- Halkbilimi Çalışmalarının Tarihçesi
Halkbilimi / Folkloristik, insan davranışlarını ve geleneklerini çalışarak, objesi olan insanı daha iyi anlamaya ve onun hakkında daha derin bir bilgiye kavuşmak amacıyla 19. yy başlarında ortaya çıkan bağımsız bir bilim dalıdır.
Yaygın olarak kabul edilen iki başlangıç tarihi vardır.
Grimm Kardeşler’ in Almanya’ da 1912 yılında “Ev ve Çocuk Masalları” adlı sözlü gelenekten derleyerek oluşturdukları masal kitaplarının yayımlamaları.
Bilim dalının adı olarak uluslararası bir kullanıma erişmiş olan folklor “Folk – Lore” (halk – bilim) teriminin 1846’ da Thoms tarafından Athenaum adlı dergide yayınlanmasıdır. (Folk – Lore = Volks – Kunde’ nin tercümesi) (“folklor” teriminin zaman içinde anlamı dışında kullanılması sebebiyle yaygınlaşmış olan “folkloristik” terimi kullanılmaktadır.)
Folklor; bir kültür topluluğunun ortak malıdır, millidir. Milli kültür denilen pek çok unsurdan olaşın birikimin tarihi gelişim içinde bir milletin çeşitli grupları tarafından farklı ölçülerde yaşanılan verilerinin varyantlarına ve verileri inceleyen ilme verilen isimdir. Halkın adet, gelenek ve inançlarını, musikisini, masal ve efsanelerini, oyunlarını, bütün kültür verimlerini inceleyen ve bunlardan sonuçlar ve hükümler çıkarmaya çalışan bilim kolu, halk bilgisi, halkiyattır.
Halkbiliminin Mahiyeti ve Temel Araştırma Alanları
Folklorun köylülerin geleneklerinde yaşayan eski devirlerin kültür kalıntıları olduğu görüşü günümüzde geçerliliğini kaybetmiştir; çünkü bu sahada yapılan çalışmalar göstermiştir ki zamanın ihtiyaçlarına göre yeni ürünler meydana gelmektedir ve bu ürünler sadece köylülerin değil, toplumun bütün sosyal grupları arasında yaşamaktadır. Toplumun sosyal grupları arasındaki farklılıkları göz önüne alacak olursak çalışılan sahaların farklı olduğu ve her saha için farklı yaklaşımlar kullanılması gerekliliği ortaya çıkar. Bu sebeple de birbirinden farklı folklor tanımları ortaya çıkmış, her biri folklorun farklı bir özelliğini kapsamıştır.
Folklorun özellikleri nelerdir? ( Metin merkezli bakış açıları)
Sözlü Olma: Folklor unsurları kişiler arası sözlü iletişim (yüz yüze iletişim) şekliyle aktarılır ve bu şekilde nesiller arası iletişim süreci başlar. Buna adetler, törenler, taklit ve gösteriler, danslar, dramatik oyunlar, saz çalmak, türkü söylemek, hikâye anlatma, ev yapmak, ilaçlar, tedavi usulleri, yiyecekler, giyecekler ve el sanatları dâhildir.
Geleneğe Bağlılık: Gelenekler, folklor ürünlerinin belirli birer şekil içinde kendini devam ettirmesini sağlar, ayrıca onlara kendilerini belirleyen diğer ayırıcı özellikler de kazandırır. Gelenekler, ait oldukları insan topluluğunun ihtiyacını karşılamak için, üyelerin gönüllü katılımıyla oluşurlar. Nesiller değiştikçe, ihtiyaçlar farklılaşır ve gelenekler de değişir. Sürekli var olmalarının temel nedeni ise, ait oldukları toplumun üyeleriyle uyum içinde bulunmalarıdır.
Çeşitlenme Özelliği: Folklor ürünlerinin dağılımı, yayılımı sözlü geçiş veya sözlü iletişim ile olur. Anlatımlar, edinimle, öğrenimler ve tecrübeler neredeyse tamamen dil yoluyla gerçekleştirilir. Ortamı paylaşan kişilerin yetenekleri, durumları, tecrübeleri ise icra edilen ürünün farklı biçimlerde tekrarına yol açar ve tekrar sırasında eski ürün, yeni unsurlar kazanabilir veya bazı özelliklerini kaybedebilir. Bu şekilde eski form ve içerikten küçük değişikliklerle farklılık gösteren yeni ürüne varyasyon, daha büyük değişiklikler gösteren ürüne ise varyant denir.
