Meme kanserinin bayanlarda en sık görülen kanser türü olup her 8 kadından 1’i yaşamının herhangi bir evresinde meme kanserine yakalandığını belirten Koru Ankara Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ömer Koçak meme kanserinin tedavisinde başarının en önemli parametresinin erken teşhis olduğunu söyledi.

Haber: İhlas Haber Ajansı - Yapılan çalışmalarda ilk evrede yakalanan kanser tedavisinde başarı şansı yüzde 100 iken, son evrede yakalanan kanserlerde yüzde 22 olarak saptandığını ifade eden Dr. Ömer Koçak;
“Erken aşamalarında meme kanseri hemen hemen hiçbir zaman hastanın fark edebileceği bir rahatsızlığa sebep olmaz. Sık görülen bu kanserin erken evrede yakalanıp başarı ile tedavi edilmesi için tüm bayanlarda meme kanseri taraması yapılmalıdır. Meme kanseri taramasında başarısı kanıtlanmış olan tek yöntem mamografidir” diye konuştu.

Amerikan Kanser Derneği, Amerikan Radyoloji Derneği ve Amerikan Meme Görüntüleme Derneği’nin kadınların 40 yaşından başlayarak yılda bir kez tarama mamografisi çektirmesini tavsiye ettiğinin altını çizen Dr. Ömer Koçak, meme kanseri taramasında kanıtlanmış etkinliği olan tek yöntemin mamografi olduğunu söyledi.

Koru Ankara Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ömer Koçak, “Ultrasonografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme gibi yöntemler gerekli durumlarda mamografiye ek olarak kullanılabilen tetkiklerdir ve kanser taramasında tek başına etkinlikleri yoktur veya kanıtlanmamıştır” dedi.

Mamografinin günümüzde 4 ayrı teknikle çekilmekte olduğunu ve bu tekniklerin avantajlarının ve dezavantajlarının hasta tarafından bilinmesinin de son derece önemli olduğunu vurgulayan Dr. Ömer Koçak “Film Mamografi ilk kullanılmaya başlayan tekniktir. Görüntüler siyah beyaz bir filme basılır ve bu şekilde saklanır. Bilgisayar ortamına aktarılamaz. Film basımı ile ilgili birçok teknik kısıtlılığa sahiptir ve basılan filmler zamanla kalitesini yitirebilir. Radyasyon dozu yeni tekniklere oranla daha fazladır” diye belirtti.
Bilgisayarlı Radyografi Mamografi’nin ülkemizde daha çok ‘yarı dijital’ mamografi olarak bilinen bir teknik olduğunu anlatan Koru Ankara Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ömer Koçak, “Görüntüler dijital bir kaset üzerinde oluşturularak bilgisayara aktarılır. Görüntüler dijital ortamda saklanabilir ve zamanla kalite kaybına uğramaz. Ancak bu yöntemde de radyasyon dozu yeni tekniklere oranla daha fazladır ve görüntü kalitesi hem daha eski bir teknik olan film mamografiden, hem de daha yeni tekniklerden daha düşüktür” diyerek bu teknik hakkında bilgi verdi.

Tam Alan Dijital Mamografninse en güncel tekniklerden biri olduğunu söyleyen Dr. Ömer Koçak, görüntülerin direkt olarak bilgisayara aktarıldığını ve bilgisayar ortamında incelendiğini, görüntülerin dijital ortamda saklandığını ve kalite kaybına uğramadığını belirtti. Bu yöntemin görüntü kalitesinin üst düzey ve radyasyon dozunun da daha eski yöntemlere göre düşük olduğunun altını çizdi.

Dr. Ömer Koçak, “Ancak yukarıda sayılan tüm bu yöntemlerde meme içerisindeki dokular üst üste binerek arada veya arkada kalan dokuları saklayabilir. Bu nedenle bu yöntemlerde küçük tümörler meme dokusu içerisinde gizlenebilmekte, bu da bazı erken evre kanserlerin tanınmasını güçleştirmekte veya engelleyebilmektedir” diye konuştu.

3 Boyutlu Meme Tomosentezin de mamografi alanında geliştirilen en yeni teknik olduğunu söyleyen Dr. Koçak, “Tam dijital özelliklere sahip bu yöntemde her memenin 60 ile 100 arasında değişen sayıda çok ince kesitleri oluşturularak bilgisayara aktarılır. Memeler kesit kesit incelenir, böylece diğer meme dokularının arasında saklanan küçük tümör dokuları normal meme dokusundan daha rahat şekilde ayırt edilebilir” dedi.

Dr. Ömer Koçak, bu konuda yapılan, 33 bin hastadan alınan 3 yıllık verilerin derlendiği en geniş çalışmada 3 boyutlu meme tomosentez ile nelerin tespit edildiğini şöyle sıraladı: “Mamografide saptanan lezyonların daha rahat karakterize edildiği, dolayısıyla hastaların bu lezyonlara yönelik ileri tetkik için daha az geri çağırıldığı, kanser saptanma oranlarının arttığı, saptanan lezyonların değerlendirmesi için geri çağırılan hasta grubunda bu lezyonların gerçek kanserleri temsil etme oranının arttığı, yani geri çağırma konusunda daha isabetli kararlar verildiği, normal olarak değerlendirilen mamografi tetkikinden sonra kanser tespit edilen hasta oranının azaldığı kaydedilmiştir. Bu teknikle her memeden onlarca kesit alınmasına ve toplamda 100’ün üzerinde görüntü oluşturulmasına rağmen radyasyon dozu güncel cihazlarda standart mamografi ile yaklaşık aynıdır.”