New York Güney Bölgesine (NYGB) bağlı 500 Pearl Caddesindeki devasa adliye binasının 17. katının B salonu. Duruşma salonunda yaklaşı 70 kadar izleyici. Mahkeme salonundaki bütün sıralar dolu. Ayakta da yarım düzine ile bir düzine arasındaki izleyici Reza Zarrab’ı bekliyor.

2 Haziran Perşembe sabah 10’da başlaması beklenen mahkeme öğlen 1’e erteleniyor. Duruşma salonuna ilk girdiğinizde Reza Zarrab’ın 67 yaşındaki avukatı, kır saçlı Benjamin Brafman’ın gelenleri süzdüğünü görüyorsunuz. Michael Jackson’ı küçük çocukları taciz etmesi suçlamalarına karşı, IMF eski başkanı ve Fransa eski Maliye Bakanı Dominique Strauss-Kahn’ı bir otelde çalışan hizmetçiye tecavüz girişiminden dolayı suçlanmasına karşı aynı aktör savundu. ABD’nin en bilinen ‘celebrity' avukatlarından biri şimdi Zarrab’ın savunmasında.

Reza Zarrab belki de bir önceki duruşmaya göre daha da zayıflamış, kirli sakallı ama bu kez ayaklarında prangasız şekilde içeri girdiği görülüyor.

Brafman, Zarrab’ı gördüğü gibi birkaç kez arkasını sıvazlıyor. Eğiliyor ve kısa konuşmalar yapıyor.

Hakim Richard M. Berman çok bekletmeden geliyor. Berman önce duruşmanın (konferans görüşmesi olarak adlandırılıyor) Zarrab’ın suçluluğu veya masumiyeti ile ilgili olmadığını vurguluyor. Bu duruşmanın sadece onun kefaletle duruşmalar süresince Manhattan’daki bir evde, ev hapsinde kalıp kalamayacağının kararı olduğunun altını çiziyor. Suçlu bulununcaya kadar herkes masumdur ilkesini tane tane hatırlatma ihtiyacı hissediyor.

Amerikan Basınının İlgisi Artıyor

Duruşmanın izleyicilere ön, sol tarafında, hakimin ise sağ tarafında bir düzine kadar Amerikan gazeteci duruşmayı dikkatle izliyor. Şimdiye kadar Amerikan basınında çok fazlaca yer bulmayan Zarrab davasına önümüzdeki günlerde artacak ilginin sadece bir işareti olarak görülebilir Amerikalı gazetecilerin bu artan ilgisi.

Zarrab davasında sanıklar ortaya çıktıkça, suçlamalar ortaya saçıldıkça, büyüklüğü anlaşıldıkça Amerikan basınının ilgisinin artacağı kesin denebilir.

Henüz kefalet duruşmasına gösterilen bunca ilginin Eylül ayının gelmesi ve asıl duruşmaların başlaması ile birlikte çok daha artacağını tahmin etmek güç değil.

İddianame Temmuz’a Kaydı

İddianamenin Haziran ayında hazır olması beklentisi vardı geçtiğimiz haftalarda. Son gelen haberler ise iddianamenin Temmuz ayına kaydığı. Başsavcılığa akan delliller ve yeni isimlerle sürekli derinleşen bir soruşturma süreci var ve buna uygun olarak da iddianamenin hazırlığı süreci de uzuyor.

Hakim Berman duruşmanın başlangıcında uzun uzadıya kefalet talebinin kabulü veya reddi kararı verilirken hangi kriterlere dikkat edildiğini yine yavaşça ve önündeki bir kağıttan okumayı yeğliyor. Öncelikle şüphelinin New York Güney Bölgesi toplumuna zarar vermeyeceğinden emin olunması, şiddet olayları nedeniyle suçlanmamış olması, şiddet geçmişi olmaması, aleyhindeki kanıtların ezici bir görüntü arzetmemesi, karakter özellikleri (yalancılık, dolandırma, karakter bozuklukları), sanığın kaçma riski vb. gibi kriterleri anlatıyor.

60 Milyon Dolarlık Brafman Sahnede

Hakim Berman’ın bu girişinden sonra ise bu kez sahneyi avukat Brafman alıyor.

