Sıfırdan kendi kurduğu "Büyük Timur İmparatorluğu" ile dünyanın 4'de 3'üne hükmetmiş, 27 Sultana diz çöktürmüş, 20 büyük seferin tamamını kazanmış, yaptığı yüzlerce savaşın hiçbirini kaybetmeyerek tarihe adını"Yenilmez Hakan" olarak yazdıran, Sahipkıran Emir Timur.




“Allah, biz Timurluların kalbinden merhameti çekip almıştır. Vay o kimselerin haline ki, bizim tarafımızda değildir”
- Timur




Şerefeddin Ali Yezdi Zafernâme adlı eserinde, Timur'un 70 savaşta, 70 galibiyet aldığını yazmıştır.





”Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur”
- Amir Temur





Yıllardır tartışılan ve kimine göre Bayezıt'ın, kimine göre Timur'un haklı olduğunu düşünenlerin olduğu soruyu, siz sevgili takipçilerime sorarak fikir almak istedim. Lütfen paylaşım altına fikirlerinizi yazip, dilerseniz sebebini de not düşünüz…
Bilindiği gibi tarihin en elem hadiselerinden biridir Yıldırım Bayezıd ve Emir Timur'un savaşı. Gönül isterdiki bu savaş yaşanmasın ancak dönem şartlarının gereksinimi ve takdiri ilahi demekten başka care de kalmıyor.Savaşın en büyük müsebbibi, Yıldirım Han'ın hanesini açtıği Kara Yusuf ve Ahmet Celayirdir. Şimdi Timurdan kaçan bu iki zatin Yıldırım Han'a sığinmasından sonraki süreç baz alınarak, Timur'un Bayezıt'tan istediklerini yazalım:
“Biz sizin kâfir ile cenk ettiğinizi biliriz. Amacımız sizi zayıf düşürüp ortak düşmanımız kafirlere kolaylık sağlamak değildir. Ancak İslam'a zarar veren, yağmacı bir haydut olan Bağdat hakimi Ahmet Celayir'in ve onun dostu Kara Koyunlu Kara Yusuf'un size sığindıgını ögrendik. Bizim düsmanlarımıza ve bu din düşmanlarına kucak açmanız tarafımızdan hoş karşılanmamıştır. Bu bağlamda bizim sizden 3 şartımız vardır. Müttefik olmak adına bunlardan birini kabul etmeniz elzemdir:
1- Yıldırım Han o iki zatı idam edecek.
2- Onları sağ şekilde bize teslim edecek.
3- Hepsi olmazsa en azından topraklarından kovacak.
Eğer ki bu isteklerimizden birini yerine getirirseniz aramızda kardeşlik olur. Kız alır kız veririz. Ve kefere ile yaptiginiz gazalarda sonuna kadar yanınizda oluruz.”
Timur'un istekleri ve hadisenin gelişimi bu şekilde olup, Yıldırım han bu maddelerin hiçbirini kabul etmemiştir.




Kendisine hemen itaat eden kişi ve şehirler güvencede olurken, en ufak muhalefette bulunanları mahveden Timur için savaşmak bir zevkti ve muhaliflerinden intikam almaktan büyük bir haz duyardı. Öyle ki, birisinin kendisi ile savaşmak istediğini öğrendiği zaman çok sevinir, gönlü ferahlar ve o kişinin üzerine uçarcasına giderdi
- Ibn Arabşah




“Beni Niğbolu'da yendiğin haçlı ordusu ile karıştırmayasın. O kefere sürüsü, benim yendiğim nice düzenli ordularin yanında yalnız bir tümen kalır.”
-Emir Timur




“Bahadurluk, ancak tehlikeli bir anda sabredebilmektir.
Kılıç kınından çıktımı, kaleme yer kalmaz!”
-Muhammed Tura*** Amir Temur




Emir Timur, düşman olduğu devletlerin başındaki hükümdarlar hakkında, “o güçlü bir hakan, büyük komutan” gibi övgü dolu cümleler kurardı. Kale kuşatmak hem masraflı hemde daha fazla kayıp verdiren bir metot olduğu için, amacı rakibini kalesinden çıkarıp meydan savaşına çekmekti. Timur'un bu tuzağına düşen bir çok hükumdar, tarihinin en büyük mağlübiyetini alırken; Timur kazanacagına emin olduğundan kimi savaşlarda çadırından dahi çıkmazdı.



