Giyotinle idamın çoook eskilerde kaldığını düşünüyorsanız, hatta ne zaman "giyotin" kelimesi geçse aklınıza Orta Çağ Avrupası, krallar, kıtlık yaşayan halk vs. geliyorsa çok yanılıyorsunuz.
Dünya tarihinde giyotinle idam cezası en son 10 Eylül 1977 yılında Hamida Djandoubi'ye uygulanmıştır.

Fransa'ya göç eden sıradan bir Tunusluydu.



22 Eylül 1949 yılında Tunus'ta doğan Hamida bir çok Tunuslu mülteci gibi Fransa'yı seçerek 1968 yılında Marsilya'ya yerleşti. Bir süre bakkalda çalıştıktan sonra bahçıvanlığa başladı.
Fakat bahçıvanlık kariyeri uzun sürmedi..



1971 yılında Hamida çim biçme makinesi yüzünden bir iş kazasına kurban gitti ve sağ bacağının 3'te 2'sini kaybetti.
Her şey bu hastanede başladı.



Hamida bacağını kaybettikten sonra hastanedeki iyileşme sürecinde ileride kurbanı olacak olan Elisabeth Bousquet ile tanıştı. Fakat 1973 yılında Elisabeth 21 yaşındayken Hamida'yı "kendisini fuhuşa zorladığı" gerekçesiyle şikayet etti.
Kendisine "pezevenk katil" denmesinin nedeni vardı.



1973 baharında Hamida iki tane 15 yaşındaki genç kızı himayesine alıp fuhuş yaptırarak kızların kazandığı fuhuş parasından komisyon almaya başlamıştı. Hamida bu evde kızları fuhuşa zorladı ve Elisabeth'i de bu eve getirip 3-4 saat boyunca işkence ve tecavüz etti.
Giyotinle idamına giden yolda Hamida..



Etang de Berre yakınlarındaki bir arazideki terk edilmiş virane bir eve getirdiği Elisabeth'i ölüme terk eden (fotoğrafta tatbikatta) Hamida Elisabeth'in öldüğünden emin olduktan sonra çıplaklar kampı olarak kullanılan yakınlardaki bir plaja gidiyor ve çıplakları izleyerek dinleniyor (evet sapık).
Elisabeth'in cesedi bulunuyor..



Gazeteler bir kadın cesedi bulunduğuna dair haberler yapmaya başlıyor (fotoğraftaki o haberlerden biri). Elisabeth'in cesedinden "iki gün önce öldüğü düşünülen" diye bahsediliyor.
Hamida çabucak yakalanıyor.



Hamida'nın bu kadar çabuk yakalanmasının sebebi olarak daha önce Elisabeth'in kendisi hakkında bulunduğu suç duyurusu gösteriliyor (demek ki tacize uğradığımızda vs. ihbar edecekmişiz). Hamide yakalandığı gün tüm Marsilya gazetelerinin manşetlerinde boy gösteriyor.
Hamida hakkındaki tüm suçlamaları kabul ediyor.



Fotoğrafta görülen Hamida'nın itirafı. Hamida şöyle diyor: "Eşarbını boynunun etrafına doladım, onu boğarken bana hiç karşı koymadı. El feneriyle ölüp ölmediğini kontrol ettim daha sonra burnuna yumruk attım, hareket etmeyince öldüğünü anladım"
Her psikopat katilin ortak özelliği olan kötü çocukluk Hamida'da mevcut.



Hamida itirafından sonra polisler tarafından evinde tatbikat yapılırken polislere şunu söylüyor: "Çocukken annem harissa ile (bir çeşit acı Tunus biberi) beni cezalandırırdı. Harissayı anüsüme sokardı"
Bu aynı zamanda Hamida'nın Elisabeth'e uyguladığı işkence yöntemlerinden sadece bir tanesiydi.
Tarihin son giyotinle idamına adım adım yaklaşırken..



Uzun bir duruşma öncesi dönemden sonra Fransa'nın katı hukuku sebebiyle 25 Şubat 1977'de Hamida için düzenlenen duruşmanın tek bir amacı vardı. Hamida'nın cezası idam mı yoksa müebbet hapis mi olacaktı?
10 Eylül 1977 Saat: 04: 40



Hamida Djandoubi 28. doğum gününe 2 gün kala Marsilya'daki Baumettes Hapishanesinde giyotinle idam edildi.
Bu arada ilginç bir bilgi 11 Eylül 1977 günü Star Wars'ın A New Hope filminin prömiyeri yapıldı yani son giyotinle idamın ertesi günü.
1939 yılında da halka açık son giyotinle idamda Eugene Weidmann'ın ölümünü kalabalık içinde izleyenlerden biri de 17 yaşındaki Christopher Lee'ydi (bizim Saruman)...
Minik Elisabeth..



Giyotinle idami 1981 yılında kaldırıldı. Elisabeth son giyotinle idamın kurbanı olarak tarihe acı bir şekilde geçti.