İlk Yıllar
Halil İnalcık 26 Mayıs 1916'da İstanbul'da doğdu. Babası Kırım göçmenlerinden Seyit Osman Nuri Bey, annesi Ayşe Bahriye Hanım’dı. İlköğretim hayatını 1923-30 yılları arasında Ankara Gazi Mektebinde tamamladı. Arada 1 yıl Sivas Muallim Mektebinde de okudu. 1935 yılında ise Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebinden mezun olduğunda, önünde iki yol vardı. Ya Anadolu'nun bir yerinde öğretmenlik yapacaktı, ya da ömür boyu bir eğitime devam edecekti.
Zor Bir Seçim
Halil İnalcık ömür boyu eğitimi seçti. Ankara'da yeni kurulan Dil ve Tarih Coğrafya fakültesine girmeye karar verdi. Fakat burada kendisini zor bir seçim bekliyordu. Ya Hititoloji, Sümeroloji ve benzeri gibi eski dilleri okuyacak, ya da tarih eğitimi alacaktı. O, Osmanlı Tarihi'ni seçti. Buradaki eğitim öğretim yıllarında Fuat Köprülü'nün öğrencisi oldu. 1940 yılındaki mezuniyetinde Timur üzerine hazırladığı seminer, Fuat Köprülü'nün dikkatini çekti. Böylece Halil İnalcık aynı yıl Yeniçağ Tarihi kürsüsüne asistan olarak tayin edildi. Artık resmen akademik hayat başlamıştı.
Akademik Kariyerin Merdivenleri
Halil İnalcık sonrasında, 1942 yılında Tanzimat Ve Bulgar Meselesi adlı teziyle doktor oldu. Bundan bir yıl sonra, Viyana'dan Büyük Ric'ate Osmanlı İmparatorluğu Ve Kırım Hanlığı adlı teziyle doçent doktor unvanını kazandı. 1945 yılında, Arapça derslerinde tanıştığı Şevkiye Işıl Hanım ile hayatını birleştirdi. Halil İnalcık 1947 yılında ise Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçildi.
İngiltere Yılları (Fotoğraf: Bernard Lewis Ve Halil İnalcık Yan Yana)
1949 yılına gelindiğinde, Halil İnalcık İngilizce öğrenmek için İngiltere'ye gitti. Buradaki bir buçuk senesi içerisinde, sadece İngilizce öğrenmekle kalmadı, aynı zamanda geniş İngiliz arşivlerinde Osmanlı kaynaklarını da inceleme fırsatı buldu. 1950'de Paris'te düzenlenen bir tarih kongresinde Fernand Braudel ile tanışma fırsatını yakaladı. İnalcık 1951 yılında yurda geri döndüğünde, İngiltere'de geçirdiği bir buçuk yılın birikimlerini işlemeye başladı. 1952 yılında Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği adlı teziyle profesör oldu.
Başarılı Bir Öğrenci: İlber Ortaylı
Halil İnalcık 1953-54 senesi ders yılında, Columbia Üniversitesine ziyaretçi öğretim üyesi olarak davet edildi. Buradan sonra 1956-57 yıllarında Harvard Üniversitesinde birtakım araştırmalarda bulundu. 1957'de yurda geri dönerek, bir zamanlar kendi okuduğu okulda, Dil ve Tarih Coğrafya fakültesinde ders vermeye başladı. Burada ileride çok başarılı olacak parlak bir öğrencisi de vardı: İlber Ortaylı. Halil İnalcıköğretmen olmuştu fakat öğrenciliğini de ihmal etmiyordu. 1960-61 yılında Beyrut'a giderek burada Arapça öğrendi. Sonrasında aralıksız hizmet verdiği Dil Tarih Ve Coğrafya fakültesinden 1972 yılında emekli oldu.