Göktürkler, Dokuz oğuzları tarih sahnesinden silerken; Selçuklular, Gaznelileri yıkarken; Osmanlı Memlük ve Safevi devletini tarihin tozlu sayfalarına gömerken nasıl Türkse; Timur da Osmanlı'yı yenerken o kadar Türk'tür. Tarihi ne zaman bugünün mantıklı gelen argümanlarıyla değil dönem şartlarıyla irdelersek, objektif bir tarih anlayışına sahip olursak; ilimde çok daha büyük işler başarabiliriz.




timuraksak:
“Kalk haydi kalk Timur,
Şu dünyaya bak Timur.
Büyük adam olmanın, yolu büyük düşünmek,
Ayağın topal olsun;
Yüreğin olmasın lenk!”
- Ahmet Şafak




Tarih, dünyanın kabul ettiği en büyük hükümdarlardan Cengiz Han'ın, Celaleddin Harzemşah'a, Büyük İskender'in Hindulara, Napolyon'un da , Osmanlı'ya kaybettiğinden bahseder. Ancak Dünya Tarihinde hiçbir kaynakta “Timur Yenildi” diye bir cümle yazmaz




Şerefeddin Ali Yezdi'nin Zafernamesin'de, Osmanlıların yedi yıl uğraşarak alamadıkları İzmir kalesini Timur’un bir haftada aldığını, bunu duyan Bâyezid’in de hayret ve şaşkınlıktan ağzının kulaklarına vardığı yazmaktadır.




Emir Timur dini kullanıyordu diyenlerde var. Öyle biri miydi?
- “Neye göre bu sonuca vardıklarını bilmiyorum. 3-5 roman kitabı okuyup ahkâm kesmekle, tarih hakkında konuşulmaz. Dini kullanan biri, her yeri medreseler, camiler, türbelerle donatır mı? Din böyle kullanılmaz efendim. Timur Buhara da bir medresenin önünden geçerken halıların silkelendiğini görüp, o tozun altına geçerek, üstüne silkeleten bir hükümdar. Ve bugün mezarı talebesi olduğu Şeyhinin ayaklarının ucundadır. Öyle vasiyet etmiştir. Dini kullanmış diyenler önce bir Timur kadar müslüman olsunlar bakalım.”
- Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil




“Avrupa'da, Fransa'da Paris kasapları insan keserken, Emir Timur ilim beldeleri kuruyordu.”
- Harold Lamb




Timur, Osmanlı'nın 200 senede ulaştığı toprak bütünlüğünün iki katına 17 senede, tek başına sıfırdan kurduğu imparatorluk ile ulaşmıştır.




Timur'un uzlaşmacı bir tarafı yoktu. O düşmanlarından hep yapamayacakları şeyleri isterdi. Çünkü sadece savaşmak için bahaneler arıyordu.
- Justin Marozzi




Ankara savaşında mağlubiyeti kesinleşen, oğulları ve vezirleri çoktan savaş alanından kaçmış Yıldırım Han, yanında kalan 1000 kadar Yeniçerisinin “Hünkarım kaybettik. Sizi kaçıralım” demesi üzerine: “Ben acem sultanı değilim. Vuruşacağız” diyerek Timur'un otağına doğru tek başına atını sürmüştür. Bu sırada yaralanmış ve Timur İmparatorluğunun başında bulunan Mahmut Han ( Kukla Han ) tarafından esir edilmiştir.




“Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?”

Fransızların 18. Yüzyıldaki yaramaz çocuğu Napolyon'a Akka Kalesi önlerinde tarihindeki ilk yenilgisini tattıran ve çöküşünün fitilini ateşleyen 91 yaşındaki büyük Türk paşası Cezzar Ahmet Paşa.
Görsel: Temsili olarak Ahmet Paşa ve Napolyon




