kayseri escort ankara escort izmir escort antalya escort bursa escort istanbul escort

Etiketlenen üyelerin listesi

Toplam 2 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 2 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    BOZKURT21 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2015
    Mesajlar
    26,707
    Mentioned
    975 Post(s)
    Tagged
    37 Thread(s)

    Icon230 Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin En Gizemli Bürokratlarından Birisi: Adnan Kahveci

    Ülkemiz yakın tarihinde birçok darbeye, faili meçhul cinayetlere ve trajik olaylara sahne olmuştur. Yakın tarihimizdeki neredeyse her olay siyasi olarak iki kutuptan ele alınır. Biz burada siyasete karışmaksızın, hayatı bir başarı hikayesi teşkil eden Adnan Kahveci'yi ve sırlarla dolu ölümünü ele almaya karar verdik. ***emiz hiç kimseyi övmek, yermek veya siyaset yapmak değildir. Burada size sunduğumuz biyografilerde temel amacımız, farklı hayat hikayelerini öğrenerek dersler çıkartmaktır.

    İlk Yılları



    1949 yılında Trabzon-Köprübaşı'nda doğdu. İlkokul sıralarında okurken Milliyet Gazetesinin düzenlediği okullar arası bilgi yarışmasında biricilik kazanarak geleceği parlak birisi olduğunu belirtti. Daha iyi bir eğitim alabilmek için İstanbul'a gelerek burada Kabataş Erkek Lisesi'ne girdi. 1966 yılında buradan birincilikle mezun oldu ve aynı yıl yapılan üniversite sınavlarında da Türkiye birincisi oldu.
    Adnan Kahveci üniversite sınavında birinci olmasını şöyle anlatıyor:



    ''Eve doğru babamla yürüyorduk. Eve yaklaşırken bir de baktık ki kapıda 5-6 kişi birikmiş. Babam memur olduğu için bakkallara 2-3 aylık borcu vardı. Alacaklılar kapıya yığıldı zannettim, hayatımdaki en mutsuz hissettiğim an buydu. Sonra yaklaştıkça baktım ki bunlar tanıdık yüzler değil, bakkala benzemiyorlar. 'Siz Adnan Kahveci misiniz?' dediler. 'Evet' dedim. 'Siz üniversiteler arası seçme sınavında birinci oldunuz' dediler. O andaki büyük mutsuzluk çok değişik bir duyguya dönüştü. Bu ânı asla unutamam.''
    Eğitim Hayatı



    Adnan Kahveci Türkiye birincisi olarak İstanbul Üniversitesini tercih etti. Fakat buradaki eğitimi fazla uzun sürmedi. Adnan Kahveci İstanbul Üniversitesinden, ABD-İndiana'da bulunan Purdue Üniversitesine geçerek, elektrik mühendisi olarak lisans eğitimini burada tamamladı. Daha sonra Missouri Üniversitesinde doktora eğitimini tamamladı ve bu üniversitede bir süre akademik araştırmalarda bulundu.
    Adnan Kahveci'nin Kendi Anlatımıyla Eğitim Hayatı



    ''İhtisaslaştığım konu bütün bilim dallarının kesiştiği bir alandı. Yani fizik, kimya, mühendisliğin bütün dallarının ve tıbbın ortaklaşa kullanıldığı bir alan. Buna Biyotıp Mühendisliği ya da Tıp Mühendisliği diyoruz. Böylece geniş bir çalışma alanım oldu.''
    Siyasete Girişi



    Esasında doktora sonrasında Adnan Kahveci'nin üniversitede kalmasını istemişlerdi. Asistan olup ardından basit bir akademik kariyerle Amerika'da yaşamayı tercih edebilirdi. Fakat o, böyle yapmadı. Kendisinin yurt dışında okumasına vesile olan devlete karşı bir borcu olduğunu düşünüyordu. Adnan Kahveci, Türkiye'ye geri dönüp memleket için çalışmayı seçti. (Bilhassa Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde, tıpkı Adnan Kahveci gibi yurt dışında okuyup sonrasında ülkemize geri dönüp, memleket için hizmeti seçen birçok aydınımız bulunmaktadır. ) Adnan Kahveci 1983 yılında Turgut Özal'ın başını çektiği Anavatan partisinin kurucuları arasında bulundu. 1987 yılındaki seçimlerde İstanbul Milletvekili seçildi ve böylece aktif siyasete atılmış oldu.
    Siyasi Kimliği Ve Faaliyetleri



