...ve hep olmayacak şeyler kurarım.Gülünç,acemi,çocuksu..
...ve hep olmayacak şeyler kurarım.Gülünç,acemi,çocuksu..
Yalnızlığı bazen içimde hissedebiliyorum.
Bazen mutluluğun buruk tadı,
Bazen acıların en amansızı.
Susmalıyım diyorum içimden.
sonra haykırmak geliyor dilimden.
Karmakarışık duyguların esiri olunca,
Şaşıp kalıyorum kendime..
Anım anımı tutmuyor.
Duygular birbirini desteklemiyor.
Yaşamak bazen hayalden öte.
Şehirler diyorum,şehirler.
Keşke her yer rengarenk olsa.
İnsanların yüzünde hep tebessüm,
Hüzünler olmasa..
Mutluluk,hüzün,acılar iç içe.
Neydi bizi böyle sarsan,yıkan,
Duygularımızı içimize hapis ettğimizden beri.
Gözümüzde yaş kurudu,kalbimizde acımız yas etti..
Eylül var bir de Eylül!
İnsanın içinde sonbaharlar yaşatan.
Ağaçtan düşen yapraklar gibi bazende içimiz.
Sarı,kuru ve cılız..
"İkragnc"
Bazı anlar olur, insan tek kelime dahi edemez hâle gelir. Belki o vakit söylemek istediklerini yazmaya kalksa, sayfalar yetmeyecektir. Knut Hamsun, "Hiç dudaklarınız konuşmanızı engelleyecek kadar titredi mi sizin?" diye sorarken bundan bahseder. İnanın söylediklerimiz değil, söyleyemediklerimiz bizi mahveder..
İnsan alelade hadislerle meşgul olur, sonra da "vakit ne çabuk geçiyor ya hu!" der. Ah, neler neler yitip gider. Bülent Bakiler, "Bir gün baksam ki gelmişsin..." derken nasıl müthiş anlatır hasretini. Geç kalmayın.Zaman akıp gidiyor..
Yıllar geçer, hayatımıza ne çok insan girer. Ama dost ama sevgili; ama yoldaş ama öylesine biri... Netice? Bazen biriktirilen pek güzel hatıralar, bazen koca bir hiç. Didem Madak, "Bir yığın insan tanıdım, ama hep yalnızdım." derken bu feci hiçliği anlatır. Bu yüzden biriktirin. Dünya dediğin "bu kadar işte..."
"Şimdi, diyorum
şimdi.
Bir deniz,
denizde vapur
Gökyüzünde martı
Semaverde çay olmalı.
Bir de çaya yaren."
Çocuk olsam yeniden..Bir tek düştüğüm için acısa içim,Ve kalbim;Çok koştuğum zaman çarpsa sadece...
Cemal Süreya
Her şey çok güzel olacak" masalı yerine,
"Kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım"
samimiyetini seviyorum..
"Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Ben de öyle.
Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.
Kılığıma kıyafetime...
Çorapsız da basıyorum artık yere.
Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime.
Çok sıcak ya da soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi birkaç gün gene.
Olur biter
Geçer gider.
Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
Olup bitmeyen,
Geçip gitmeyen.
Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama...
Çok da takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana..."
Cahit Sıtkı Tarancı
Ah şehirler..En ağırı da beklemekmiş...Bir şehirde bir başka şehiri beklemek ne zor meseledir, bir bilseniz!
Konu ikraa tarafından (09.Eylül.2016 Saat 13:27 ) değiştirilmiştir.
Şu anda 3 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 3 misafir)