Timur, Gürcistan üzerine yaptığı seferlere “Gaza ve Cihad” adını vermiştir. 1386-1388 yılları arasında çıktığı üç yılık seferinde Sürmeli ve Kars
kalelerini alarak tahrip etti. Daha sonra da, Nahcivan ve Kars yöresinde fetihlerde
bulunarak Tiflis'i kuşattı.Tiflis'te İslam'a davet hutbeleri okuttu. Gürcü kralı Bagrat, “O topalın inandığı dine inanacağıma, ölmeyi tercih ederim” diyerek savaş hazırlıklarına başladı. Timur'a karşı en büyük kozu güçlü kaleleriydi birçok devlet o suralara kadar gelip geri dönmek zorunda kalmıştı. Timur sabah saatlerinde kaleye taarruza başladı. Kale surları anlatıldığı gibi çok kuvvetliydi ve Timur ordusu çok sayıda zaiyat verdi. Timur ordusuna geri çekilme emri verdi. Aradan 2 gün geçmişti. Ve Timur ordusunun çekilerek kaçtığını düşünen Gürcü kralı, sarayda zafer eğlenceleri düzenliyordu.
Eğlenceler gece saatlerinde devam ederken, Kral Bagrat'a saldırı aldıkları haberi geldi. Timur 2 günlük süreçte ordusuna çelik plaklar yaptırtmış ve askerlerinin techizatlarıni kuvvetlendirmişti. Gün ağarana kadar süren çatışmada Timur kaleyi tamamen ele geçirdi. Bir çok asker ve Gürcü hanedan üyeleri cıplak bir vaziyette yakalanarak esir edildi


Emir Timur'un son 6 senesi içinde himayesine aldığı devletler:

1)Büyük Hint İmparatorluğu
2)Altınorda İmparatorluğu
3)Memlük İmparatorluğu
4)Kadı Burhanettin Devleti
5)Osmanlı İmparatorluğu
6)Aydınoğullari Beyliği
7)Germiyanoğulları Beyliği
8)Karamanoğulları Beyliği
9)Saruhanoğulları Beyliği
10)Bizans İmparatorluğu




Osmanlı ve acun Padişahı Fatih Sultan Mehmet Han'ın cenazesinde atların kuyrukları kesilip, gözlerine pus atılmıştır. Bu cenaze töreni Kök Tengri inancı ile yaşayan Göktürk devletinde, kağan ya da önemli bir bilge öldüğünde yapılırdı.




“Bilindiği gibi İzmir'in fethi İstanbul'un fethi arasında sadece elli sene var. İkisini de fethedip Türk Milleti'ne armağan eden hükümdarlar Türktür.
İzmir'i 1403 yılında Timur, İstanbul'u ise 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet fethetti.

Öyleyse sorarım size; her sene İstanbul'un fethi kutlanırken İzmir'in fethi neden bir kez bile olsun kutlanmaz? Timur'un bu güzel şehri fethedip Türk Milletine armağan ettiğini bu ülkede Allah rizası için kaç kişi biliyor? Neden Anadolu beyliklerinin hatta Osmanlı İmparatorluğunun bile deneyip alamadığı İzmir'in fethi bir kez olsun anılmaz?”
- Prof. Dr. Timur Kocaoğlu




“ Biz Türklerin nasıl cenk erleri olduğunu ***et iyi bilirsiniz. Buna rağmen bize itaatsizlik etmeye kalkarsanız, bildiğiniz şeyi beyâna ne gerek var?”
- Babür Şah ( Babür Şah, Timurlular Hanedanına bağlı, Babür İmparatorluğunun kurucusu.)




Saltanat sarhoşluğu ile nereden geldiğini unutup, Türkler de dahil olmak üzere bütün dünyayı zillet altına almayı hedefleyen, zehirli bir virüs gibi yayılarak taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmayan, mağlübiyetin tadına daha evvel bakmamış Moğolların kâbusu ve Çingiz Khan'ın “Keşke onun gibi bir oğlum olsaydı” dediği, azgın Moğol ordusunu az sayıda ordusu ile büyuk bir bozguna uğratıp gerileme dönemine sokan; Ed-Devletü’t Türkiyye Hanı Mareşal Baybars Han.

Timur'un adı, değişen alfabeler ve telaffuz yetisinden dolayı, bir çok şekilde tasvir edilir. Çağatay Türkçesi ile Temur, günümüz Türkiye Türkçesine Timur olarak evrilir. Aynı şekilde Göktürkçe ise Temür olarak telaffuz edilir. Timur adinın anlamı ise Demir, Demirci manası taşımaktadır. Yine eski Türkçe de Demir'in telaffuzu Temir olduğundan, Nihal Atsız, Mustafa Kemal Atatürk gibi Türkçü kimliğe sahip isimler, onu adınin anlamıyla Temir ya da Demir diyerek anarlardı.





“Bana iki düşmanımı verip, benimle ortak hareket edersen aramızda kardeşlik peydah olur. Hakaret etmeye devam edersen, ordularım ile gelip devletini başına yıkarım.”
- Amir Temur


“Karanlığın ardından yaşlı ve asık yüzlü sima belirdi.O, yürüyüşünden de anlaşıldığı üzere Aksak Temirdi. Söze girdi:
-Selim Pusat suçludur.”

