Antik Mısır'ın coğrafi konumu ve özellikleri



Batısı ve doğusunun dağlarla çevrili olması, güneyinde Nil Nehri'nin çevrili olması ve kuzeyinde Akdeniz'in bulunması, Mısır'ı saldırılara karşı korudu. Çevresindeki dağların, yapılarda kullanılan taş ihtiyacını karşılaması, doğusunda altın madenlerinin bulunması, Nil Nehri'nin tarım alanlarını beslemesi, papirüs ağaçlarının bolluğu ise Mısır'ın gelişmesine büyük katkı sağladı.
Antik Mısır'ın kuruluşu



Mısır tarihine ait ilk belgeler M.Ö. 4000 yılının sonlarına kadar dayanır. Bu bilgiler ışığında Mısır'ın önce siyasi birlik kurduğu, sonra birbirinden ayrı iki krallığa ayrıldığı bilinmektedir. Bu krallıkların biri güneyde diğeri kuzeyde, deltadaydı. Siyasal olarak ilk gelişme Yukarı Mısır Krallığı'nın yukarısında yer alan Hierakonpolis oldu.
Antik Mısır'da görülen kültürler



Antik Mısır'da ilk defa kültürlerin oluşması Hanedanlık Öncesi Dönem'de görülür. Bu zamanda Yukarı Mısır'da Badari, Aşağı Mısır'da Naqada kültürü görülür.
Badari kültüründe çok iyi bir şekilde çömlek yapımı, taş ve bakır aletlerin kullanılması görülüyordu. Zamanla bu kültürü Armatyan ve Geryan kültürü izledi
Aşağı Mısır'daki Naqada kültüründe ise; ilk başta Nil Nehri çevresinde küçük tarım toplulukları görülüyordu. İnsanlar Etiyopya (Eski ismi Habeşistan'dır, en başarılı döneminde altın madenleri sayesinde devrinin en güçlü ülkesi konumundaydı. Ayrıca İslamdaki ilk göç Habeşistan, yani Etiyopya'ya olmuştur) topraklarından savaş aletleri, kesici ve diğer aletler için obsidyen ve diğer madeni kaynakları kendi topraklarına getiriyorlardı.
İlerleyen zamanlarda Aşağı Mısır'ın iki hükümdarı Skorpion ve Narmer, M.Ö. 3190 sularında otoriterlerini Yukarı Mısır'da da etkin bir şekilde göstermiştir. Antik Mısır'ın yazı şekli olan Hiyeroglif yazısı ilk defa Naqada kültüründe kullanılmıştır.
Hiyeroglif yazı hakkında daha fazla bilgi



Antik Mısır'da kullanılan, Yunanlıların ''kutsal yazı'' dediği bir resim yazısıdır. Yazı yukarıdan aşağıya, soldan sağa ya da sağdan sola yazılmaktaydı. İnsanlar yazının ne taraftan başladığını anlamak için harflerdeki hayvanların baktıkları taraftan yardım alıyordu.
Harfler çeşitli renklerle boyandığı için ayrıntılı bir yazı türüdür. Genelde tapınaklarda, mezarlarda ve papirüs kağıtlarda kullanılırdı. Hiyeroglif yazılar ilk defa Fransız dil bilimci Champollion tarafından 1790-1832 yılları arasında çözüldü. Champollion ilk çözdüğü taşa Rosetta Taşı ismini verdi. Taşın bir yüzü Hiyeroglif diğer bir yüzü ise Yunanca olarak yazılmıştı.
Birinci ve ikinci Mısır sülalesi



Narmer'in ardından gelenler (3197-2278) birinci ve ikinci Mısır sülalesi olarak bilinir. Bu dönemde başkent Thinis'ti. Mısır'ın gelecekteki başarıları, siyasi gücü ve hukuku bu dönemde atıldı.
Firavunlar güçlü ve zengindi, otoriterlerini Mısır'a yaymışlardı. Sonraları Krallığın başkenti Mısır tarihinde önemli bir yer tutan Menfis şehrine taşındı. Menfis sülaleleri dönemi başladı.
Menfis sülaleleri dönemi



