrafya, 11-Muhtasarı Revâmîz-ül-a’yân.
Abdullah Ahıskavî’nin en büyük eseri olan Revâmîz-ül-a’yân, Arabî olarak beş büyük cild üzere tertîb edilmiş olup, cildlerine göre ihtivâ ettiği konular (içindekiler) şöyledir.
Birinci cild: ilmin ve ilim sahiplerinin faziletleri; melek, cin ve şeytanlar ve onların sınıfları, insanın hakîkatinin açıklanması. Yerler, gökler, denizler ve bunların içlerinde olanlar v.s.
İkinci cild: Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) hayatı. Eshâb-ı Kirâmın (r.anhüm) menkıbeleri.
Üçüncü cild: Tabiînin büyüklerinin, hadîs imamlarının, İmâm-ı a’zam (r.aleyh) ve talebelerinin menkıbeleri.
Dördüncü cild: İmâm-ı Mâlik, İmâm-ı Şafiî, İmâm-ı Ahmed bin Hanbel (r.aleyhim) ve bunların talebelerinin menkıbeleri.
Beşinci cild: Câhiliyye devrindeki hükümdârlar, İslâmiyetten sonraki hükümdârlar, hikmet sahipleri ve şâirlerin bildirilmesi. Milletlerin açıklanması v.s.
Yedi bâb üzerine tertîb edilmiş olan birinci cildin fihristi.
Birinci bâb: ilim bahislerine dâir olup üç fasıldır.
Birinci fasıl: ilmin ve ilim sahiplerinin faziletleri.
İkinci fasıl: ilmin ta’rîfi, mâhiyeti ve kısımları.
Üçüncü fasıl: ilimlerin ve fenlerin isimleri.
İkinci bâb: ilim ve akıl sahiplerine dâir olup iki fasıldır.
Birinci fasıl: Melekler ve sınıflarının açıklanması bahisleri.
İkinci fasıl: Cinlere ve şeytanlara âit bahisler.
Üçüncü bâb: insana âit bahisler olup üç fasıldır.
Birici fasıl: Nefs-i natıka ve insanın kuvvetine dâir bahisler.
İkinci fasıl: insanın bedenine, hâline, yapısına ve acâibliklerine dâir bahisler.
Üçüncü fasıl: insanların sınıflarına, yeryüzündeki dağılmalarına dâir bahisler.
Dördüncü bâb: Gökler, göklerin tabakalarına v.s. dâir olup dört fasıldır.
Birinci Fasıl: Felek, Eflâk, Arş ve Kürsî’nin açıklanması.
İkinci fasıl: Yıldızların, oniki burcun ve ayın mihverinin (yörüngesinin) açıklanması.
Üçüncü fasıl: Gezegen ve yıldızlar.
Dördüncü fasıl: Zaman ve göklerin hareketlerine dâir bahisler.
Beşinci bâb: Anâsır-ı erba’a (ateş, su toprak ve havanın) hâllerini bildirmekte olup dört fasıldır.
Birinci fasıl: Nâr (ateş) küresi.
İkinci fasıl: Hava küresi.
Üçüncü fasıl: Su küresi.
Dördüncü fasıl: Toprak küresi.
Altıncı bâb: Yeryüzüne dâir olup, iki fasıldır.
Birinci fasıl: Hatt-ı üstüvâ (Ekvator).
İkinci fasıl: Yedi iklim.
Yedinci bâb: Varlıkların asıllarına dâir olup üç fasıldır.
Birinci fasıl: Ma’denler ve ma’denlerin yaratılış hâlleri.
İkinci fasıl: Nebatat (otlar).
Üçüncü fasıl: Hayvanât (Hayvanlar).

1) Osmanlı Müellifleri cild-1, sh. 370