Türklerce kutlanılan/kutsanan bayram ve günleri belirtirken temel olarak ritüel değer taşıyan, Türk toplumlarınca hayatlarında önemli rol oynamış nesnesel ve kültürel-eğlence unsurları baz alınmıştır. Bu bağlamda Türklerde kutsal sayılan ve kutsanan bayramlar;
Çağa / Akay Bayramı - Şubat
Şubat ayı içerisinde Ülker Yıldızı ile Ay’ın birleştiği zamanlarda kutlanır, Kansız saçılarla kutlanır, özellikle de süt saçısı yapılır ve bu dönemde zorunlu olmadıkça hayvan avlanmaz. Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri” felsefesini esas alan ancak sonradan, revize edilmiş, ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramlar.
Isiah (Bereket) Bayramı - Şubat,13
Saha-Yakut Türklerince kutlanılan bayram. Güneş tanrısı ve bereket kültü çerçevesindedir. Isıah – Tanrı Ayı, doğanın yeninden canlanması şerefine kutlanan yaz bayramıdır. Isıah kutlamaları sırasında dualar okunur, bol bol ikramlar verilir, dans, halk oyunları ve at yarışmaları düzenlenir. Bu bayram eski yılın sona ermesi ve yeni yılın başlamasını sembolize etmektedir.
Soğuk Yemek Bayramı - Mart,9
Uygurların kutladıkları bir bayramdır. Bu bayramda birbirlerinin üzerine su atmak suretiyle eğlenilmekte.Bilindiği gibi, Tarım havzasında yaz ayları çok sıcak ve kurak geçmekteydi. Kavurucu sıcaklar hayatı adeta cehenneme çeviriyordu. Uygurlar, ancak yerin altında evler inşa ederek veya yaylalara çıkarak, bu sıcağın etkisinden kendilerini kurtarmaya çalışıyorlardı. Onların özellikle bayram eğlencelerinde birbirlerini ıslatmalarının sebebi de, bu sıcakla İlgiliydi. Serpilen sularla hava adeta etkilenmekte, böylece yaz ayının kavurucu sıcağı kovularak yağmur istenmekteydi.
Yeni Yıl ve Bahar Bayramı - Mart,21
Güneşin Koç burcuna girdiği gündür. Gece ile gündüzün eşitlendiği gündür, yeni yılın ilk ayıdır ve “baş ay” olarak geçer. Bu gün tanrı/lara ve kutsal ruhlara, atalara alkışlar ve avazlar sunulur, yer ve ev hayvanlarına alkış kılınır, kurbanlar sunulur, ağaçlar dikilir ( özelliklede Köknar ağacı ), ağaçlara çaputlar bağlanarak dileklerde bulunulur ve çeşitli eğlenceler tertiplenir. Aynı zamanda baharın başlangıcı olarak da kabul edilip kutlanır. Gecesinde gökyüzüne bağırılarak ve sesler çıkartılarak yeryüzü uyandırılır, ateşler yakılır üzerinden geçilerek ruhların arındırılması gözetilir. Sabahında ise ezgiler, türküler ile çeşitli eğlenceler düzenlenir. O gün tüm kötülükler bir yana bırakılıp olabildiğince neşeli ve mutlu olunmalıdır, çünkü Doğa Ana artık uyanışa geçmiştir, kendisine alkışlar yapılır ve yüceltilir, ululanır. Kayın ağacına sarı, ak, al ve gök çaput bağlanarak dileklerde bulunulur ve kutlanır.
Toprak Ana Kutsaması - Nisan,22
Toprak Ana kutlaması, yeni ay çıkınca kutlanır. Doğa Ana için avazlar söylenir, alkışlar yapılır ve yüceltilir, ululanır. Kayın ağacına sarı, ak, al ve gök çaput bağlanır. Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılık felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar. Yarlıq Kutsaması - Mayıs,5 Yarlıg bayramı; tanrıdan izin isteme ve tanrı’ya yeniden bağlanma bayramıdır. Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılık felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar.
Doğa Bayramı - Mayıs,5 (3 gün)
Doğa bayramı, doğanın uyanışı sıcaklıkla suyun birleşmesi ve doğumun başlaması bayramıdır. Bu bayram eskiden 5 Mayıs akşamı başlar ve 8 Mayıs akşamına kadar sürerdi. Günümüzde ise artık Doğa bayramı yine 5 Mayıs akşamı başlar ve 6 Mayıs akşamında bitiyor. Doğa bayramı kadim Türklerden öykülenerek İslamiyet’e de alınmış olup Hıdırellez olarak adlandırılmıştır.
Çiçek Bayramı - Mayıs,5-6
Mayıs ayının 5- 6 sı gibi yeni ay çıktığında kutlanır. Çayırlara, ovalara doğaya çıkılır, en güzel giysiler giyilip eğlenceler düzenlenir, ziyafetler verilir. Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri” felsefesini esas alan ancak sonradan, revize edilmiş, ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramlar.