Bu dönemde Mısır, yoğun bir askeri etkinlik sürdürüyor; doğu sınırlarındaki Mısır'ı tehdit eden Asyalı halklara seferler açıyordu. Libya'da otoritesini güçlendiriyordu. Bu genişleme altıncı sülale tarafından da devam ettirilecek, birçok yere seferler düzenlenecek, Akdeniz'in doğusundaki şehirler ve sitelerle sıkı bir ticaret ilişkisi kurulacaktı.
Bu dönemin en önemli kralı, üçüncü sülalenin 2. kralı olan Kral Zoser'dir. Kral Zoser başkent Menfis yakınlarına ilk piramit olan Basamaklı Piramit'i inşa ettirmiştir.
Zoser'den sonra gelen krallarda piramit yaptırmaya devam etmiştir. Bu piramitlerin en önemlisi 4. hanedan zamanında yapılan Keops Piramidi'dir.
Mısır piramitleri hakkında daha fazla bilgi



Piramit sözcüğü Grekçe'de ateş anlamına gelen piro ile merkez anlamına gelen amid sözcüğünden oluşur yani ''merkezdeki ateş'' anlamı verir. İlk yapılan piramit Basamaklı Piramit'tir. En önemli Mısır piramitleri Gize Piramitleri'dir yani Mikerinos, Kefren ve Keops isimli üç piramittir.
Keops Piramidi 20 yıl içerisinde 150 metre yüksekliğe kadar çıkarılarak her biri 2.5 ton olan 2.300.000 adet kireç taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Yapılan hesaplamalara göre bu süre zarfında her bir taşın 2.5 dakikada yerleştirilmesi gerekiyordu bu nedenle piramitlerin sırrı günümüzde bile çözülemiyor.
Ayrıca yapılan araştırmalar sonucunda piramitlerin 5 yüzü değil 9 yüzü olduğu görülmüştür. Nedeni her bir yan üçgenin içe doğru bir eğimi olması bu yüzden yanal üçgenlerin tek değil iki parçadan oluşmasıdır.
Giza piramitleri ile ilgili ilginç birkaç bilgiyi sizin için derledim:




  • Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda iki kere güneş ışığı giriyor (bu ışıklar doğumunu ve tahta çıkışını simgeliyor)
  • Piramitlerin içinde radar, ultra sound, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
  • Piramitlerin içi yazın serin, kışın sıcaktır.
  • Piramitlerle hem kürenin hem de dairenin yüzeyi hesaplanabiliyor.
  • Piramitler, Orion Takım Yıldızı'nın Dünya'dan 10.500 yıl önceki görünüşlerine göre inşa edilmiştir.
  • Keops Piramidi'nin taban çevresinin, yüksekliğinin iki katına bölünmesi Pi sayısını verir.
  • Keops Piramidi ile dünyanın merkezi arasındaki mesafe, Kuzey Kutbuyla arasındaki mesafeye eşittir.
  • Piramitler aynı zamanda güneş saati işlevi görür. Ekim ayı ortasında ve Mart ayının başlangıcındaki gölgeleri, mevsimleri ve yılın uzunluğunu gösterir.

Birinci Ara Dönem (M.Ö. 1549-1069)



Halkın açlık çekmesi, ekonominin çökmesi, gıda kıtlığı, politik çekişmeler ve merkezi otoriterin zayıflaması halkı isyana götürdü ve Mısır'da sosyal devrim başladı. Bu anarşi sekizinci sülaleye kadar devam etti. Bu arada Mısır üçe bölündü. Herakleopoüs dolaylarında Orta Mısır Krallığı, Teb dolayında Yukarı Mısır Krallığı ve Mısır'ın Deltası civarında Asyalı istilacıların ele geçirdiği bir krallık kuruldu. Daha sonraları Teb sülalesi 1.5 yüzyıl sonra tekrardan otorite kurdu ve Mısır'ı birleştirdi. Orta Krallık Dönemi böylece başlamış oldu.
Orta Krallık Dönemi



