Hoş kokulu, pembe renkli bir meyvadır. Çiğ yenildiği gibi reçel ve marmelât da yapılır.Gülgiller familyasından olan çilek yıllık, otsu bir bitkidir. Yapraklarının diplerinde çıkan incecik uzantılar çileğin toprak üstü sürünücü saplarıdır. Bunların boğum yerlerinden toprağa dokunan kısımlarından ek kökler çıkar. Yazın toprak üstü kısımları kurur, toprak altı gövdesi kışın da yaşar. Bahar gelince uzun ve sürünücü toprak üstü sapları yeniden çıkar. Beyaz, küçük çiçekler açar.Çilek meyvası «çiçek tablası»’nın şekerli ve sulu bir besin maddesiyle dolmasından meydana gelir. Yediğimiz, bu yalancı meyvadır. Asıl meyva çileğin üzerindeki siyah birer nokta gibi duran küçük çekirdeklerdir.Çileğin irili ufaklı, kokulu, kokusuz, yabani veya özel olarak yetiştirilen birçok çeşitleri vardır. «Dağ çileği» küçük, fakat güzelkokuludur. «Frenk çileği» ise koyu kırmızı renktedir, orta boy bir cevize yakındır, fakat pek kokusu yoktur, tadı da mayhoştur. En iyi cinsi «Osmanlı çileği»dir. İstanbul’da yetişen bu çilek hem hoş kokulu, hem de kırmızıdır. Ondan sonra «Ereğli çileği» gelir. Bu cins çilekler daha sert, daha kırmızıdır. «Arnavutköy çileği» denilen cins de makbul sayılan çileklerdendir. Hem güzelkokuludur, hem suludur.Çilek çok narin bîr bitkidir, yağmurdan çabuk bozulur, daha çok kurak yerlerde, killi, kumlu, kırmızı topraklarda iyi yetişir. Çelikleme yolu île üretilir.Avrupa’da çok eski zamanlardan beri yabani çilek biliniyordu. Fakat bu çileğin yetiştirilip ıslah edilmesi ancak XVI. yüzyılın sonlarına rastlar. Bununla beraber en iyi çilekler memleketimizde yetiştirilir.Çilek- % 90 su, % 6 şeker, % 3 selüloz ve yağlar, % 1 de proteinli maddelerden meydana gelmiştir. 100 gr. çilekte 41 kalori vardır.Çileğin başlıca özelliği de şeker hastaları tarafından korkusuzca yenilebilmesidir. Fakat böbreklerinde taş ve kum olanlara çok miktarda çilek yememeleri tavsiye edilir.Çilekte bol miktarda A, Bı, B2 vitaminleri, potasyum, kalsiyum, fosfor, kükürt, magnezyum, sodyum ve demir de vardır.