Osmanlı Tarihi’nde muhafazakar düşüncedekileri en zor duruma düşüren, akıllarını kurcalayan konu şehzade katli konusudur. İstanbul Fatih’inin kanunlaştırdığı, acımasız ancak etkili bir uyguluma olan şehzade katli, görülmedik bir şekilde bir hanedanı 550 sene ayakta tutmuş, devletin gücünü muhafaza etmiştir.
Şehzadelerin katli konusu en son olarak Muhteşem Yüzyıl dizisinde genç kızların sevgilisi Mehmet Günsur’un canlandırdığı Şehzade Mustafa’nın katliyle gündeme yerleşmiş, hatta Sultan Süleyman’a suç duyurusunda bulunan vatandaşlarımız olmuştu.
Öncelikle şehzade katli, Osmanlı Devleti’ne özgü bir uygulama değildir. Bu tarz cinayetler başka devletlerde kanun niteliğinde olmasa da çeşitli zamanlarda uygulanmak zorunda kalmıştı.
Osmanlı’nın Avupa’nın tam tersin hiyerarşik bir yapı kurmamış olması, şehzadeleri birbirine eşit kılmıştı. Avrupa’da veliaht prensler rütbe sırasına göre ayrılırlardı. Osmanlı’da ise tek ve kesin güç padişah idi.
Osman Gazi’nin beyliği çocuklarına bırakma kararı almasından sonra, küçük oğlu Orhan beyliği ağabeyi Alaaddin’in alması gerektiğini önermiş, ancak Alaaddin kardeşinin askeri başarılarından dolayı devlet işlerine girmemiş, dini bir yaşam sürmüştü.
Orhan Gazi’nin temsili portresi
İlk şehzade isyanı ise Orhan Gazi’nin ölümünün ardından yaşandı. Beyliğin ileri gelenleri tarafından hükümdar ilan edilen I. Murad’ın tahta çıktığı sene büyük kardeşi İbrahim isyan etmiştir. Küçük kardeşleri Halil ise Bizans’ın baskısıyla İbrahim’e eşlik etmek zorunda kalmıştı. I. Murad Karamanoğulları meselesine halleder halletmez Eskişehir ve Bilecik taraflarında bulunan kardeşleri Halil ve İbrahim’i yakalatıp boğdurdu.
I. Murad’ın Kosova’da şehadetinin ardından babasının başına gelenlerin tekrar etmesini istemeyen Yıldırım Bayezid, kardeşi Yakup Beyi çadırına çağırtıp şavaş meydanında boğdurttu. Aşıkpaşazade’nin ifadesine göre bu olay o gece askeri iztiraba düşürdü. Bunun üzerine askerin tavrından çekinen I. Bayezid, ulemanın bu katle onay verdiği propagandası yapmış, sonuç olarak da asırlarca sultanların başına bela olan “cülus” uygulamasını başlatmak zorunda kalmıştı.
Yıldırım Bayezid
İşte bu şekilde başlayan şehzade katli uygulaması, zamanla şehzadelerin geçmişten ders almaya başlamalarıyla iyice bir iç mücadeleye dönüşmüştür. Yıldırım’ın Ankara Savaşı’nı kaybetmesinin ardından bir şehzadeyi kendisi alan diğerlerine de devleti dağıtan Timur, Osmanlı’yı Fetret Devri’ne sürüklemişti. 10 yıl boyunca devletin başsız kaldığı bu mesela oldukça baş ağrıtmış ama sonunda önemli bir tecrübe vermiştir.
Devletin bu acı tecrübelerinin ardından Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı’nın ilk kanunnamesi olan Fatih Kanunnamesi’nde bu olayı kesin bir sonuca bağladı:

Aslında Fatih Kanunnamesi’nde bunun hiç geçmediğini iddia edenler, belgenin Osmanlıca’sını tarayıp orada da görebilirler.
Fatih Sultan Mehmet bu uygulamayı ilk kez kendisi başlattı. Babası II. Murad’ın Hatice Sultan’dan olma oğlu kundaktaki Ahmet’i boğdurttu.
Fatih’in oğulları Bayezid ve Cem, babalarının ani ölümünün ardından karşı karşıya gelmişler. İstanbul’a ulaşamayan Cem Bursa’da saltanat ilan etmiş, destek bulamamıştır. Talihsiz şehzade son olarak İtalya’ya kaçmış, burada zehirlenerek öldürülmüştü. Ölümün ardından II. Bayezid 3 günlük yas ilan etmiş, 100 bin akçe dağıtmıştır.
Cem Sultan
Şehzade katlini uygulayan diğer bir padişah da meşhur Yavuz Sultan Selim’di. Yavuz yalnızca kardeşlerine değil babasına da ayaklanmıştır. Babasının desteklediği Şehzade Ahmet’e bağlılık göstermemiş, Selim’i destekleyen yeniçerilerde Ahmet’i İstanbul’a sokmamıştır. Bunun üzerine Ahmed Konya’ya gitmiş ve sultanlığını orada ilan etmişti. Bunun üzerine isyancı damgası yedi. Paşaların da desteğini alan Selim İstanbul’da tahta çıktı. İki kardeşine tuzaklar kurarak boğdurttu.
Bu uygulamayı yapmaya gerek duymadan tahta çıkan tek padişah ise Kanuni Sultan Süleyman olmuştur. Çünkü tek erkek çocuktu. Ancak o da Mustafa ve Bayezid olmak üzere iki oğlunu katletmiştir.
Şehzade Mustafa’nın katli sonrası
Bu uygulamanın son bulması I. Ahmed döneminde olmuştur. I. Ahmed’in babası III. Mehmed tahta çıktığı gece 19 erkek kardeşini, onların hamile eşlerini ve kundaktakiler dahil bütün çocuklarını öldürtmüştü. Bu olay Osmanlı Tarihi’nin en kanlı hadiselerinden biri olarak kaldı ve Hanedan’ın sonraki padişahların da tepkisini çekti.
III. Mehmed iki tane erkek oğlu oldu ve ölümünden sonra I. Ahmed tahta geçti, ancak o tahta geçtiğinde erkek çocuğu yoktu. Bunun üzerine ulema kardeşini boğdurtması durumunda Hanedan’ın sonlanabileceği uyarısında bulundu. Zaten son derece dindar bir kişilik olan I. Ahmed böylece Ekber ve Erşed Kanunu’nu çıkarttı ve tahta yaşı büyük olan Hanedan üyesinin çıkacağını ilan etti.
Bundan sonraki aşamalarda, kriz dönemlerinde yine bazı padişahlar kardeşlerini boğdurtmak zorunda kaldılar, yani Ekber-Erşed şehzade katlini tamamen bitirememişti.
Şehzade katlinde yanlış anlaşılan nokta, padişahlarla oğulları arasında sıradan bir baba-oğul ilişkisi olduğu zannedilmesidir. Padişahlar çocuklarını pek az gören babalardır. Şehzadeler de bu mücadeleye girmeye hazır bir şekilde yetiştirilirler. Öyle yetiştirilmek zorundadırlar. Bu durum 600 senelik bir hanedanın devam etmesinin en önemli sebebidir.
Konuya İslami bakış açısı ise biraz farklıdır. Şeyhülislamlar dönemlerinde şehzadelerin katli için fetva vermişler ve bunu dinen uygun görmüşlerdi. Ancak günümüz İslam hukukçularından Mehmet Akif Aydın ise durumun İslam Hukuku’na göre cinayet olarak kabul edilebileceğini belirtmiştir.