Bu dönemde siyasi birlik tekrardan kurulmuş, Firavunlar tarafından valiler atanmıştır. 2. Mentuhotep ve onunla başlayan 11. hanedanlık Mısır'ı Teb'den yönetti. 12. sülale zamanında Mısır, tekrardan Yakın Doğu'nun en güçlü devleti konumuna geldi. Daha sonraları iktidarı hak etmeyen kişiler başa geçti. Bunlar devlet otoritesini güçsüzleştirdi, bu yüzden ülke Hyksos'ların (kökenleri hala tam olarak bilinmemektedir) istilasına uğradı.
Hyksos'luların ülkeyi işgal etmesi ülkeyi ikinci ara döneme sürükledi. Bu dönemde Mısır'a uzun yıllar etki edecek yıkımlar yaptılar. Deltayı geçip Aşağı Mısır'a kesin olarak yerleştiler ve artık burada ülkenin sahibi oldular. Bu yüzden Teb sülalesi bir yüzyıl Hyksos'ların baskısında yaşadıktan sonra bir kurtuluş savaşına girdi. Daha sonra Mentuhotep ve 11. sülalenin yardımıyla Mısır'daki yönetim sorunu çözülmüş, ülkede birlik sağlanmıştı.
Mısır çok erken bir dönemde edebiyat, din ve sanat alanında özgür uygarlığını gösterdi ve bu özgürlüğü uzun zaman koruyabildi. Böylece Yeni İmparatorluk Dönemi başlamış oldu.
Yeni İmparatorluk Dönemi (M.Ö. 1580-1085)



Mısır'da sağlanan birliğin sürmesi için Mısır'a bir reform gerekiyordu. On sekizinci sülale bu konuda çalışmalar yaptı. İlk olarak taht kavgalarına sebep olan karışıklıkları önlediler, Hyksos'lardan sonra Doğu'dan gelen tehditlere daha çok önem verdiler. Bu yüzden seferler düzenlediler. Fenike, Filistin ve Lübnan'ı fethettiler. 4. Tutmes, Mitanni kralının kızı ile evlendi, böylece aralarında bir ittifak sağladılar.
Mısır'ın bu ilerleyişi Hitit İmparatorluğu'nun dikkatini çekti. Mısır'ın ilerlemesini durdurmak için savaş açtı, ama savaşı kaybetti. Daha sonraları Mısır ile Hitit arasında defalarca savaş yaşandı, fakat hiçbir sonuca varılamadı. Özellikle de Mısır Kralı 2. Ramses ile Hitit Kralı Muvatalli arasında bir rekabet vardı, bu yüzden uzun yıllar boyunca birbirleri ile savaştılar.
Sonra Muvatalli'nin ölümü Hitit İmparatorluğu'nun geleceğini endişeye düşürdüğü için iki ülke arasında tarihin ilk antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması Adana'da imzalandı.
Yine de Asya'da yeni tehlikeler vardı. Tehlikelerden biri Asur Devleti, diğeri ise balkanları ve Küçük Asya'yı işgal edecek olan Hint-Avrupa dalgalarının gelişiydi. 3. Ramses bu tehlikelere karşı ülkeyi büyük ölçüde korudu. 3. Ramses'ten sonra gelenler bunu başaramadı. Devrin sonlarına doğru Mısır, Asya politikasını bıraktı.
Pers ordusunun Mısır'ı işgali



M.Ö. 525 yılında 2. Kambises önderliğinde Pers ordusu Mısır'a ilerledi. Pelisyum Muharebesi'nde firavunun esir düşmesi ile savaş kaybedildi ve 2. Kambises firavun ünvanı aldı. Sonra Mısır'a bir satrap (vali de denilebilir) atadı.
Mısır halkı hiçbir zaman Pers yönetimini kabul etmedi, birçok defa ayaklandılar ama hiçbir zaman Pers yönetiminden kurtulamadılar. Bazı kaynaklar Pers yönetimini Mısır'ın 31. ve son hanedanlığı kabul etmektedir. Bazı kaynaklar ise bu hanedanlığı kabul etmez ve Antik Mısır tarihine 30 hanedanlık olduğunu belirtir.
Mısır, Perslerden sonra savaşılmadan Büyük İskender'e teslim edilmiştir.
Mısır'da Büyük İskender dönemi



