İnsan neden rüya görür acaba? Bilinçaltı mı? Yoksa birtakım sinyaller mi? Yani, rüyalara sadece ‘rüya’ deyip geçmeli mi, yoksa anlatmaya çalıştıklarına kulak mı vermeli?

Yazı: Elif Girgin

Hiç kaybettiğiniz bir eşyanın yerini rüyanızda gördüğünüz oldu mu? Ya da ‘Alice Harikalar Diyarında’ misali aynı rüyayı sık sık gördüğünüz? Rüyalarınızda kendinizi çok sürükleyici bir filmin içindeymiş gibi maceradan maceraya koşarken ya da hiç bilmediğiniz bir dili konuşurken buluyor musunuz?
Peki, nedir bunların anlamı? Uzman Klinik Psikolog Zehra Erol ile rüyaları ve rüyaların gücünü konuştuk…

Nedir rüya? Neden rüya görürüz?
Rüya; uyku sırasında hislerimizin, algılarımızın ve imajlarımızın öyküye benzer şekilde ortaya çıkmasıdır. Bazı isteklerin, arzuların ve tutkuların farkına varmamız bizim için oldukça sıkıntı yaratır. Örneğin bir yakınımıza karşı şiddet uygulamanın düşüncesi bile rahatsız edici ve suçluluk uyandırıcı. Bu durumlarda zihnin bir sansür mekanizması var. Bu mekanizma bizi kaygılandıran, suçluluk yaratan ve tehdit eden düşünceleri engelleyen bir baskılama sistemi bizi korur. Bu sansür sistemi uyku esnasında gevşer, farkına varmadığımız duygu ve düşünceler açığa çıkmak için çabalar. Suçluluk uyandıran, endişe veren, gizli arzularımız, düşüncelerimiz, uyku esnasında rüyalarımızda sembolleşerek açığa çıkar. Burada sembolden kasıt, rüyada görülen şeyin kendinden farklı bir imajla temsil edilmesi. Örneğin; rüyada kişi kendini başkası olarak görebilir. Bu şekilde kaygılar, suçluluk duyguları ve tehdit edici düşünceler rüyada sembolleşerek tanınmaz bir şekle dönüşür ve bizi rahatsız etmez. Rüyalarda bu istekler açığa çıkıp doyum sağladığı için, rüyalar hem iyileştiricidir hem de uykumuzu sağlıklı kılar.
Yakın zamanda yapılan çalışmalar, rüyaların yaşantımızın bir devamı olduğunu; uyanıkken sahip olduğumuz düşünceleri, kaygıları, problemleri yansıttığını söylüyor. Bunun paralelinde rüyaların kişisel-duygusal sorunların çözümü, sanatsal yaratıcılığı tetiklemek gibi farklı işlevleri olduğunu da söylemek mümkün.

Rüyaların bir dili var mı, bize yol gösterirler mi? Örneğin, kaybettiğimiz bir eşyamızın yerini gösterebilirler mi?
Kaybettiğimiz bir eşyamızı aradığımızda ve bulamadığımızda odak noktamız o durum olur. Bir süre her yanı araştırırız. Bu da algı alanımızı daraltır ve aradığımız şeyi bulmamız zorlaşır. Aynı yerlere tekrar tekrar bakar, bulamayacağımızı düşününce bırakırız. Uykuda bu aşırı odaklanma ve kaybolan eşyayı bulma baskısı ortadan kalktığı için çözüme ulaşmak daha kolay olur. Daralan algımız genişler, baskı ortadan kalkar ve rahatlarız. Bu rahatlama rüyalarda özgürce gezinmemize ve bir anlığına da olsa zihnimize kaydettiğimiz bilgilerin açığa çıkmasına neden olur.

Rem evresinde bilgi depolanıyor!
Rüyanın görüldüğü evre uykunun REM evresi. Yapılan araştırmalarda, uykunun bu evresinde aynı zamanda gün içinde alınan bilgilerin depolandığı ve kodlandığı sonucu ortaya çıktı. Okulda öğretmenlerin, evde annelerin, öğrencilerin iyi uyumasını istemelerinin nedeni de aslında bu.