- Nihâl Atsız ( Ruh Adam Romanından )




“Timur’un ordusunu hiçbir güç durduramazdı. O sefere çıkınca sanki yeryüzüne vahşi hayvanlar salınmış, gökteki yıldızlar yeryüzüne inmiş, dağlar ayaklanmış, kubbeler devrilmiş ve taarruz emri verdiğinde yer yerinden oynuyormuş gibi olurdu.“
-İbn Arabşah




Emir Timur, hayatında bir defa, tahtırevan ile Çin seferine giderken hasta yatağından arada bir doğrulup, 250 bini aşkın devasa ordusunu selamlayarak, 69 yaşında ölüme karşı yenilmiştir.



Tüzükat-ı Temur :


“Ey oğullarım, devlet işlerinde her daim adaletli olun, savaş kazanmış erin gönlünü hoş kılın. Zalim olan veziriniz dahi olsa kellesini alın. Mazlumun yanında, zalimin karşısında durun. Fukara olanı hor görmeyin, zenginin malına göz dikmeyin. Yaşını almış kimselere maaş bağlayın. Her ne şartta olursa olsun, Hz Muhammed ümmetini yalnız komayın. Müslümana kin güden her kimse, merhamet etmeyin. ”
- Amir Temur


“Ey firdevsi, sen şahnamende miletinin, Türkler üzerinde kazandığı galabelerle övündün. Kalk gör, bugün iran topraklarıyla beraber, mezarın Türk bahadırlarının ayağı altındadır.”
- Amir Temur


Timur’un Filleri:
Ankara savaşında da büyük rol oynayan Timur’un ordusundaki filler, tamamen zırhlı ve ok, mızrak darbelerine karşı ***et sağlam bir teçhizatla düşman üzerine sürülürdü. Peki Timur bu filleri nereden elde etti? Her savaşında kullanmış mıydı? Sorularına da cevap vermek istedim. Öncelikle Timur her savaşında fillerini kullanmamıştır. Zaten Ankara savaşında da fillerin tamamı ölmüştü. Filleri ise Hindistan’ı kuşatmasında , yine askeri dehalığını konuşturarak elde etti. Timur Hindistan’a yürüdüğünde, Hint ordusunda kaynakların anlattığına göre 120 fil vardı. Ağırlık olarak Atlı Süvari olan Timur ordusu, bu filler sebebiyle bir süre geri çekildi. Çünkü atlar fillere alışık olmadığından ürkerek şaha kalkıyor, askeri üzerinden atıyordu. Timur, kuşatmanın en hız kazandığı süreçte otağına çekildi ve uyumaya başladı. Ordu kumandanları şaşırmış, vezirler ise “Savaşı kaybedeceğiz, Hakan uyku derdinde” dercesine birbirleriyle istişare yaparak farklı bir yol bulmaya çalışıyordu. Nihayetinde Timur uyandı. Derhal komutanlardan birini çağırtıp:“Yanımızda ne kadar öküz, deve varsa hepsini bir araya toplayın, onların üstlerine de bulabildiğiniz kadar çalı çırpı bağlayın” emrini verdi. Hala kimse bir şey anlamamıştı. Emrettiği üzere öküz ve develer istediği şekilde hazırlanmıştı. Bu hayvanları düşman saflarına doğru yöneltip, üstlerindeki çalı çırpının ateşe verilmesini söyledi. Ateşe verilen deve ve öküzler, can havliyle ileri doğru atıldı. Hintlilerin filleri üzerlerine gelen bu ateş toplarını görünce ürktü. Geri doğru kaçarak kendi askerlerini ezmeye başladı. Timur, bu vaziyetten sonra Süvarilerine taarruz emri verdi. Oluk oluk düşman üzerine yürüyen Timurlular, Hindistan’ın tamamen kontrolünü sağladı. Bu fetih sonrası yine kaynaklara göre 40 tane Hint fili kalmıştı. Timur, bu filleri daha sonra kendi ordusunda kullanmak üzere yanında götürdü. Başlarına İsenbuga adlı komutanını verdi ve filleri daha da kuvvetli zırhlar ile donatarak, ordusunun içine yerleştirdi.
Dipçe: Ankara savaşında Fillerin başında bulunan İsenbuga adlı komutanın adı, zamanla değişerek Esenboğa olarak kalmıştır. Günümüz Esenboğa Havaalanın adı da buradan gelir…




İsfahan'da Farslar ve Araplar tarafından katledilen 6000 Türk'ün intikamını feci şekilde alarak Bağdat'a kadar ilerleyen Emir Timur'a, Bağdat halifesi sorar; “Siz kimsiniz?”
-Emir Timur da şöyle der; “Biz ki, Melik-i Turan; Emir-i Türkistan'ız. Biz ki Türk oğlu Türk'üz. Biz ki Milletlerin en kadimi ve ulusu Türk'ün Başbuğuyuz.”





