Ülkemiz yakın tarihinde birçok darbeye, faili meçhul cinayetlere ve trajik olaylara sahne olmuştur. Yakın tarihimizdeki neredeyse her olay siyasi olarak iki kutuptan ele alınır. Biz burada siyasete karışmaksızın, hayatı bir başarı hikayesi teşkil eden Adnan Kahveci'yi ve sırlarla dolu ölümünü ele almaya karar verdik. ***emiz hiç kimseyi övmek, yermek veya siyaset yapmak değildir. Burada size sunduğumuz biyografilerde temel amacımız, farklı hayat hikayelerini öğrenerek dersler çıkartmaktır.

İlk Yılları



1949 yılında Trabzon-Köprübaşı'nda doğdu. İlkokul sıralarında okurken Milliyet Gazetesinin düzenlediği okullar arası bilgi yarışmasında biricilik kazanarak geleceği parlak birisi olduğunu belirtti. Daha iyi bir eğitim alabilmek için İstanbul'a gelerek burada Kabataş Erkek Lisesi'ne girdi. 1966 yılında buradan birincilikle mezun oldu ve aynı yıl yapılan üniversite sınavlarında da Türkiye birincisi oldu.
Adnan Kahveci üniversite sınavında birinci olmasını şöyle anlatıyor:



''Eve doğru babamla yürüyorduk. Eve yaklaşırken bir de baktık ki kapıda 5-6 kişi birikmiş. Babam memur olduğu için bakkallara 2-3 aylık borcu vardı. Alacaklılar kapıya yığıldı zannettim, hayatımdaki en mutsuz hissettiğim an buydu. Sonra yaklaştıkça baktım ki bunlar tanıdık yüzler değil, bakkala benzemiyorlar. 'Siz Adnan Kahveci misiniz?' dediler. 'Evet' dedim. 'Siz üniversiteler arası seçme sınavında birinci oldunuz' dediler. O andaki büyük mutsuzluk çok değişik bir duyguya dönüştü. Bu ânı asla unutamam.''
Eğitim Hayatı



Adnan Kahveci Türkiye birincisi olarak İstanbul Üniversitesini tercih etti. Fakat buradaki eğitimi fazla uzun sürmedi. Adnan Kahveci İstanbul Üniversitesinden, ABD-İndiana'da bulunan Purdue Üniversitesine geçerek, elektrik mühendisi olarak lisans eğitimini burada tamamladı. Daha sonra Missouri Üniversitesinde doktora eğitimini tamamladı ve bu üniversitede bir süre akademik araştırmalarda bulundu.
Adnan Kahveci'nin Kendi Anlatımıyla Eğitim Hayatı



''İhtisaslaştığım konu bütün bilim dallarının kesiştiği bir alandı. Yani fizik, kimya, mühendisliğin bütün dallarının ve tıbbın ortaklaşa kullanıldığı bir alan. Buna Biyotıp Mühendisliği ya da Tıp Mühendisliği diyoruz. Böylece geniş bir çalışma alanım oldu.''
Siyasete Girişi



Esasında doktora sonrasında Adnan Kahveci'nin üniversitede kalmasını istemişlerdi. Asistan olup ardından basit bir akademik kariyerle Amerika'da yaşamayı tercih edebilirdi. Fakat o, böyle yapmadı. Kendisinin yurt dışında okumasına vesile olan devlete karşı bir borcu olduğunu düşünüyordu. Adnan Kahveci, Türkiye'ye geri dönüp memleket için çalışmayı seçti. (Bilhassa Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde, tıpkı Adnan Kahveci gibi yurt dışında okuyup sonrasında ülkemize geri dönüp, memleket için hizmeti seçen birçok aydınımız bulunmaktadır. ) Adnan Kahveci 1983 yılında Turgut Özal'ın başını çektiği Anavatan partisinin kurucuları arasında bulundu. 1987 yılındaki seçimlerde İstanbul Milletvekili seçildi ve böylece aktif siyasete atılmış oldu.
Siyasi Kimliği Ve Faaliyetleri



Adnan Kahveci 1990 yılında Maliye Bakanlığı görevine getirildi. 1991 yılı seçimlerinde tekrar İstanbul Milletvekili seçildi. 80 darbesinden sonra tanışıp birlikte siyasete atıldığı Turgut Özal'a en yakın olan isimlerden birisiydi. Bugün detaylarını ve gerçekliğini bilememekle birlikte, Turgut Özal'ın gizli projelerini ve birtakım sırlarını Adnan Kahveci ile paylaştığı iddiaları mevcuttur.
Kara Bir Yıl 1993



1993 yılı esasında Türkiye için birçok trajik olayın ve sır dolu ölümlerin yaşandığı bir yıldı. Turgut Özal, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in gizemli ölümleri, 33 silahsız erin Bingöl'de otobüsten indirilerek teröristler tarafından katledilmesi ve Madımak Olayı yaşanan hadiselerden sadece ilk başta akla gelenleridir. Adnan Kahveci'nin sır dolu ölümü de işte bu 1993 senesine rastlar.
Sır Dolu Ölümü



5 Şubat 1993 günü, Adnan Kahveci, eşi Füsun Kahveci, kızları Aslı ve küçük oğulları Cihan'la birlikte Ankara'dan İstanbul'a geliyorlardı. Bolu-Gerede yakınlarında otobanda ters şeride girerek kötü bir trafik kazası geçirdiler. Adnan Kahveci ve eşi olay yerinde hayatlarını kaybederlerken, kızları Aslı bitkisel hayata girmişti. Fakat oda yaşama tutunamadı ve olaydan 10 gün sonra vefat etti. Birçok insan Adnan Kahveci'nin planlı bir şekilde yanlış yola sokularak kasten öldürüldüğü görüşündedir.
Adnan Kahveci'den Sonra




Ailenin küçük oğlu Cihan Kahveci, 1993 yılındaki trafik kazasından kurtulmayı başarmıştı. 2015 yılında, bu kaza hakkındaki araştırmalar sonucunda olayı Erhan Göksel'in planladığını öne sürmüştür. Cihan Kahveci, Erhan Göksel'in İsrail gizli servisiyle birlikte 10 milyon dolar karşılığı bu işi yaptığını ve aynı kişinin Turgut Özal'ı da zehirlediğini iddia etmektedir. Erhan Göksel ise 2010 yılında hayatını kaybetmiştir.
Netice itibarıyla Adnan Kahveci, kendi döneminde her çeşit siyasi görüşe sahip insanın sevgisini ve saygısını kazanmış bir isimdi. Türkiye'nin en alt sınıfından çıkıp devlet mevkilerine kadar çıkan başarı öyküsü de herkese örnek teşkil etmektedir.