    Adnan Kahveci 1990 yılında Maliye Bakanlığı görevine getirildi. 1991 yılı seçimlerinde tekrar İstanbul Milletvekili seçildi. 80 darbesinden sonra tanışıp birlikte siyasete atıldığı Turgut Özal'a en yakın olan isimlerden birisiydi. Bugün detaylarını ve gerçekliğini bilememekle birlikte, Turgut Özal'ın gizli projelerini ve birtakım sırlarını Adnan Kahveci ile paylaştığı iddiaları mevcuttur.
    Kara Bir Yıl 1993



    1993 yılı esasında Türkiye için birçok trajik olayın ve sır dolu ölümlerin yaşandığı bir yıldı. Turgut Özal, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in gizemli ölümleri, 33 silahsız erin Bingöl'de otobüsten indirilerek teröristler tarafından katledilmesi ve Madımak Olayı yaşanan hadiselerden sadece ilk başta akla gelenleridir. Adnan Kahveci'nin sır dolu ölümü de işte bu 1993 senesine rastlar.
    Sır Dolu Ölümü



    5 Şubat 1993 günü, Adnan Kahveci, eşi Füsun Kahveci, kızları Aslı ve küçük oğulları Cihan'la birlikte Ankara'dan İstanbul'a geliyorlardı. Bolu-Gerede yakınlarında otobanda ters şeride girerek kötü bir trafik kazası geçirdiler. Adnan Kahveci ve eşi olay yerinde hayatlarını kaybederlerken, kızları Aslı bitkisel hayata girmişti. Fakat oda yaşama tutunamadı ve olaydan 10 gün sonra vefat etti. Birçok insan Adnan Kahveci'nin planlı bir şekilde yanlış yola sokularak kasten öldürüldüğü görüşündedir.
    Adnan Kahveci'den Sonra




    Ailenin küçük oğlu Cihan Kahveci, 1993 yılındaki trafik kazasından kurtulmayı başarmıştı. 2015 yılında, bu kaza hakkındaki araştırmalar sonucunda olayı Erhan Göksel'in planladığını öne sürmüştür. Cihan Kahveci, Erhan Göksel'in İsrail gizli servisiyle birlikte 10 milyon dolar karşılığı bu işi yaptığını ve aynı kişinin Turgut Özal'ı da zehirlediğini iddia etmektedir. Erhan Göksel ise 2010 yılında hayatını kaybetmiştir.
    Netice itibarıyla Adnan Kahveci, kendi döneminde her çeşit siyasi görüşe sahip insanın sevgisini ve saygısını kazanmış bir isimdi. Türkiye'nin en alt sınıfından çıkıp devlet mevkilerine kadar çıkan başarı öyküsü de herkese örnek teşkil etmektedir.
    Konu adamlığa geldi...
    Sen kalk istersen.



  2. #2
    BOZKURT21 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2015
    Mesajlar
    26,707
    Mentioned
    975 Post(s)
    Tagged
    37 Thread(s)
    Adnan Kahveci'nin sonunu getiren Kürt raporu mu oldu?

    Bundan tam 22 yıl önce şüpheli bir trafik kazasında, eşi ve çocuğu ile birlikte hayatını kaybeden dönemin Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin ölümü, halen birçok soru işareti barındırıyor.


    Adnan Kahveci genç yaşta yaptığı siyasi çalışmalar, dürüst kişiliği ve idealleri ile kısa sürede adından söz ettiren, dikkat çeken bir kişi idi. Daha ilkokul yıllarında, Milliyet gazetesinin açtığı bir yarışmayı kazanması, çalışkan, parlak bir insan olacağının müjdecisi gibiydi. Zira, 1966’da Kabataş Lisesi'nden dönem birincisi olarak mezun oldu, ardından Üniversite sınavında birinci oldu ve İstanbul Üniversitesi'ne girdi.
    Ne yazık ki Adnan Kahveci, ülkemizin her açıdan en kritik dönemi olan 90′lı yıllarda, kendisinin de ömrünün en aktif geçeceği zamanda geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti. Kahveci’nin bu hazin ölümü bugün bile tartışılan konuların başındadır.

