Bazen geniş zaman kipiyle kuruyor cümlelerini; “Gittiği her yerde bir işin ucundan tutar” diyor, “kendini sevdirir” diyor. Önlerinde geniş zamanları olabilirdi; kendisinden dört yaş küçük kardeşi, aynı zamanda bir ara ev arkadaşı, yoldaşı bir cinayetin kurbanı oldu. Bazen di’li geçmiş zamana dönüyor anlatırken Başak Grammeşin.
31 yaşındaki Bahadır Grammeşin, 9 Mayıs 2015 akşamı Kadıköy’de, askere gidecek bir dostları için buluşmuş, eğlence sonrası 20 kişi birlikte yürümeye başlamışlardı. O sırada duvar kenarına işeyen iki erkek, gruptaki kadınlara cinsel organlarını teşhir ederek sözlü tacizde bulundu. Araya girildi, iki erkek uzaklaştırıldı. Fakat bir süre sonra ellerinde kesici ve delici aletlerle bir grup, Bahadır’ın da arasında olduğu gruba saldırdı. Bir kısmı civarda işletmeci, garson, kimi müşteri... Çağrı Konca ve Halil Bağrıyanık o gece ağır yaralandı; feci dövülüp kasığından bıçaklanan Bahadır hayatını kaybetti. Bugün davanın dördüncü duruşması görülecek.
Grammeşin, annesi babası gibi halk oyuncusu, tiyatro meraklısı ve de zihinsel engelli çocuklar için özel eğitmendi. Aynı zamanda ÖDP ve Haziran Hareketi üyesi. İlk bakışta siyasi bir dava değil gibi görünüyor ama o saatte kadınlı-erkekli eğlenmekten dönmek siyasi bir beyan kimilerine göre. “Bu bizden değil” diye bir koku yayılıyor sanki; nefret cisimleşiyor. Nuh Köklü’nün görünürde kartopu oynarken mahallesinin aktarı tarafından öldürülmesi gibi.
Nuh Köklü’yle buluşma
Başak Grammeşin’in hayatında girdiği ilk duruşma salonunda Köklü’nün davası görülüyordu. Çünkü daha hastanede Bahadır’ın haberini alır almaz Köklü’nün hayat arkadaşı Ferda Sayın’ı yanında bulmuş, böyle tanışmışlardı. “Bizi buluşturana bakar mısın? Bir hastane bahçesinde el ele buluyoruz kendimizi. Hayatımda ilk katili onun duruşmasında görüyorum. İkna olmam ama haydi yapmışsın horozluğunu, cana kast nedir? Nasıl bir öfke? Örgütlü kötülüğün güzel çocuklarla davası gibi bu. Ali İsmail’i tekmeleyen fırıncı, Nuh’u bıçaklayan aktar, Bahadır’ı bıçaklayan esnaf. Yeri geldiğinde polis, yeri geldiğinde jandarma, alperen olanlar... Mekânda döner yok ki, döner bıçağı olsun. En fazla meyve kesiliyordur. Birden zuladan aletler çıkıyor işte. Kimseye yapılmaz ama hep çok güzel çocuklar çok alçakça öldürülüyor. Öncesi de böyleydi kuşkusuz, kişisel tarihimiz yetmiyordu, dinliyorduk.”
Köklü davası sırasında sanığın abisi BİMER aracılığıyla Erdoğan mektup yazmış, “Bunlar Gezici” demişti. Başak onu hatırlatıyor; “Ölsün bitsin bu insanlar yani, o sokaktan kovmak da yetmiyor, hayattan kopartacağız, ayrıkotlarını temizleyeceğiz demek istiyorlar.”
Benim ismim uzun
Değil o sokaktan geçmek, adliye dışında İstanbul’a küskün Başak Grammeşin. “Hani burnunun direği sızlar denir ya, sızlıyormuş” diyor. Cenazede anlatılmış. Bir arkadaşı Gezi zamanı başına bir şey geleceğinden endişe edip Bahadır’ı uyarınca “Bir şey olmaz, zaten benim ismim uzun, slogan atılmaz” demiş. Kendi ölümü ihtimalini, cenazesini, atılacak sloganları düşünen gençlere denk gelmiştim daha evvel. Hayatı, daha güzel olsun diye uğraşacak kadar sevenlere ölümü bu kadar olası ve yakın hissettiren bir düzen... “Yok efkâr falan, ikinci bir emre kadar gülümseyeceğiz zulmün karşısında, böyle böyle düzelecek bu işler” diye yazmış zamanında Bahadır. Zaten Grammeşin ne demek diye de araştırmış bir ara. Bulabildiği en yakın şey telaffuzu benzer Pomakça bir tamlama. “Güleryüzlü” demekmiş.
Firari ama kaçma şüphesi yokmuş
Davanın acayipliklerinden biri... 30 Mart’ta görülen duruşmada tutuklu dört sanığın yanında, tutuksuz yargılanan Cemal Diri hakkında da tutuklama kararı çıktı. Fakat o ana kadar salonda bulunan Diri, heyet bu karar için ara verdiği sırada herkesin ortasından kaçıvermişti. Arada birtakım telefon görüşmeleri yaptığını görenler var. O günden beri firari; hakkında yakalama kararı var. Daha da acayibi 27 Nisan’daki son duruşmada Diri’nin avukatının tutuklama kararına itiraz ederken müvekilinin “kaçma şüphesinin olmamasını” gerekçe göstermesi. Sanık zaten firari, şüphesiz kaçmış yani... Saldırı görüntüleriyle ilgili bilirkişi raporu bugünkü duruşmaya yetişirse savcı mütalaasını verecek ve karara bir adım daha yaklaşılacak.