Büyük İskender Mısır halkı tarafından sevgi ile karşılandı. Bu dönemde başkent İskenderiye oldu. Yönetim Mısır modeline uygun yapıldı. İskenderiye Kütüphane'si (kütüphane yakıldığı için günümüze kadar ulaşamadı, kimin yaktığı bilinmemektedir) yapıldı. Mısır ve Yunan tanrıları karma bir şekilde birleştirildi.
Roma dönemine doğru gidersek; Mısır'ın Roma için önemli bir tahıl yeri olması, Mısır'ın kötü gidişatı ve Suriye'nın Mısır için bir tehdit olmasından dolayı Roma Mısır'ı almak istemiştir.
Mısır'da Roma dönemi



Roma donanması M.Ö. 30 yılında Mısır'a sefer düzenledi. Kleopatra ve Marcus Antoinus komutasındaki Mısır donanması Roma'lı birlikleri durdurmak istedi. Aktium Savaşı'nda Mısır kaybetti böylece Mısır Roma'ya bağlandı.
Roma yönetimi, Büyük İskender yönetimine göre daha düşmanca bir tavır gösterdi. Mısır kültürü merkezde pek yaşatılmadı ve Roma kültürü Mısır'da daha etkili oldu ama yine de Mısır'ın merkezden uzak yerlerinde gelenekler yaşatıldı.
Sanat eserlerinde, binalarda ve mezarlarda Roma etkisi görüldü. Örnek verecek olursak aşağıdaki mezar taşları Roma-Mısır karışımı sanat eserlerine güzel bir örnektir.
Mezar taşlarına yapılan mumya potrelerine Feyyum denilirdi.



Genellikle Mısır'ın ileri gelenleri...



yöneticileri...



veya zengin kesimi yaptırırdı.



Hristiyanlıktan sonra Mısır



M.S. 391 yılında Roma İmparatorluğu, Hristiyanlığı kabul ettikten sonra Hristiyanlığı yasal hale getirdi ve bütün pagan tapınaklarını kapattırdı. Mısır'daki tapınaklar kapatılmaya veya kiliseye dönüştürmeye başlandı, pagan rahipler azaldı, hiyeroglif yazma ve okuma geriledi, eski Mısır gelenekleri yavaş yavaş azaldı.
Antik Mısır hakkında komplo teorileri



Antik Mısır birçok komplo teorisyenine konu olmuş bir uygarlıktır. Mutlaka sizler de bunları okumuşsunuzdur. Doğrudur veya yanlıştır ben de birkaç tanesine değinmek istiyorum inanıp inanmamak veya arada kalıp "doğru mudur ki acaba?" demek size kalmış.
Uzaylılar yüzyıllar önce Mısır'ı ziyaret mi etti?



İçerikte piramitlerin özelliklerine değinmiştim. Bazı insanlar bu özelliklerini göz önüne aldığında o tarihte insanlar nasıl yapmış bunları diye düşünüyor ve akıllarına şöyle bir soru geliyor: "Acaba uzaylılar mı yaptı piramitleri?"
Uzaylıların yaptığına inanan insanlar genellikle aşağıdaki fotoğrafı örnek gösteriyorlar.
Gördüğünüz fotoğraf kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.




Fotoğrafta günümüzde kullandığımız helikopter (solda üst tarafta), tank (sağda üst tarafta) ve bir hava aracı (sağ tarafta aşağıdaki ikinci kabartma) günümüzdeki araçlara çok benzer bir biçimde yapılmıştır.
Ayrıca piramitlerin bir takım astronomik hesaplar ile yapılması piramitleri uzaylıların yaptığı inancını güçlendirmektedir.