Anonimlik Özelliği: Anonim, ismi belli olmayan, umuma ait, ortak. Yazanı, söyleyeni, yapanı belli olmayan anlamına gelir. Folklor ürünlerinin çoğunun ilk yaratıcıları unutulmuştur. Fakat bu söz konusu ürünün toplumun tamamı tarafından yaratıldığı anlamına gelmez. Her ürünün ilk yaratıcısı vardır; fakat sözlü anlatım geleneği neticesinde bu bilginin korunamadığını görürüz. Sözlü geçişlerde her ürün, bulunduğu sözlü iletişim ortamından kendisine bir şeyler katmış veya çıkarmış olarak yaşar. Halk eserlerinin söyleyeni ile derleyen – dinleyen arasındaki bağ sözlü olmalıdır. Daha sonradan yazıya geçirilmiş olması anonim olması gerçeğini değiştirmez. Çünkü ortaya çıkış şekli sözlüdür. Anonim davranışlar da nesilden nesile sözlü olarak aktarılır. Anonim eserler, muhakkak sözlü olmalı, geleneğe bağlılık göstermeli (yaşanılan şartlara göre değişiklik gösterebilme, yani zamana uyum sağlama hakkı saklı olmakla beraber) ve çeşitlenme gösterebilmelidir (aynı unsur, nesillerarası geçişte değişiklik gösterebilir). İlk söyleyeni unutulmuş olmalıdır (söyleyenlerinden bir veya birkaçının sivrilmiş olması anonimlik özelliğini değiştirmez).
Kalıplaşma Özelliği: Ürünler, türlerine, geleneklerine uygun biçimde kalıplar, anlatım veya kompozisyon öğeleri yaratırlar. Bunun neticesinde ürünlerin sayısız varyantları meydana gelse bile, değişmez özellikleri olan kendilerine mahsus kalıpları korudukları sürece tanınırlar.
Halkbiliminin temel sorunları nelerdir / Halkbiliminde cevaplandırılması gereken sorular nelerdir?
1. Tanım: Folklor nedir? Yani, Folkloru veya içinde yaşadığımız folklor olaylarını nasıl ve ne şekilde tanımlamamız daha doğrudur?
2. Sınıflandırma: Folklorun türleri nelerdir? Yani, türü nasıl tanımlamamız gerekir ve hangi bağımlılıklar buna bir ölçü olabilir?
3. Kaynak: Folk / halk / grup / millet kimdir? Yani, bize folkloru veren kaynak kimdir, folkloru yani halkbilgisini yaratanların özellikleri nelerdir?
4. Köken: Folkloru kim yaratıyor? Yani, folkloru kimler şekillendiriyor, bu nasıl oluşuyor, bu şekillendirmeyi yapan kişilerin özellikleri nelerdir?
5. Aktarım: Folklorun taşınması, yayılması nasıl oluyor? Yani, Geçişler nasıl meydana geliyor, hangi faktörle ve kimler bunu sağlıyor, hangi türler bundan etkileniyor?
6. Çeşitlenme: Folklor değişmeleri nasıl ve ne sebeple meydana geliyor? Yani, ürünün değişmesine, başka bir şekle dönüşmesine veya tamamen ortadan kalkmasına ne – neler sebep oluyor olabilir, bu durumlarda değişen ve değişmeyen unsurlar nelerdir?
7. Yapı: Folklor formlarını etkileyen unsurlar nedir ve formlar ile içerik arasında nasıl bir ilişki vardır? Yani, yapı bakımından hangi özellikler taşır, etkin özellikler mi evrensel özellikler mi ön plandadır, bunların içeriğe katkısı ne ölçüdedir?
8. Anlamı ve Amacı: Folklor, onu taşıyanlar için ne anlama geliyor? Yani, icracının yüklendiği amaç nedir ve icra yoluyla gerçekleştirdiği etki ve bu etkinin anlamı nedir?
9. İşlev: Folklor, onu kullananların hangi ihtiyaçlarına cevap veriyor? Yani, folklorun, onu taşıyanlar için ifade ettiği anlam, ne iş gördüğü, neye hizmet ettiği, hangi işlevlere sahip olduğu. (Böylece, bir folklor unsurunun bir öğesi olarak yer aldığı sosyal yapıdaki diğer öğelerle birlikte, o yapının çalışmasına olan katkısı, gördüğü iş veya karşıladığı ihtiyaçlar ortaya çıkarılmış olmaktadır.)
10. Uygulama: Folklorun kullanım ve uygulama alanları neler olabilir? Yani, folklor ile ne yapılabilir ve elde edilen bilgi hangi alanlarda kullanıldığında yarar sağlar?
