**** üstüne düşünürüz, hakkında hayaller kurarız. Onun peşinde haddinden fazla vakit ve nakit harcarız. **** yaparız.
Doğum, AIDS, "namus" cinayetleri, yaşamamız ve ölümümüz... Hepsi ****le iç içe. Bu yüzdendir ki; bilim insanlarının onun hakkında keşfettiği şeyler öğrenmeye değer.

2007'den önce bilimsel yayınların ****e ayrılmış küçücük bölümleri yalnızca iki sebepten bahsediyordu; üreme ve haz.



Cindy Meston ve David Buss ise 2007 yılında yaptıkları araştırmalarla aradaki boşluğu kapattı.

Çalışmalarının ilkinde 17-52 yaş aralığındaki yüzlerce katılımcının yardımıyla, insanların cinsel ilişkiye girme sebeplerinden oluşan kapsamlı bir liste hazırladılar. Onlardan istedikleri ise kendilerinin ya da tanıdıkları birinin geçmişte cinsel ilişkiye girme sebeplerinden aklına gelenlerin hepsini listelemeleriydi.

Çalışmanın ardından ortaya 4 ana etmen ve 13 yan etmen çıktı.



1. Fiziksel Nedenler

Fiziksel faktörler arasında ise 4 alt sebep yer alıyor:
1.Stres atmak
2. Haz
3. Arzu edilme isteği
4. Deneyim arayışı (kendini geliştirme)

2. Ulaşılacak Hedefler

5. İmkanlar
6. Sosyal statü
7. İntikam (başkasının canını yakma isteği)
8. Menfaatler (ilişkide üstünlük elde etme)

3. Duygusal Nedenler

9. Aşk ve sadakat
10. Dışavurum (iletişim)

4. Güvensizlik

11. Özgüven arttırmak
12. Yükümlülük/ baskı (zorunluluk ya da zorlama)
13. Partnerini korumak (partnerinin çevresindeki diğer seçenekleri yok etme)

Kadınlar ve erkekler arasında temel farklar var.

Erkekler dış görünüş ve fiziksel çekicilik etrafında şekillenen sebepleri kadınlardan çok daha fazla sunmuştu.

"Çok güzel bir yüzü vardı." ya da "Fiziği aklımı başımdan aldı." gibi nedenler en çok erkekler tarafından öne sürüldü. Kısaca, bulgular cinsellikte erkeklerin doğurganlık ve üremeyi çağrıştıran fiziksel özelliklere kadınlardan daha fazla bağlı olduklarını savunan evrime dayalı hipotezi destekledi diyebiliriz.
Deneyim arayışında olduğunu ve yalnızca fırsattan istifade ettiğini söyleyenler arasında da erkeklerin ezici çoğunluğu vardı.

Cinsel ilişki konusunda "bazı" duygusal etmenleri öne sürenler arasında kadınların ezici üstünlüğü vardı.

"Sevgimi göstermek istedim." ya da "Aşık olmuştum." gibi nedenleri en çok kadınlar dile getirdi. Yine kadınların bağlılık ve aşkı ****le bağdaştırdığını savunan evrime dayalı teori desteklenmiş oldu.



Ancak "Duygusal Nedenler" başlığı altında sıralanan faktörlere dahil olan nedenler, erkekler arasında kadınlarda olduğundan daha popülerdi.

"İlişkimi güçlendirmek istedim." ya da "Duygusal yakınlığımızı arttırmak istedim." gibi sebepler daha çok erkekler tarafından sunulmuştu. Tıpkı fiziksel doyum ve haz başlığı altında toplanan diğer sebepler gibi.
Evet, şaşırdık.


Araştırmaya göre; konuyu değiştirmek ya da cinsel becerilerini için **** yapan erkeklerin sayısı kadınlardan fazla.

Kadınların kendi menfaatleri için "kadınlığını" kullandığına dair klişeler çok sık dile getirilse de, istediğini elde edebilmek için **** yapan erkeklerin sayısı da kadınlardan fazla.
Hayır, şaşırmadık.

Ne diyelim, farklarımızla barış içinde yaşamaya devam.