Brafman’ın geçtiğimiz günlerde yıllığı çift rakamlı milyon dolarlık bir anlaşma yaptığını ilk kez burada okumuştunuz. Geçtiğmiz birkaç gün içinde bu rakamı biraz daha deşince, rakam netleşti. Brafman, yıllığı 60 milyon dolar sözleşme imzalayarak Zarrab’ı savunmayı kabul ettiği teyid edildi.

Brafman’ın aldığı paranın bununla da sınırlı olmadığı ortaya çıktı. Brafman'ın 60 milyon doların üstüne bir de yine milyon dolarları bulan bonus seçeneğine sahip olduğu anlaşıldı. New York'daki avukatlık çevrelerine yakın kaynakların bildirdiğine göre bu bonuslar örneğin kefalet talebi kabul edildiğinde veya mahkeme sürecinde başka iyi gelişmelere göre Brafman'a takdim edilecek.

Paranın çarpma, bölme, toplamasını yapmak da bize kalıyor. Aylığı 5 milyon dolar, günlüğü yaklaşık 170 bin dolarlık bir kontrattan bahsediyoruz. Bu rakam muhtemelen tarihteki en yüksek ücretli avukat kontratlarından biri olmalı.

Sözleşme oldukça komplike bir şekilde yapılmış. Sözleşmeden haberi olan kaynaklar, sözleşme bonus şartları içinde ise Zarrab 'beraat edilirse' ne kadar bonus alacağı hakkında bir şart bulunmadığını bildirdiler.

Duruşmadaki Sahne

Brafman bir saati bulan iki farklı sunumunda 60 milyon doların hakkını vermeye kararlı, bonusunu almaya azimli göründü. 37 yıldır mahkemelerde savunma yaptığını hatırlatma ihtiyacı hissetti. El hareketleri, jest ve mimilkleri, arkaya doğru parlak, gümüş renkli dalgalı saçları, bazen bu saçları ile oynaması ve hatta sesinin tonu ile mahkemeye ağırlığını koymaya çalıştığı izlenimini verdi. Nitekim duruşmayı izleyenlerin ortak kanısı, Brafman'ın iyi bir sahne performansı olduğu idi.

Mahkeme usullerine göre yeni bir bilgi olmadığı takdirde on dakikada sınırlanması gereken savunma, Hakim Berman’ın ‘’bu öğleden sonra bu duruşmadan başka işim yok’’ yeşil ışığı ile uzayarak devam etti.

Brafman önce 40 dakika kadar konuştu. Zarrab mütercimine yorulduğunu söyleyince beş dakikalık bir ara verildi. Zarrab, İngilizce bilmediği iddiası ile yanında mütercim ile oturdu.

Brafman o kadar hızlı ve durmadan konuştu ki dünyadaki hiçbir simultane mütercimin bu ***et kompleks, ağdalı bir avukat dilini o hızla ve eksiksiz bir şekilde Türkçe’ye çevirmesi mümkün olmamalı idi. Herşeye rağmen Zarrab, yüzü Brafman’a, kulağı mütercime yaklaştırır vaziyette hemen hiç bir zaman bu durumdan sıkılmadan, dert etmeden Brafman’ı dinler görüldü. Zarrab'ın çeviriden de pek şikayeti yok gibiydi. Zarrab, mahkeme salonundaki taraflardan birinde görev alan ekibin içindekilerinden birine göre ‘’söylenenleri herkesten iyi anlıyor gibiydi.''

Brafman 5 dakikalık aradan sonra tekrar geldi ve yaklaşık 10 ila 15 dakika daha konuştu. Salı günü mahkemeye sundukları 58 sayfalık dilekçenin 30 sayfasındaki argümanları bu kez kendi el ve kol hareketleri, bazen Başsavcılığın mahkemeye sunduğu dilekçeye karşı sert tepkiler gösterek anlattı.

Brafman’ın yaklaşık bir saatilik savunmasında Reza Zarrab’ın ‘savunulabilir’ bir dava olduğunun ve kendisine kefaletle serbest bırakmanın ona tanınmış bir ‘’hak'' (entitlement) olduğunun altını çizmeye çalıştı. Başsavcılığın usül gereği en az ''çifte kanıt'' göstererek Zarrab’ın kefalet talebinin reddini isteyebileceğini söyledi. Bunlardan birincisi Zarrab’ın kaçma riskinin ispatı ve ikincisi de yeniden duruşmalara katılımının garanti edilemeyeceği iddiasının ispatı. Brafman bundan sonra Zarrab’ın aile, karakter, hayırseverliği, aile ismi ve eşinin Türkiye’nin belki de en çok para kazanan süperstar bir şarkıcısı olduğunu bir kez daha hatırlatarak, kaçmasının mevzu bahis olmadığında ısrar etti.