Amerika'dan Davet
Halil İnalcık emekli olduktan sonra Chicago Üniversitesinden bir davet aldı. Bu daveti kabul eden İnalcık'ın, buradaki çalışmaları sırasında yazdığı The Ottoman Empire: The Classical Age 1300-1600 adlı kitabı birçok dile çevrildi ve bugün hala en fazla okunan eserlerden birisidir. İlber Ortaylı burada da Halil İnalcık'ın öğrencisi olma fırsatını yakaladı. 1986 yılına gelindiğinde ise İnalcık, Chicago Üniversitesinden de emekli oldu. 1989 yılında hayat arkadaşı Şevkiye Hanım'ı kaybetti. Halil İnalcık 1991 yılında, Türk tarihi ve kültürüne yaptığı katkılar sebebiyle Dışişleri Bakanlığı tarafından Yüksek Hizmet Madalyası'na layık görüldü.
Bir Bölümün Kuruluşu
Halil İnalcık 1992 yılında, İhsan Doğramacı tarafından Bilkent Üniversitesi'nde bir tarih bölümü kurması için davet edildi. Fakat bu tarih bölümü sadece lisansüstü düzeyde olacaktı. İnalcık bu bölümün başarılı bir şekilde oluşturulmasını sağladı. Aynı yıl TürkiyeBilimler Akademisi'ne şeref üyesi seçildi. Harvard Üniversitesi'nde bir yarıyıl Osmanlı Tarihi üzerine dersler verdi. 1998 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elindenİstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Ödülünü aldı.
Yoğun Çalışma Düzeni
Halil inalcık birçok sefer, bütün ömrünü okumaya, araştırmaya ve sürekli yeni eserler üretmeye adadığını söylemiştir. Bir röportajda ''Ömrüm boyunca adeta bir keşiş gibi çalıştım.'' demecini vermiştir. Hatta bu yoğun çalışma halinden dolayı eşine yeteri kadar vakit ayıramadığı için üzüntüsünü de şu sözlerle belirtmiştir:' 'Allah rahmet eylesin, eşim Şevkiye İnalcık, 1980'lerde vefat etti. Kendisi de doçentti ve benim çalışmamı sürekli teşvik ederdi. Ben tabi o zamanlar da gece gündüz çalışırdım ve onu ihmal ederdim ama o buna katlanırdı. Şevkiye İnalcık olmasaydı ben bu derecede çalışamazdım, eserler veremezdim.''
Lisan Bilgisi
Halil İnalcık bir röportajda ''Hocam kaç dil biliyorsunuz?'' sorusuna şu yanıtı vermiştir: 'Madem sordunuz söyleyeyim, ben Fransızca ile başladım. Fransızcam çok iyiydi. Fransızca'dan sonra, üniversite bittikten sonra İngilizce öğrendim. İngiltere'de bir buçuk sene kaldım. Ondan sonra doçent iken Farsça'yı öğrendim. Farsçam iyidir,yani o ağır Farsça metinleri okuyup anlayabilirim. Arapça için ben Beyrut'ta 6 ay kaldım, orada Filistinli genç bir mülteci ile beraber 6 ay Arapça tahsil ettim.''
Bunun haricinde Halil İnalcık, İtalyanca ve Almanca dillerini de bilmektedir.
***esi Ve Amacı
Halil İnalcık tarih ve bilim alanındaki nihai amacını şu şekilde belirtmiştir:
''Biz 1950'lerde Ömer Lütfi Barkan'la, toplumdaki değişikliklerin ve ekonominin üstünde duran, yeni bir tarih getirmeye çalıştık. Avrupa'da Osmanlı hakkında bilinen yanlışları düzeltmeye çalıştık. 'Osmanlı ve Türkler barbardı, uygarlığa hiçbir katkıları yoktur' gibi düşünceleri düzeltmeye çalıştık. Ve bugün görüyoruz ki Avrupa üniversitelerinde bizim yazdıklarımız okutuluyor. Öyle ise muvaffak olmuşuz demektir.''