Yale Üniversitesi'nden Tyler Lyson çeşitli dönemlere ait kaplumbağa fosillerini incelediklerini yapılan karşılaştırmaların kabuğun milyonlarca yıl içinde evrim geçirerek bugünkü şeklini aldığını gösterdiğini söyledi.Lyson yumuşak bir bedene sahip olduğu için diğer hayvanlar tarafından kolayca avlanan kaplumbağaların hayatta kalabilmek ve soylarını devam ettirebilmek için kaburgaları ile omurlarının birbirine kaynaması sonucu ortaya çıkan sert bir dış kabuk geliştirdiğini belirtti.

Kaplumbağa embriyolarında önce kaburgalar daha sonra da omurlar genişliyor. Kabuğun gelişimi üzerinde bir deri tabakasının oluşumu ile tamamlanıyor.

KARINLARINDAN NEFES ALIYORLAR

Kaburgaların solunum sisteminde önemli bir işleve sahip olduğuna işaret eden Lyson "Kendisini korumak için kaburgalarından vazgeçen kaplumbağaların nefes almak için başka bir yol bulmaları gerekiyordu. Bunu da karın bölgelerinde eşi benzeri olmayan bir kas bağı geliştirerek başarmışlar. Bu bağ kaplumbağanın akciğerleri ile diğer organlarını sarmalayarak nefes almalarına yardımcı oluyor" dedi.


Lyson koruma sağlayan kabuğun aynı zamanda içerdiği demir potasyum ve magnezyumun laktik asit birikimini önlemesi sonucu kaplumbağanın diğer omurgalılara oranla su altında daha uzun süre kalmasına yardımcı olduğunu vurguladı.