Örüş - Saya Bayramı – Mayıs,9
Ergenekon’dan hazırlıklarının başında sürülerin göçe hazırlanması gelir. Eğer sürüler hazır değilse göçte zorluklarla karşılaşmak kaçınılmaz olur. Sürüleri oluşturan hayvanlar Türklerin hem gücü hem de varlığıdır. Hele hele at sürülerinin başına gelecek bir olumsuz durum, Ergenekon’dan çıkışın sonu olur. Çünkü at Türk’ün kanadıdır. Türk onun ırakları yakın edemez, at Türk’ün her şeyidir. Diğer sürülerdeki hayvanlarda göçte taşıma, gıda ve giyecek ürünleri sağlayacakları için, atlar kadar önemlidir. Bu nedenle, göçte hayvanlara dayanan gücün ne kadar olduğu bilinmeliydi. Bu nedenle herkes sürülerini saymak ve çobanlardan teslim almak zorunda idiler. Sayım sonuçları devlet yetkililerine sunulur. İşte bu devir teslim işlemi bayram havasına dönüştürülerek Örüş-Saya yahut Örüş-Saya bayramı ortaya çıkmıştır. Bu bayram Yarlıg Bayramı’nın arkasındaki 9 Mayıs’ta kutlanır. Aslında Yarlıg Bayramı’nın devamı niteliğindedir.
Gök Ruhuna Takdis - Mayıs,10 ve 20 Günleri
Bu günlerde halk toplanarak göğün ruhuna kurban takdim ederler. Göğe kurban kesme töreni 19. yüzyılın sonlarına kadar Kaçin’ler de uygulana gelmiştir. Tıgır Tayh adı verilen bu tören toplu dua ile başlar, onu koyun kurban edilmesi ve kımız, süt, ayran ve et suyu içilmesi takip eder. Bayrama katılan erkekler birbirine yakın obalardan gelirler. Kadınlar ve Kamlar ise törene alınmazlar. Tapılan objeler “gökyüzü ve güneş”tir. Bu tören yılda iki defa tertiplenir. Birincisine Kamlar alınmaz; ikincisi ise yeryüzünde bolluk bereket olması için kurban kesme törenidir ki herkes bu törene katılır. Her iki törenlerde oldukça önemlidir. Kurban kesme töreninden birisine Kamların alınmaması onun ölülerin ruhuna veya “ezeli ruh”a dua töreni değil, çeşitli adetlere göre Tanrı’ya yakarış töreni olmasıyla izah edilmektedir. Yabancı inançlara göre Tayh’a alınan Kam delirir ve dehşetli azaplardan dolayı kaskatı kesilerek bayılır”. Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılık felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar.
Kızıl Güneş Bayramı (Yaz Gündönümü) - Haziran,21
Yazın gelişini haber veren en önemli bayramlardan biri olup 21 Haziran sonrası ilk dolunayda kutlanır. Kişi buyanının en yüksek olduğu zamanlardan biridir. Tanrı/lara ve kutsal ruhlara, atalara alkışlar, avazlar sunulur, ağaçlar dikilir, çocuklar sevindirilir, ağaçlara çaputlar bağlanarak dileklerde bulunulur ve çeşitli eğlenceler tertiplenir.
Ergenekondan Çıkış Günü - Hazıran,21
21 Haziran Ergenekon'dan çıkışların başladığı ve 21-24 Eylül çıkışların tamamlandığı süreçtir. 21 Haziranda başlayan ve 21-24 Eylül’de son bulan, bayramla biten bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu zaman dilimi çeşitli aşamalarla doludur. 2016 – 4653 yılı
El Oyun Bayramı - Hazıran,21
Bir araya gelinir. Tanrı ve Altay ruhu davet edilir. Alkış yapılır. Ok atma, ata binme gibi ulusal oyunlar oynanır. Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri” felsefesini esas alan ancak sonradan, revize edilmiş, ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramlar.
Saban Toyu / Saban İzi - Haziran,22
Saban Toyu Bayramı Türk Dünyasında iklim koşullarına bağlı olarak çeşitli zamanlarda kutlanır. Kutup altı bölgelerinde iki mevsim yaşandığı için, yay/yaz mevsiminin başlangıcı 22 Haziran’dır. Kutup altı bölgelerinde yaşayan Türkler bu bayramı 22 Haziranda başlar, 5,6,7 Ağustos’a kadar sürer. Suptropikal orta kuşak bölgelerinde yaşayan Türkler, bu bayramı 21 veya 22 Mart’ta kutlarlar. Bu bayram genelde Türk dünyasının her yöresinde görülür. Kırım Türkleri buna “SABAN-TOY” adı verirken, Kars’ta da bizim buralarda (Sivas yöresi) olduğu gibi “ÇİFT-ÇIKARMA” adı verilmektedir. Çift çıkarma bayramı genel bir bayram niteliğinde olmasına rağmen yöresel birtakım özellikler ve yöresel değişiklikler göstermektedir. Orta Asya Türklerinde de hala devam eden bu geleneksel bayram yöremizde de yapılmaktadır.