Zarrab İngilizce biliyor mu bilmiyor mu?

Brafman bundan sonra ise uzun uzadıya Zarrab’ın dil engeli nedeniyle Florida’da ilk tutuklanışı sonrası sorulara cevap veremediğini anlattı. Havaalanında gözatına alınışı sonrasında kendisine gerekli şekilde mütercim hizmeti verilmediğini detaylarıyla anlatıp, yüce mahkemeyi ikna etmeye çalıştı.

Hatırlanacağı üzere Çarşamba günü öğlen saatlerinde Başsavcı Preet Bharara’nın mahkemeye sunduğu 15 dakikalık videoda Zarrab’ın bu mülakatından bir kesit olduğu ve burada Zarrab’ın İngilizcesinin müterciminkinden dahi daha iyi olduğunu gösterdiğini söyleyerek, yine Zarrab’ın mahkemeyi aldatmaya çalıştığına bir başka kanıt olarak gösterilmişti.

O 15 dakikalık videoyu izleyen bir başka kaynak, o videonun seyredildiği takdirde Zarrab’ın İngilizcesinin ne kadar iyi olduğunun herkesçe anlaşılacağını ifade etti. Ben videoyu görmedim. Bu video şu an kamuoyuna açık değil ama açılmaya karar verilirse şaşırmamak gerekir.

Brafman yaklaşık bir saatlik konuşmasının sonuna doğru, Başsavcılığının müvekkiline yaklaşımına daha sert tepki vermeye başladı. Başsavcılığın bütün derdi ''müvekkilimi çamur atmak’’ dedi. ''Alırsınız kirli şeyleri duvara atarsınız, o kirli şeyler duvarda tutunmaz ama izi bırakır. İşte tam da bunu yapmaya çalışan bir iddia makamı var’’ dedi.

O sırada Hakim Berman keyiflendi. Dişlerini göstererek güldü. Koltuğunda önce geriye kaykıldı. Sonra ileriye doğru geri geldi. Yüzünde aldığı keyif görüldü. 37 yıllık avukat Brafman, Berman’ın hoşlandığı tarzda mahkeme salonunu bir ‘’show’’ a dönüştürmüştü.

Brafman son olarak uzun uzadıya Zarrab için Manhattan’da özel bir ev tutulduğunu ve döşendiğini ve özel güvenlik şirketinin işinin ehli olduğunu anlattı. Berman’ın özel şirketle ilgili bazı soruları oldu. Ve Brafman nihayet savunmayı bitirdi.

İddia Makamı

Bundan sonra sözü Başsavcı Yardımcısı Michael Lockard aldı. Lockard, Sidhardha Kamanaju ile birlikte Preet Bharara’nın ofisinde Zarrab dosyanın sahipleri olan iki isim. Brafman’ın tam tersi olarak savcı Lockard kısa bir konuşma yapacağım diyerek, Brafman’ın iddialarına cevaplarını vermeye başladı.

Zarrab’a yöneltilen ‘’suçlamalarının doğasının ciddiliğinden’’ bahsetti. Zarrab’ın ‘’karakter sicilinin’’ kötülüğüne dokundu.

Daha sonra Zarrab ve yardımcılarının bir orkestra gibi İran Devletinin yararına, İran üzerine konulan ambargoları delmek üzere, İran devletinin yararlanamadığı uluslararası ve ABD bankacılık sistemine nasıl da ulaşmasına yol açtığını anlattı Lockard. Zarrab’ın kurduğu farklı ‘paravan’ şirketlerle ABD’nin ambargolarını ve çıkarlarını nasıl da deldiğini anlattı.

Savcı, Brafman gibi tiyatro oynama, jest ve mimiklerle mahkeme salonunu etkisi altına almaya çalışmıyor göründü. Sakindi. Hatta bazen duyulması dahi güçleşen bir tonda konuştu. Tumturaklı laflar ve abartılı kelimeler kullanmaktan sakındı. Sesi uysaldı. Ama kelimeleri, suçlamaları sertti.

