Bugün | Güneri Cıvaoğlu[email protected]

Önce belirteyim...
Devlet Bahçeli düzgün, namuslu, saygın bir liderlik çizgisini sürdürmüştür.
Özellikle 90’lı yılların “sağda ve solda vuruşanlar” görüntüsünden, sağdaki ülkücüleri çekmek basiretini ve başarısını göstermiştir.
.....................
Bugünün MHP manzaralarına geçiş yapalım.
Kendilerini “Başkan aday adayı” olarak ilan eden Meral Akşener, Prof. Ümit Özdağ, Koray
Aydın ve Sinan Oğan parti içinde muhalif dal***ı yükselterek “olağanüstü kurultay” için düğmeye bastılar.
Bahçeli ve yönetimi “net karşı tavır” koydular:
“Kurultay tarihi 2018 yılıdır. Ondan önce toplanamaz.”
Muhalifler, olağanüstü kurultay için tüzüğün öngördüğü imza sayısının çok daha fazlasını buldukları halde Bahçeli’nin ve yönetiminin “ret tavrı” değişmedi.
Bunun üzerine muhalifler yargıya gittiler.
Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi muhalifleri haklı buldu. “Olağanüstü kurultayın toplanması gerektiğini ve bunu gerçekleştirmek üzere 3 kişilik çağrı heyeti oluşturduğunu” açıkladı.
Ardından...
MHP yönetimi kanadı bu kez Yargıtay’a itirazda bulundu.
Ama...
Yargıtay da Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararını onayladı.
Bu durumda artık çağrı heyetinin kurultay tarihini açıklamasıyla, yargının öngördüğü süreç başlamalıydı.
Hukukun gereği buydu.
Üstelik...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “Yargı kararına uyarız, yapacak başka şey yok” dememiş miydi?
.......................
Ancak...
Bu “düz hukuk” sürecinde, Bahçeli “ön almayı” deniyor:
“10
Temmuz’da olağanüstü seçimli kurultay yapılacaktır. Tüzük değişikliği de o kurultayda yapılır.”
Türkiye’de “olmaz olmaz” yerleşmiş inancını şimdi yazacaklarıma karşı bir “ihtiyat notu” olarak yazın bir kenara.
Fakat...
Var olan MHP tüzüğüne göre bu “hukukun dışına çıkan bir zorlama” olur.
Çünkü...
Tüzük “Olağanüstü kurultayda seçim yapılamaz” diyor.
Zaten o nedenledir ki muhalifler “önce bu -olağanüstü kurultayda seçimi engelleyen maddeyi- tüzükten çıkaralım, 20 gün sonra bir olağanüstü kurultay daha toplansın ve orada genel başkan seçimi de yapılsın” görüşünü kamuoyuyla paylaşmışlardı.
Yani...
20 gün arayla 2 olağanüstü kurultay...
Aradaki 20 günün nedeni ise “kurultaya katılacak delegelerin isimlerinin 15 gün boyunca askıda kalması” zorunludur.
Bahçeli’nin öngördüğü “10 Temmuz’da tüzük değişikliği yapıp aynı gün seçimlere geçilsin” formülü -en azından- bu delegelerin askıda kalması zorunluğuna bile takılabilir. Kurultayın meşruiyeti üzerine tartışmalar üretebilir.
.......................
Hürriyet gazetesinin sağduyulu yazarı ve TV’de derinlikli programlarına imza atan Taha Akyol 1980 öncesi MHP’nin üst düzey yöneticisiydi.
MHP’yi geleneklerini, iç yapısını, Devlet Bahçeli dahil önde gelen isimlerini iyi tanır.
Sağlam analizler yapabilir.
Dün TV’de MHP’deki durumu yorumlarken, sözlerini şöyle noktaladı: (Kelime kelime olmasa da algıladığım mesajı buydu.)
“Devlet bey böyle bir kariyerden sonra, partinin taraflarından biri olmak yerine, isimler, hizipler ve taraflar üstü bir ağbi konumunda olmalıdır. MHP’yi bütün halinde tutacak ağırlığını böylece sürdürmelidir.”
Katılıyorum.
Özellikle
Avrupa demokrasilerinde örnekleri vardır.
........................
MHP Türkiye demokrasisi için önemlidir. Dengelerde özgün yeri ve ağırlığı vardır.
Satırlarım da bu özeni yansıtıyor.