Sürekli kullanıyoruz, dilimizden düşünmüyoruz. Belki de bu yüzden anlamlarını pek umursamıyor, ya da merak etmiyoruz ancak; gün isimleri dilimize nasıl gelmişler?
Zaman kavramı uzun yıllardır insan yaşantısının içinde ve bu kavramın alt başlıkları olarak zamanı bir nevi tablolandırmış durumdayız. Bunu yaparken de en fazla yararlandığımız şeylerden biri günler.
Günlerin adlarını sürekli olarak kullandığımız için artık bu adlar bize ilginç gelmiyor. Fakat, hiç bu günlerin adları Türkçeye nasıl dahil oldu diye merak ettiniz mi? O zaman merakınızı giderelim.
Pazartesi
Pek çok uygarlıkta, -hatta günümüzde bazı Batı ülkelerinde- haftanın ilk günü olarak Pazar günü sayılmakta. Pazartesi'nin de ismi aslında buradan, basit bir şekilde gelmekte; ''Pazar Ertesi''. Eğer erte sözcüğünü ele alacak olursak; Uygurca Budist metinlerde ''erte''nin ''gün'' ya da ''gün doğumu'' olarak kullanılmakta imiş. Daha sonradan 1073 yılında Divan-i Lugati't Türk'te "értelemek" sözcüğü "işe kalkmak" şeklinde açıklanmış. 1390 civarında yazılan Kısas-ı Enbiya'da ise ilk defa e üzerindeki çizgi kalkmış ve "ertelemek" olarak kullanılmış. Sözcük, ayrıca eski Türkçede "sabah" olarak da kullanılmaktadır.
Salı
Salı'nın anlamı yine Pazar'ın ilk gün olara baz alınması şeklinde ortaya çıkmış. Sözcüğü ilk kullanan Filippo Argenti, 1533 yılında yazdığı Regola del Parlare Turco adlı eserinde ''sali'' olarak bahsetmiştir. Arapçada ise "Yevmü's-selÄse" yani ''üçüncü gün'' olarak adlandırılmaktadır. Salı, dilimize ''selase'' sözcüğünden geçmiştir.
Çarşamba
İlk olarak 1303 yılındaki Codex Cumanicus'ta, Farsça ve Türkçe karışımı bir dille "Äaar sanbe" olarak karşımıza çıkan kelime, "Dördüncü Gün" anlamına gelmektedir (yine Pazar haftanın ilk günü olarak ele alındığı için dördüncü gün oluyor)."Şamba" sözcüğü, İbrani ve Aramicedeki "şabÄt" sözcüğünden Farsçaya geçmiştir ve anlamı "dinlenme günü"dür.
Perşembe
Perşembe kelimesinin kökeni, 1300'lü yıllardan öncesine dayanmakta ve Orta Asya'da keşfedilmiş bir Kuran tefsirine kadar gitmekte. Borovkov tarafından yazılan bir analizde bu sözcük "penc şembe", yani "Beşinci Gün" olarak ele alınmıştır. "Panc'' da Farsçada "beş" anlamına gelir.
Cuma
Özellikle İslam etkisindeki toplumlarda özel bir yeri olan Cuma gününün kökeni, 1341 yılında yazılan Tezkiretü'l Evliya'ya kadar gitmektedir ve orada "cumËa" olarak geçer. Doğrudan Arapçadan dilimize geçen ve Cuma Namazına işaret eden bu sözcük, "toplanma günü" anlamına gelir. Arapçadaki "cm" ya da "cmm" kökü, "toplama, toplanma, topluluk" anlamlarına gelmektedir. Cami, cemevi, cima, cumhur, cumhuriyet, cümbür cemaat, camia, icma, içtima, mecmua, cemaat, cemiyet, Cuma gibi sözcükler hep aynı kökten türetilmiştir.
Cumartesi
Tıpkı Pazartesi'de olduğu gibi Cumartesi de, Cuma sonrasında olmasıyla ilişkili olarak türetilmiştir (Cuma Ertesi). Kendi başına özel bir anlamı bulunmamaktadır.
Pazar
Ve son olarak daha önceden haftanın ilk günü olarak kullanılan ve bu nedenle de diğer günlerin adlarını etkileyen Pazar'a. Tahmin edebileceğiniz gibi sözcüğün anlamı, eski dönemlerde ticaret merkezlerini adlandırırken de kullanılan "pazar", "pazaryeri" sözcüğünden gelmektedir. İlk olarak 1303 yılında Codex Cumanicus'ta "bazar" olarak geçen kelimeden, 1680 yılında Meninski tarafından yazılan sözlükte "bÄzÄr güni" olarak da bahsedilmiştir.