Uyandım derin bir sancıyla.
Göğsümden üç defa bıçaklanmış gibiydim.
Tükenmişliğimi hissettim.
Gözlerim ıslaktı.
Boğula boğlua öksürüyordum.
Nefesim titriyordu.
Ve yüzüm,morglar da uyuyan ölüler gibiydi.
Ölümle inatlaşmak gibiydi aklıma gelişleri!
Her defasında biraz daha yitiriyordum kendimi.

Sabaha karşıydı.
Ağutos'tu.
Bir sigara yaktım.
Beni merak et,iyi değilim!
Diye bağırdım yükses bir sesle.
Ağladım.
Bazen ağlarım ben.
Kızmıştım.
Kırılmıştım.
Parçalanmıştım.
Kendimi öldürme isteğim artıyordu.
Sahipsizliğime belki ozaman sahip çıkardın!
Uzun bir süre sustum.
Babam uyandı.
Yanıma geldi.
Göz yaşlarımı tutamadım.
Ağlama dedi ve bana bir sigara uzattı.
Gayet soğuk kanlı ve hiçbirşey olmamış gibi davranıyordu.
Farkındaydı olanların,acıtanların.
Yanıma oturup sustu.
Dönecekse beraber ağlayalım dedi.
Göz yaşlarımı sildi.
Bu hayatta iyi insanlar sevilmez oğlum! Dedi.
Aşılacaksa eğer birşeyler,beraber aşarız dedi hafif bir tebessümle.
Üstesinden gelirsin dedi ve sarıldı.
Herşey düzelir dedi ve ekledi;sabretmesini öğrendiğin zaman duygularınla savaşmayı da öğrenirsin dedi ve gitti.

Pek aldırış etmedim.
Acılarımı kat ve kat artırma istediğim vardı.
Sigaramdan son bir nefes aldım ve elimde söndürdüm.
Babam ilk defa benim için bir şeyler yapamıyordu.
Çok acımasızsın hayat diye bağırdım duvarlara.
Ruhumun beni terk etmesini öyle çok diledim ki çaresizce.

Sonra.
Mecburmuymuşum gibi uyumak istedim.
Uyuyunca geçerdi bazen.

Umutlarını yitirmiş bir insan için uyuyabilmek,yeniden doğmak gibidir...