Müddei, savunmanın dediğini aksine Zarrab’a yöneltilen suçlamaların hiç de söylendiği gibi ‘görülmemiş’ derecede olmadığını aktardı.

Daha sonra bir süre daha İran ambargosunun teknik detaylarına girerek, Zarrab’ın suçluluğunda ısrar edildi.

İran’ın ABD için ulusal güvenlik tehdidi yarattığı ve bu durumun devam ettiği, Zarrab’ın ise İran hükümeti lehine ABD’yi ve bankacılık sistemini kandırdığını, yasaklanmış olan sistemlere ulaşımını sağladığını söyledi.

İran’a konan ambargolardan Zarrab’ın haberinin olduğunu, emaillerinde bulunan yazışmalardan bunun apaçık şekilde belli olduğunu söyledi.

Farsi biliyor mu bilmiyor mu?

Yine email iletişimlerinden Zarrab’ın sadece İngilizce değil Farsi dilinin okuyamadığı, yazamadğı iddiası konusunda da yalan söylediğini, Farsi emaillerinin olduğunu ve bunu Cuma günü itibariyle mahkemeye sunacağını söyledi. İngilizce’yi de iyi yazıştığını, konuştuğunda da ısrar etti.

Zarrab’ın halen malvarlığını tam olarak açıklamadığı, bunun yerine ‘’savcılığın bizzat parça parça’’ Zarrab’ın malvarlığını açıkladığını söyledi. Zarrab’ın halen bugüne kadar ‘’bütün malvarlıklarını açıklanmadığına’’ böyle bir envanterin bulunmadığını ifade etti.

Bütün bunlar olur, Başsavcı yardımcısı Lockard sakince hükümetin iddialarını anlatırken diğer müddei makamı temsilcisi Kamanaju’nun yerinden pek de kalkmadığı veya müdahale etmediği görüldü.

Zarrab’ın sadece bildiği ve bilmediği diller değil, gittiği ülkeler, yaptığı seyahatlar, pasaportları, malvarlığı gibi birçok konuda mahkemeyi yanılttığını anlattı iddia makamı.

Son olarak Lockard, Brafman’ın özel şirketin Zarrab’ın güvenliğini sağlaması konusuna değindi. Özel şirkette çalışacak olan görevlilerin, geçmiş tecrübeleri ne olursa olsun kendilerin maaşlarını ödeyen birisine karşı ‘çıkar çatışması’ durumuna düşebilecekleri, beklenmedik bir olayda yapılması gerekenleri, silah kullanımı da dahil olmak üzere yapmakta zorlanacaklarını kaydetti.

Özel Güvenlik şirketinin ‘’Zarrab’ın mahkemeye dönüşünü hiçbir şekilde garanti altına alamyacaklarını’’ söyledi.

Zarrab’ın ülkeden kaçması tehlikesinin bulunduğunun üstüne bastı.

Savcı yardımcısının bu iddialarından sonra Brafman bir kez daha, yaklaşık 10 dakikalık bir konuşma yaptı. Hakimin bu korumaların silahlı mı yoksa silahsız mı olacağı sorularını cevaplandırdı. Israrcıydı.

Son olarak hakim, savunma ve müddei makamının sıkça başka davaları emsal göstermesine cevap olarak Zarrab davasındaki şartlara göre ve davada öne sürülen argümanlara göre Zarrab’a kefalet karşılığı serbest bırakılıp, bırakılmayacağının kararını vereceğini söyledi.

10 milyonu nakit olmak üzere mahkemeye 50 milyon doları teslim etmeye hazır olduğunu söyleyen Zarrab’ın bu şartlarda böyle bir talebin kabul edilmesinin beklenirdi. Zarrab’a benzer başka davalada bu talebin kabul edilmesi savcılık tarafından dahi mümkün olabilirdi.

50 milyon dolar kefalete rağmen savcılığın şiddetle bu talebe karşı çıkması dahi Zarrab’a yöneltilen suçlamaların ciddiliğini gösteriyor aslında.

Günün kazanını ise 60 milyon dolarlık ücreti ile Zarrab'ın 50 milyon dolarlık kefalet bedelini dahi aşan Brafman gibi görünüyordu. Gün bitmiş, yaklaşık 200 bin doları da banka hesabına geçmişti. Mesut olmalıydı.