“Timur, Hindistanı aldıktan sonra bazı Hint askerleri, dağların eteklerine saklanmıştı. Bunlar daha sonra arkadan hücum ederler diye düşünen Timur, dağların eteklerine kadar gelip, atların oradan inemeyeceğini anlayınca, bellerinden ip bağlatıp kaydırarak atlı birliklerini dağ eteklerine indirdi. Yahu ne bakıyorsunuz yüzüme, adam teleferiği bulmuş. Müthiş bir zeka, Timur bir askeri dehadır. - Prof. Dr. Celal Şengör





Timur, “Düşüncem Rum ülkesini bütünüyle ele geçirip sonra Yıldırım Han`ı tekrar tahtına oturtmak, İslam serhaddinin korunması, gaza ve cihat törelerinin yürütülmesi için bu yüce hakana yardım etmekle, kendim için iyi bir ad bırakmak, hayırla anılmak istiyordum.” diyerek Osmanlı ve Yıldırım Han için düşüncelerini beyan etmiştir.
- Emir Timur
Kaynak: Tâcü`t- Tevârih




“Orta Asya'yı tamamen müslümanlaştıran hükümdar Timur'dur. Timur Türk olsa da, hükmettiği bölge oldukça kozmopolit olduğundan, Türkler ona Bey, Moğollar damat (Güregen Temur) müslümanlar ise Emir diye hitap ederdi.”
-Prof. Dr Hayrunnisa Alan


“Timur özünde iyi kalpli bir hükümdardı. Bunu yanında bulunan alim ve ulemaların, bazı müttefik devletlerin tuttukları kaynaklardan anlamak mümkün. Kullandığı acımasız metotlar ise tamamen stratejinın ürünüdür. Timur aldığı bir şehirdeki kale komutanlarını genelde öldürmez, bir sonraki gitmeyi planladığı şehre gönderirdi. Acımasızca katliamlar yapıp onların anlatmasını isterdi.” Git ve Timur'un neler yaptıklarını anlat" diyerek gideceği sehre korku vermek ve bu korkunun neticesinde savaşmadan teslim olmalarını sağlamak istiyordu.“
-Harold Lamb




“Bizans çok şanslı ki, Timur’un gazabından Çin’e yapacağı sefer nedeniyle kurtuldu. Timur, İzmir’den sonra İstanbul’a da yürüyecekti. Hatta Yıldırım Bayezıd’a, “Benimle birlik ol, önce Çin’i sonra İstanbul’u beraber fethedelim” teklifinde bulunduğu dahi söylenir. Timur’un donanmasının olmadığı ve donanmasız gitse de İstanbul’un fethinin mümkün olmadığı da iddia edilir. İzmir’de de donanma yoktu ancak Timur, asırlardır alınamayan İzmir’i denizi taşla doldurmayı akıl edip, yerle bir ederek fethi gerçekleştirdi. Başka bir hükümdar olsa net olarak söylenebilir belki ancak söz konusu Timur ise, hiçbir akademisyen kuşatıpta alamadığı hiçbir şehir olmayan Timur için, “Timur İstanbul’u alamazdı” diyemez.

- Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil



Timur, Şam seferi sırasında meyhanelerde “Bir Türk kadınının dudağındaki ben'e, feda olsun tüm Şam ve İsfahan” sözlerinin geçtiği şiir okuyan bir arap şairin tüm sakal ve bıyıklarını yoldurmuş, bütün meyhaneleri ateşe vermiş, Şam ve isfahan da taş üstünde taş kalmayacak şekilde bir yıkım yapmıştır.



“Timur, bedenen sakat olmasına rağmen, çok büyük cesaret örnekleri gösteriyordu. 1379 yılında Ürgenc'i kuşatması sırasında Harezm sahibi Yusuf Sufî, Timur'u teke tek vuruşmaya davet etti. Timur daveti kabul ederek kale surlarına kadar geldi. Ancak şehrin hakimi Yusuf Sufî, sözünden dönerek vuruşmaya gelmedi.”
Kaynak: Harold Lamb - Emir Timur