    KÜRT RAPORU HAZIRLADI
    Kahveci, Korkut Özal ile başladığı siyasi kariyerine Turgut Özal’a danışmanlıkla devam etmişti. Hala ülke gündeminin en önemli sorunu kabul edilen’ Kürt sorunu’ ile ilgili Türkiye'de şu ana kadar hazırlanan en kapsamlı ve devletin kasasında tutulan üç rapordan birisi, ona aittir. Rapor, 1992 Mayıs’ında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a teslim edildi.
    NEDEN KÜRT RAPORU HAZIRLADI?
    Adnan Kahveci, milletvekili maaşını bile fazla gören ve ülkesini aşırı seven biriydi. Kürt meselesi konusunda, onu bir rapor yazmaya sevk eden, 1991-1992 Nevruz’unda yaşanan ve çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylardır. O yıllar, Türkiye’nin alarm ziliydi. O dönemde devletin çatısında, yangının bacayı sarmakta olduğunun farkına varan bir tek Özal vardı. Özal ve Kahveci’nin bu soruna neşter vurmaya hazırlandığı noktada ölmüş olması, talihsizlik olarak değerlendirilmektedir. Kahveci, bu konuda bir çalışma yapma arzusunu Turgut Özal’a iletmiş, onun iznini aldıktan sonra da daktilonun başına oturmuştu.
    NEDEN BU KONUYA BULAŞIYORSUN?
    Kahveci kendisine ‘neden bu konuya bulaşıyorsun, gündeme getirmekle siyasi hayatın biter’ tarzında uyarıların yapıldığını aktarıyor ve ‘Kürt sorunu çözülmezse ne olur’ sualini sorarak aşağıdaki alıntıyla devam ediyordu:
    “Demirel-İnönü hükümeti Kürt sorununun çözümünü yine zamana bırakmıştır. Sorunun çözümünü zamana bırakmak, yapılabilecek en büyük yanlıştır. ANAP’ın başlattığı çözüme dönük uygulamalar, şimdi tamamen durdurulmuştur. ‘ Milletimiz buna hazır değil’ bahaneleriyle somut, demokratik adımlardan kaçınılmaktadır. Benim inancım odur ki, Kürt meselesi, Türkiye’nin en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Şırnak’ta, Cizre’de Nevruz kutlaması bahanesiyle 80-90 kişi ölüyorsa, 22 Mart 1992 Nevruzunda, Nusaybin’de halkın üzerine panzerler sürülüp, 17 vatandaş hayatını kaybettiğinde Türkiye basınıyla, aydınıyla ‘İşbaşında DYP- SHP koalisyonu var’ diye susuyorsa, bu, çok büyük sorunlara gebeyiz demektir. Eğer Kürt sorununa ciddi teşhis konmaz, ciddi çözümler uygulanmazsa Türkiye iç harbe sürüklenir. Herkes korkup sessiz kalırsa Türkiye felakete doğru gidecektir. Şehit olan her asker ve polisten sonra Kürtlere karşı ayrımcılığın arttığının belirtileri vardır. Hızla artan bu gidişi durduramazsak iç savaşa sürüklenmemiz kaçınılmazdır.”
    KAHVECİNİN KÜRT SORUNUNA İLİŞKİN TEMEL KABULLERİ
    *‘Demokratikleşme ne kadar olursa olsun bölücü terör tamamen durmayacaktır.’
    *‘Bu hakkı da verdik ama terör durmadı’ sözünü, demokratikleşmeye itirazın dayanağı yapmanın geleceği daha karanlık hale getirmekten başka sonuç doğurmayacaktır.
    *‘Askeri çözümle hiçbir ülke netice alamamıştır. Askeri çözümler her zaman iç harbi getirmiştir.’
    ALINMASI GEREKEN EKONOMİK TEDBİRLER
    Kahveci sorunu, daha ağırlıklı olarak ‘ekonomik açıdan güçlenmede’ görüyordu. Türkiye’de işsizliğin azalması, milli gelirin artmasıyla, zenginleşmeden pay alacak Kürtlerin, Türkiye’nin ulusal birliğinin çimentosu haline gelebileceği kanısındaydı. Irak sorunu gündeme geldiğinde, geleceğin Kuzey Irak’ı hatta Suriye’yi içine alan bir konfederasyonu kaçınılmaz hale getirebileceğinin de düşünülmesi gerektiği kanısındaydı.
    93 CİNAYETLERİ
    Türkiye’de 1993 yılı, peş peşe gelen suikastlar ve bugün hala tartışılan, şüpheli ölümlerle anılıyor.
