Amerikan askerlerinin 21 kilometrekarelik İwo Jima adasını 36 günde ve ancak metre metre ilerleyerek ele geçirebilmeleri, ABD'li yetkililerin Japonlar karşısında 'ne yapacağız' sorusunu kara kara düşünmelerine yol açtı. Sadece bu ada savaşında, binlerce kayıp ve yaralı ile Amerikan ordusu, o güne kadar Pasifik’teki en büyük zayiatını vermiş, 25 bin kişilik Japon ordusu ise başta cesedi dahi bulunamayan General Tadamichi Kuribayashi olmak üzere, bütünüyle yok olmuştu. Ve bu süreç, Japonya'ya atom bombası atılmasıyla sonuçlandı.
İkinci Dünya Savaşı devam ederken, Mart 1941 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri, kendi güvenliği açısından korunmasını gerekli gördüğü her devlete malzeme yardımında bulunuyordu. Fakat 7 Aralık 1941’de Pearl Harbor’da bulunan Amerikan Büyük Okyanus Donanması’nın Japon Hava Kuvvetleri tarafından batırılması üzerine fiilen savaşa dâhil oldu. Bu olay, Uzak Doğu’daki mücadeleyi daha da şiddetlendirdi ve Japonlar üç ay içerisinde bütün Güneydoğu Asya’ya saldırdılar: Filipinler, Hollanda Doğu Hint Adaları, Hong Kong, Malezya ve Singapur’u ele geçirdiler.

İkinci Dünya Savaşı’nın en kanlı, en çetin muharebeleri Pasifik Cephesi’nde Amerikalılar ile Japonlar arasında yaşandı. 1945 yılı Şubat ayına gelindiğinde işgal ettikleri tüm bölgelerden Japonların çıkartılmasını hedefleyen Amerikan Genelkurmayı, Filipinler ve Burma’nın ardından hedefini, Japon ana karasına rahatça bombardıman yapılabilecek mesafedeki adalara çevirdi. Bunlardan biri de “Iwo Jima” Adası idi. Tokyo’ya 1200 kilometre uzaklıkta ve ağır bombardıman uçaklarının kalkabileceği bir havaalanına sahip olan 21 km2’lik bu adayı işgal etme görevi Amiral Chester William Nimitz’e verildi. 75 saat süren yoğun ve şiddetli bir bombardımanın ardından 19 Şubat 1945’te 30 bin deniz piyadesi ile çıkartma başladı. Fakat bu küçük ada Okinawa Adası’yla beraber, Pasifik’te Amerikan ordusunun en ağır kayıpları verdiği yer olacak ve iki ay içinde toplam 55 bin Amerikan askerinin ölümü ve yaralanmasına sahne olacaktı.

Bombardıman edilmiş ve görünürde savaşacak kimsenin olmadığı adaya ayak basan ve kolayca ilerleyebileceklerini düşünen Amerikan askerleri, birden bire karşılaştıkları Japon saldırısı sonucu ilk aşamada 2000’den fazla kayıp verdiler. Adada konuşlanan 24-25.000 mevcutlu Japon ordusunun komutanı General Tadamichi Kuribayashi’nin emir ve taktikleri doğrultusunda çalışan Japon askerleri, çıkartma öncesinde zamana karşı yarışarak Iwo Jima’nın altında karınca yuvalarını andıran tüneller ve mağaralar kazmışlar, düşmanlarını orda beklemişlerdi. Amerikan askerlerinin sahili doldurmasıyla da saldırıya başlayarak bulundukları yer altı tünellerinden çıkmış ve yarım saatlik bir “Bansai” saldırısından sonra tekrar ortadan kaybolmuşlardı. General Tadamichi Kuribayashi, havada, denizde ve karada üstünlüğe sahip Amerikan güçleri karşısında savaşı yer altında indirmiş ve askerlerine ne pahasına olursa olsun adayı savunma ve teslim olmama emri vermişti.

Kendilerini çetin bir savaşın beklediğini anlayan Amerikan askerleri bu adayı ancak metre metre savaşarak 26 Mart 1945 günü tamamıyla ele geçirebilmişlerdi. Savaş sonunda binlerce kayıp ve yaralı ile Amerikan ordusu, o güne kadar Pasifik’teki en büyük zayiatını vermiş, 24-25.000 kişilik Japon ordusu ise başta cesedi dahi bulunamayan General Tadamichi Kuribayashi olmak üzere, 200 kadarı hariç bütünüyle yok olmuştu.

1968 yılında tekrar Japonya’ya iade edilen Iwo Jima Adası’nda Japon ordusunun şiddetli direnişi ile karşılaşan ABD birlikleri sadece burada kontrolü 36 günde sağlayabildi. Bu ise Amerikalıların endişelerini arttırdı. Çünkü gerek Iwo Jima’da ve onu takip eden Okinawa Adası savaşlarında verilen büyük kayıplar, Amerikalıların gözünü korkuttu. Japonlar, esir düşmek yerine intihar etmeyi ya da patlayıcı yüklü uçaklarını Amerikan gemileri üzerine düşüren kamikazeler gibi ölmeyi seçiyorlardı. Bu tavır ve direniş daha da şiddetli çarpışmalar olacağını haber veriyordu. ABD Genelkurmayı, Japonya’nın işgali sırasında bir milyondan fazla kayıp verileceğini tahmin ediyordu. İşte bu endişe ve korku ise Atom Bombası’nın kullanılması düşüncesini ön plana çıkarttı ve 6-8 Ağustos 1945’te Hiroşima ve Nagazaki üzerine birer atom bombası atıldı. Aynı gün, Şubat 1945’te Yalta Konferansı’nda alınan karar uyarınca, Sovyetler Birliği de Japonya’ya savaş ilan etti. Atom bombasının ürkütücü gücü ve Sovyet tehdidi karşısında, Japonya savaşı bıraktı ve teslim antlaşması 2 Eylül 1945’te imzalandı. Bu aynı zamanda II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği anlamına geliyordu.


Başta Iwo Jima ve Okinawa Adaları’ndaki bu savaşlargünümüzde Amerikan milli bilincinde yer etmiş bir halde. Özellikle de Iwo Jima’daki savaş Amerika’nın Pasifik Zaferi’nin en önemli sembolü olarak görülmekte. II. Dünya Savaşı’nın simgesi haline gelen ve23 Şubat 1945 günü Amerikan deniz piyadelerince ele geçirilen Suribachi’ye Amerikan bayrağının dikiliş sahnesi tüm dünyada hafızalarda yer etmişken, General Tadamichi Kuribayashi ve Japon ordusunun sıra dışı direnişi ise unutulmuş durumda.

İşteAmerikalıların kamerasından İwo Jima adasına ilk çıkışları ve meydana gelen çatışmalar
http://www.youtube.com/watch?v=sNGrMraa2P8

Kaynaklar:
Ahmet Kuyaş, (Yay. Yönetmeni), Tarih 2002, İstanbul, 2002.