Herhangi bir çalışmanın tam anlamıyla çalışılmış olabilmesi için en azından bu soruların cevaplandırılması bir yeterlilik ölçütüdür. Fakat çoğu zaman bir folklor türü veya bölgesi veya tekniği üstünde yoğunlaşıldığından herhangi bir çalışmada -genel olarak-bu soruların bir veya ikisi üstünde durulmaktadır.
Pratisyen bir halkbilimcinin sahip olması gereken entelektüel araç ve gereçler nelerdir?
Alan Çalışması: Bir halkbilimci alan çalışması yöntem ve tekniklerini iyi bilmeli ve kullanmalıdır. Konusuyla ilgili teorileri, folklorun edebiyatla ilişkisini, kültürle olan bağını, sözlü geleneğin geçerliliğini kontrol etmesini bilmesi gerekir. Bunun için de sosyal ve beşeri ilimlerden faydalanabilmeli, bunları sahada uygulayabilmelidir.
Terminoloji: Halkbilimci, araştırmalarında düşüncelerini ifade etmek ve başkalarının araştırmalarını takip edebilmek için uluslararası halkbilimi terminolojisini ve bunun yanı sıra ulusal halkbilimi terminolojisini bilmek zorundadır.
Halkbilimi Çalışmaları Tarihi: Halkbilimci alanındaki gelişmelerin, dünyadaki folklor araştırmalarının tarihini, gelişme devrelerini belli başlı kuramları ve bunların temel paradigmaları arasındaki farklılıkları bilip öğrenmelidir. Herhangi bir yöntem veya kuramın tek yönlü taraftarlığını yapmaksızın bilmeli ve yorumlayabilmelidir. Çünkü bunları bilmeden yapılan çalışmaları yorumlama ve tenkid konusunda zorlanacaktır.
Arşivleri Kullanma Becerisi: Daha önce yapılan derlemelerin yanı sıra yapılacak alan araştırmalarıyla derlenecek malzemenin dökümü, görüntü ve ses kayıtları arşivde saklanır. Eğer arşiv malzemesi iyi düzenlenmezse araştırmacıların kullanması güçleşir. Bu nedenle hem arşivler iyi düzenlenmiş olmalı hem de halkbilimciler arşivleri kullanmasını bilmelidir.
Halk Kültürü Müzesi Kullanımı: Derlenen maddi kültür unsurlarının toplandığı, sergilendiği ve bazı folklor olaylarının değişik ***elerle icra edildiği yerlerdir. Bu özellikler dolayısıyla arşivlerin tamamlayıcısı durumundadırlar. Halkbilimci, maddi kültür unsurlarıyla ilgi kurması gereken durumlarda ve gerekirse uygulamalı halkbilimi çalışmaları bakımından araştırmalarını değerlendirebilmesi için halk kültürü müzelerinden nasıl yararlanabileceğini bilmelidir.
Yazılı ve Basılı Kaynakları Kullanma Teknikleri: Bu tür malzemelerden yararlanırken, son derece dikkatli olmalı ve malzemesinin geçerliliğini bir tarihçi yaklaşımıyla denetleyebilmelidir. Böylece, çeşitli yazılı ve basılı kaynaklar içinde halk geleneklerini bulma gibi zor bir sorunun üstesinden gelmesi kolaylaşır.
Kaynakça Yöntemleri Bilgisi: Bibliyografya eserleri halkbilimcinin uzmanlaştığı alana yönelik çalışmalar dışında dünyanın diğer yerlerindeki çalışmalarla da ilgili olabilir. Halkbilimci çalışacağı konuya ön hazırlık olarak taslak çalışması esnasında kendisinden önce o konuda ne tür çalışmalar yapıldığını görme imkanına sahip olur ve kendisindeki eksikleri tamamlama, tespit ettiği yanlışları düzenlemeye yönelik bir plan hazırlayabilir.
Folklor İndekslerinin Kullanımı: Eldeki malzemenin tanınması ve tasnifi için indeks kullanımı iyi öğrenilmelidir. Bu konuda Thompson’ un 6 ciltlik “Motif Index of Folk Literature” ve Aarne – Thompson’ un “The Types of the Folktale” adlı eserleri en önemli olanlarıdır.
Uluslararası Mesleki İletişim: Bu alandaki çalışmaların uluslararası düzeyde oluşu, halkbilimcinin uluslar arası tecrübeye sahip olmasını da sağlar. En yerel bir halkbilimi malzemesinin izi en sonunda kişiyi tüm dünyaya yöneltecek ve kişinin karşılaştığı sorunlarla ilgili belki başka kıtalarda daha fazla delille karşılaştıracaktır. Bu nedenle halkbilimci, yeryüzündeki diğer halkbilimi topluluklarıyla çeşitli bağlantılar kurmayı ihmal etmemelidir.