    - Olaylar, 24 Ocak’ta arabasına yerleştirilen plastik patlayıcının infilak etmesi sonucu hayatını kaybeden Gazeteci Uğur Mumcu’yla başladı.
    - Aradan iki hafta geçmemişti ki bu kez ülke gündemi, 5 Şubat’ta Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci’nin Bolu Gerede yolunda geçirdiği trafik kazasıyla sarsıldı. Kahveci ve eşi olay yerinde, kazadan ağır yaralı olarak kurtulan 17 yaşındaki kızları ise 10 gün sonra hastanede hayatını kaybetti.
    - 17 Şubat’ta ise Orgeneral Eşref Bitlis’in de içinde bulunduğu uçak, “henüz belirlenemeyen nedenlerle” düştü ve Eşref Bitlis ‘kaza’da şehit oldu.
    - Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinin ardından, 17 Nisan’da hayatını kaybetti.
    - Tarih 2 Temmuz 1993’ü gösterdiğinde, Sivas’taki Madımak Oteli’nde 37 kişi yakılarak öldürüldü.
    - 22 Ekim’e gelindiğinde Diyarbakır Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Lice’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
    - Eşref Bitlis’in şüpheli ölümünün ardından istifa eden Binbaşı Cem Ersever 4 Kasım’da kafasına 2 el ateş edilmiş cesedi, başkent Ankara’nın Elmadağ çıkışında elleri önden bağlanmış vaziyette bulundu.
    Bazıları açıkça cinayet, bazıları ise aradan 21 yıl geçmiş olmasına rağmen hala “şüpheli ölüm” olarak anılan ‘93 olaylarının’ ortak noktası, faillerinin bulunamaması oldu. Davalar açıldı, mezarlar da açıldı.. Araştırma komisyonları kuruldu. Ancak şüpheli ölümlerdeki sis perdesi aralanamadı.
    93 CİNAYETLERİ BİRBİRİYLE BAĞLANTILI MI?
    ‘93 cinayetleri’ aydınlatılamadı ve yapılan çalışmalar sonuçsuz kaldı, ancak suikast iddiaları unutulmadı. Turgut Özal’ın Adnan Kahveci ile yakınlığı, Eşref Bitlis’in ölümünün ardından istifa eden Cem Ersever’in cinayete kurban gitmesi, yine Eşref Bitlis ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın PKK terörüne ve bölgedeki uyuşturucu kaçakçılığına karşı verdikleri mücadele de göz önüne alındığında ölümlerin birbiriyle bağlantılı olduğu şüpheleri güçlendirdi.
    KAHVECİ’NİN BİNMEDİĞİ UÇAKTA EŞREF BİTLİS CAN VERDİ
    Ayrıca bugün, 21. kez mezarı başında anılan Adnan Kahveci’nin kendisine tahsis edilen uçağı, hava yoluyla seyahat etmekten korktuğu için kullanmadığı ve o uçağın Eşref Bitlis’in hayatını kaybettiği kazada düşen uçak olduğu da sonradan ortaya çıkmıştı.
    FAİLİ MEÇHULLER UNUTULMUYOR
    Cinayetler arasındaki organik bağların birer birer ortaya çıkmasına rağmen, bugün Türkiye “Özal öldü mü, yoksa öldürüldü mü?” sorusuna cevap aramaya devam ediyor. Sayısız faili meçhul cinayet gibi 93 cinayetleri de aydınlatılmayı bekliyor.
    Konu adamlığa geldi...
    Sen kalk istersen.



Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Cevap: 0
    Son Mesaj : 30.Ekim.2017, 10:59
  2. Cevap: 0
    Son Mesaj : 12.Temmuz.2016, 18:32
  3. Türkiye - Çek Cumhuriyeti (CANLI) Maç saat 21:45'te
    Konu Sahibi EmRem Forum Diğer Takımlar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Ekim.2014, 21:34

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
gaziantep escort bayan gaziantep escort sesli sohbet seks hikaye onwin venüsbet giriş tipobet365 sahabet karabük escort ordu escort kars escort kocaeli escort izmit escort edirne escort ısparta escort karabük escort manisa escort adana escort
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort kızılay escort ankara eskort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort kayseri escort istanbul escort avrupa yakası escort çapa escort şirinevler escort avcılar escort beylikdüzü escort