Tun Payram (İlk Ayran) - Haziran Sonu
Hakas Türklerince kutlanılan bayram. Hakaslarda Hakasya’nın bozkır bölgelerinde düzenlenen Tun Payram isimli bir çoban bayramıdır. Önemli bir yer tutar. Tun Payram ilk ayran bayramıdır. Genellikle Mayıs’ın sonu-Haziran’ın başında sığırın kış otlağından yaz otlağına geçmesinden sonra düzenlenir. O zaman kış mevsiminden sonra kilo almaya başlayan sığır ilk süt ürünlerini verir. Tun Payram Hakasların geleneksel yaşam tarzının temelini oluşturan hayvancılığa gösterilen saygı ile ilgilidir. Bu bayram için hazırlıklar önceden yapılır. İlk süt ürünleri pişirilir, yeni milli kıyafetler dikilir. Belirli bir günde birkaç köyün sakinleri sabah saatinde yakındaki dağ tepesinde toplanır, büyük bir ateş yakarlar. Özel olarak kurulan direğe ritüel bir at bağlanır. Bu at sığırın iyiliği ve verimliliğinin koruyucusu sanılır. Köylülerin saygı gösterdikleri bir ihtiyar ata yaklaşıp onu süt ile yıkar, kuyruğu ve yelesine kurdeleler bağlar, sonra da salıverir. İhtiyar ayranı ritüel bir ateşe, yakındaki ağaçlara, direğe serperek gökyüzü ve toprağa dua edip sığır ve süt ürünlerinin bol bol olmasını diler. Bu ritüel kısımdan sonra at yarışmaları, güç ve marifet yarışmaları gibi çeşitli kitlesel spor etkinlikleri düzenlenir. Kazananlara ayran ve ayrandan yapılan arak ikram edilir. İlk ayran ve arakanın şifa verici içecek olduğuna inanılır. Bu nedenle kutlamalar sırasında yere dökülmemelidir. Geleneğe göre hazırlanan bütün süt yemeklerinin bayram sırasında yenmesi gerekiyor. Ertesi güne bırakılması yasaktır. Yukarıda belirtildiği gibi kutlamalar sırasında spor etkinlikleri düzenlenir. Güreş Hakaslarda çok popüler bir spor türüdür. İkinci yaygın spor okçuluktur. Hakaslarda insanın iyi bir nişancı olmasına gerek barış ve huzur gerekse savaş zamanında büyük değer verilirdi. Eski zamanlarda ve günümüzde birçok çoban aynı anda avcılık yapar. Ateşli silahların meydana gelmesiyle birlikte okçuluk savaş sanatı olarak önemini kaybetmeye başladı ve günümüze sadece bir spor türü olarak geldi. Ama Tun Payram’ın en popüler ve ilginç kısmı at yarışmalarıdır. Hemen her köylü at işlerinden çok iyi anlar ve yarışmalar için en uygun atları seçebilir.
Aş Pişgen Bayramı - Ağustos, (ilk yeni ay çıktığında)
Tahıllı ekmekler yenir. Zengin sofralar kurulur. Düğünler (evlilik) bu dönemlerde yapılırsa iyi ve sağlıklı olur. Ancak Ağustosun son 7 günü düğün yapmamalı ve cinsel ilişki kurmamalıdır. Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri” felsefesini esas alan ancak sonradan, revize edilmiş, ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramlar.
Ergenekon Bayramı - Eylül,21
Türük Bil (Ökük Türük/Göktürk)‘ler bu Ergenekon’dan dışarı çıkarak Orta Asya’ya yayılırlar. Bütün Türk toplumlarında bu bayrama “ERGENEKON BAYRAMI” denildiği gibi, “BOZKURT BAYRAMI” adı da verilir. Biz ise bu bayramı “ERGENEKON ÇIKIŞ BAYRAMI” olarak adlandıracağız.
