Dünyaca ünlü tarihçi Halil İnalcık 100 yaşında hayatını kaybetti.
Bütün ömrünü neredeyse çalışmaya adayan, dünyaca ünlü tarihçi Halil İnalcık 100 yaşında hayatını kaybetti. İnalcık, bir dönem ünlü tarihçi İlber Ortaylı’ya hocalık da yapmıştı. Halil İnalcık, iyi derecede Fransızca, İngilizce, Farsça, Arapça, İtalyanca ve Almanca bilmektedir.
HALİL İNALCIK KİMDİR?
Dünyaca ünlü tarihçimiz Halil İnalcık, 26 Mayıs 1916'da İstanbul'da dünyaya geldi. Çocukluğu hep savaş yıllarında geçen İnalcık, 1924 yılında, ailesiyle birlikte Ankara'ya yerleşti ve ilkokulu burada, Gazi İlkokulu'nda bitirdi. Babası Seyit bey ailesini bırakıp Mısır'a yerleştiği için Halil İnalcık'ı annesi büyüttü. Ortaokulda yatılı olarak Sivas Öğretmen Okulu'na verilen İnalcık, 1932 yılında ise Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'na nakledildi.
Burada, fizik dalında Nusret Kürkçüoğlu, edebiyat dalında ise edebiyat tarihçisi Abdülbaki Gölpınarlı gibi ünlü hocalardan ders aldı. 1935'de, öğretmen okulundan mezun olduktan sonra, Atatürk'ün tarih tezini bilimsel temellere dayandırmak için kurduğu Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne başladı. İnalcık, üniversite eğitimi sırasında da dönemin önemli isimlerinden ders aldı.
Ortaçağ tarihi derslerini aldığı Köprülü, İnalcık üzerinde büyük bir etki bıraktı ve meslek yaşamı boyunca kendisine örnek oldu. İnalcık, 1940 yılında mezun olduktan sonra Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde kaldı ve Yakınçağ Tarihi Bölümü'nde asistan oldu. Bu arada Şevkiye Hanımla evlendi ve 1948 yılında Günhan adlı çocukları dünyaya geldi.
KAÇ DİL BİLİYOR?
Halil İnalcık bir röportajda ”Hocam kaç dil biliyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı vermiştir: ‘Madem sordunuz söyleyeyim, ben Fransızca ile başladım. Fransızcam çok iyiydi. Fransızca’dan sonra, üniversite bittikten sonra İngilizce öğrendim. İngiltere’de bir buçuk sene kaldım. Ondan sonra doçent iken Farsça’yı öğrendim. Farsçam iyidir,yani o ağır Farsça metinleri okuyup anlayabilirim. Arapça için ben Beyrut’ta 6 ay kaldım, orada Filistinli genç bir mülteci ile beraber 6 ay Arapça tahsil ettim.”
Bunun haricinde Halil İnalcık, İtalyanca ve Almanca dillerini de bilmektedir.
İLBER ORTAYLI’YA HOCALIK YAPTI
Halil İnalcık 1953-54 senesi ders yılında, Columbia Üniversitesine ziyaretçi öğretim üyesi olarak davet edildi. Buradan sonra 1956-57 yıllarında Harvard Üniversitesinde birtakım araştırmalarda bulundu. 1957’de yurda geri dönerek, bir zamanlar kendi okuduğu okulda, Dil Tarih Ve Coğrafya fakültesinde ders vermeye başladı. Burada ileride çok başarılı olacak parlak bir öğrencisi de vardı: İlber Ortaylı. Halil İnalcık öğretmen olmuştu fakat öğrenciliğini de ihmal etmiyordu. 1960-61 yılında Beyrut’a giderek burada Arapça öğrendi. Sonrasında aralıksız hizmet verdiği Dil Tarih Ve Coğrafya fakültesinden 1972 yılında emekli oldu.
ATATÜRK için şu söylediği sözler hepimize ışık tutacak güzellikte:
“Mustafa Kemal’in emperyalistlere karşı zaferi Batı’yı sarsıyordu. Avrupa’nın sömürge halinde getirdiği Hindistan ve Çin bu kahramanın mücadelesini günü gününe izliyorlardı. Harpten yeni çıkmış İngiliz halkı, Yunan’ın yardımına gitmek için asker olmayı kabul etmedi. (1922). Yunan yalnız kaldı. İngiliz Hükümeti, Büyük Savaşta olduğu gibi Hintlilerden, Hintli Müslümanlardan bir ordu yapıp Mustafa Kemal’e karşı Yunanlıların yardımına gelmek istedi. Fakat Hintli Nehru ve Gandi, o zaman Mustafa Kemal’in Anadolu’daki savaşını heyecanla izliyorlar, bağımsızlıkları için bir savaş öncesi gibi algılıyorlardı. İngiltere’ye asker vermemek için ‘non cooperation’ hareketini başlattılar. Eğer Gandi ve Nehru bu hareketi başlatmasalardı İngiltere Yunan’ın yanına gelecekti, o zaman işler çok daha başka olabilirdi. Mustafa Kemal, kendi vizyonuyla Asya’yı fethetmişti. Hindistan’ı bağımsızlığa götüren Gandi’nin kahramanı Mustafa Kemal’di. Çin o tarihte kapitülasyonlarla Batı’nın bir sömürgesi haline geldi. Çin kapitülasyonları Batı’nın yüzüne atma cesaretini ancak Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra başardı. O günlerin gazetelerini okursanız göreceksiniz, Avrupa’nın bir kölesi haline getirilen ülkeler, Endonezya, Çin, Hindistan, Orta Asya Mustafa Kemal’den cesaret aldılar. Afganistan’da Amanuallah Han, İran’da Şah Rıza Pehlevi Gazi Mustafa Kemal’i örnek aldılar…”