Ataları Anma Bayramı - Eylül,21
Ergenekon’dan çıkış günü kabul edilen bu gün Türük Bil (Ökük Türük/Göktürk) için bir kurtuluş ve özgürlüğe kavuşma günü olmuştur. Ama kurallar çiğnendiği için içleri buruktur, suçluluk duygusu içindedirler. Bu suçluluk duygusu Töre’nin veya Ergenekon Yasları’nın toplumun bütününe yüklediği sorumluluk duygusundan kaynaklanan suçluluk duygusudur. Bu toplu suçluluğun Tanrı tarafından bağışlanmasını sağlamak için, Onlar her yıl bu gün “Atalar Mağarası”na giderek, “Gök Tanrı” ve “Kutsal Yer ve Su” adına kurban keserler. Fakat bu kurban eti yenilmez. Bu törenlerde Türük Bil (Ökük Türük/Göktürk) Kağanları bir parça demiri ateşe atıp kızdırdıktan sonra onu bir örsün üzerinde çekiçle döverler. Diğer Türük Bil (Ökük Türük/Göktürk) beyleri de aynı hareketi birer birer tekrarlar. Törenden sonra da topluca yeme içmeye geçilir, herkes çıkınlarını açar, yaygılar birleştirilerek büyük sofralar oluşturulur. Kurulan sofra başında herkes yerini aldıktan sonra, Tanrı’ya yakarılır; arkasından Tanrı adına ellerdeki çamçaklardan bir yudum kımız (içki) içilir (yalnız bir yudum, Tanrı’yı ululamak için). Bundan sonra da, türküler, maniler, şarkılar söylenir.
Altay Takır Bayramı - Eylül,21 ve 22
Altaya Alkış (dua) kılınır. Bu bayramda Altay Uykuya yatacağı için gürültü yapılmaz. Sessiz olunur ve coşkulu şarkılar türküler çalınmaz. Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri” felsefesini esas alan ancak sonradan, revize edilmiş, ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramlar.
Öğünç / Hasat Bayramı (Koç Katımı) - Eylül,22 (3 gün)
Elde edilen Yaz bereketi için öğünç (şükran) törenleri yapılırdı. Öğünç Bayramı, yayla dönüşü yapılır, kışa 45 gün vardır. Bu süre kışa hazırlık devresidir. Bu devrede devletin bütün birimleri görevlidir. Çünkü Türk toplumunun kışı sıkıntısız geçirmesi için her çeşit, koruma alınır. Bu bayramın 1.nci günü (22 Eylül) diğer bayramlarda olduğu gibi, Tanrı/lara yakarışla başlar ve Tanrı/lara adına kurbanlar kesilir. Kesilen kurbanlarla büyük bir toy-şölen verilirdi. Bu toylar sosyal dayanışmanın en büyük göstergeleriydi. Bu toy-şölenlerde heyecan musiki konserleriyle doruğa çıkarılırdı. Bayramın 2.nci günü (23 Eylül), devlet görevlileri tarafından sayımlar yapılırdı. Sayım insan sayımından başlamak üzere, mal ve ürünlere kadar uzardı. 1. Yeryüzünde ilk nüfusu sayanlar Kun Türkleridir. Devlet görevlileri yayla dönüşü bütün kişileri oba oba, ebi-eşik ebi-eşik (aile, aile) sayar ve yazardı. Bu sayımlar sonucunda ölenler ve yeni doğanlarda belirlenerek kayıt altına alınırdı. 2. Devlet, yayla dönüşü hemen kışlaklara (kışlalara) girilmesine izin vermez, obalar, sürüler kışlakların yakınlardaki düzlüklerde toplanırlardı. Devlet memurları, obalardaki, sürülerdeki hayvanları sayar, durumu belirler, kayıt altına alırlardı. 3. Yiyecek stoklarını denetler ve kayıt altına alınırdı. Sayımlar yapıldıktan sonra, devlet görevlileri, mal ve yiyecek stokları üzerinden vergileri toplarlardı. Devlet durumu iyi olmayanlara, toplanan vergilerin bir kısmını aktarır, desteklerdi (takviye ederdi).Çünkü un, yağ ve et olmadan yaza sağ çıkmak olanaksızdı (imkansızdı). Böylece sosyal bir devlet olarak bağlı olanların (tebaasının) hayatını sağlama alırdı. Bayramın 3.nci Günü Kutlamaları (24 Eylül): Bayramın 3. günü olan 24 Eylül’de orta oyunları oynanır; yöresel eğlenceler ve musiki programları sunulur.
Yeni Ay Kutsaması - Aralık,21
Ay Ataya algış kılınıp baş bolsun denerek dilekler dilenir. Dilek ağaçlarına çaput bağlanır. Algışlar sessizce yapılmalıdır. Doğa uykudadır. Eğlence ve gürültü tertiplenmez. Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılık felsefesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar.
Yeniden Doğuş (Nardugan) Bayramı - Aralık,21
22 Aralık’ta güneş yeniden fazla olarak dünyayı aydınlatmaya başlayacak. Günler uzamaya başlayacak. Türklerin Gök Tanrısı gün ile geceyi tanzim ediyor gökte. Sözde gün ile gece sürekli münakaşa halinde. 22 Aralık’ta gün geceyi yeniyor. Bunu “Yeniden doğuş bayramı” Türkler kutluyorlarmış.