- Deli sormuş deliye, Aşk nedir diye ? Deli gülmüş deliye, Ben niye delirdim diye ...
- Böyle geçip giderken uzun zamanlar, Kimleri unuttuk kimler kalanlar?
- Kimse bilmez be canım, “bir yara bir ömrü nasıl kanatır.
- Herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim bir de kimsesizliği...
- ses hoyrat sevinç yılgın şakaklarım sonbahar...
- Sen bir şeyler bilsen bildiğinden ben çıkarım / Çocukluğuma dokunsan öksüz çıkarım / Halkımı tanısan yurtsuz çıkarım.
- ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?
- Ve ben gittim yüreğimde kan gülleri, Siz de o aşkın teninde dinamit sayın beni!
- Siz orada kalabalık ve kabarık kalın, sağ olun, yalnızlık iyi, yalnızlık iyi.
- Yaslı bir kışa rehin düşse de günler, kalbindeki tomurcuğu bahara büyüt; o tomurcuk düşlerinin yağmuruyla ıslansın.
- Herkes arar pembesini. Oysa kendinden ötesi yoktur; kimse sevmez yalnızlıkta gölgesini.
- Kısa bir öyküdür hayat, uğruna upuzun acılar çektiğimiz. Kısa bir türküdür, bir kez daha söylemek için delirdiğimiz...
- Sokakların gün batınca neden boşaldığını ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum. Konuşsam sessizlik gitsem ayrılık…
- Gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın, Gittiğin yer bir uçurum kadar uzak.
- Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır; kimse bilmez be canım bir yara bir ömrü nasıl kanatır…
- Biz şimdi ölsek; en fazla kahvede çaylar soğur.
- Seni bana uzak kılan bu ıssız ve derin uçurumlar. Uçurumlar utansın!
- Herkes kırılamaz, ipince bir dal olmak gerekir kırılmak için, Ama dünya kütüklerin.
- Yaşam yanıltmanın, insanlar yanılmanın ustası oldukça yine yeni düşler deniyor ve deneniyorlar.
- Ya kederiydik kendimizin, ya bir halkın kaderi; ya şakağı ya şafağı bir halkın namlular çarmıhında!
- Böyle geçip giderken uzun zamanlar, kimleri unuttuk kimler kalanlar?
- Demiştim, gidip geniş bir bulut alalım. Çünkü yarın, gökyüzü üzerimde hep dikdörtgen kalacak. Yarın kalbimin ormanına küller yağacak.
- Aşkın kavgasını veremeyenler, hiçbir şeyin kavgasını veremezler! Aşkın özgürlüğünü yaşayan ve yaşatmayanlar ise, hiçbir özgürlüğü hak edemezler!
- Yitirdiğin her şeyde, kazandığın birşey vardır, Kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin. Hayat karşına nasıl çıkarsa çıksın, vazgeçme Ve unutma: Senin hayallerin olmazsa, Başka birinin hayali olamazsın asla.
- Ben seni hep ayrılıkla anmışım titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını. hep adını yazmışım.
- İyi ki bu düştesin, her sabah ışıyan güneştesin, iyi ki yoksuluz bulutlar gibi, soğuyan dünyada sımsıcak fırınlar gibi...
- Bir insana; "ya benimle olur musun ?" denir, "ya da benimle ölür müsün ?" İşte iki noktacık değiştirir anlamı.
- Herkes bilir gitmesini. Bir zaman öğrenirsin gideni sırtından öpmesini....
- yıllar geçer, İdris’lerin kalplerindeki çocuklar daha ölüdür; düşleri hâlâ terasta, İdris’ler ise zemin katta kiracı oturur.
- Bazen anılara en çok yakışan elbise, birkaç damla gözyaşıdır, unutma.
- Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar...
- Öyle bir serüven ki hayat; Karanlıkta polyanna'lar,ışıklarda palyaçolar dolaşır...
- Boşuna çırpınma gökyüzü: Yurdum kadar ağlayamazsın.
- Her ömür kendi gençliğinden vurulur.
- Ve andolsun ki hiçbir kurşun, hiçbir çelik, hiçbir toprak ve hiçbir vatan daha kutsal değildir insandan!
- Önce sesini, sonra yankısını çaldırdın şu beton ormanında. Kal orda!Artık hiçbir şeyden kurtulamazsın.Islanmışsın bir kere oğlum, yaş gününde kuruyamazsın.
- Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; Sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın.
- İstediğin kadar uzağa git ! Hep aynı gökyüzünü paylaşacağız .
- Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım Keşke senin adın yalnızlık olsaydı Ve ben hep yalnız kalsaydım...
- Artık kim, sana nasıl ulaşır? Öyle bir serüven ki hayat Karanlıkta Polyanna'lar, ışıklarda palyaçolar dolaşır.
- Hayat hattında acemi tayfalardık. Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle; aşktan ikmale kaldık...
- Gitti... kanatları yüreğimdeydi kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi / yitirdim o aşkın kimliğini hükümsüzdür.
- Bu yüzden uğruna çok öldüğüm sabahlar, yaralıdır. Gençliğim darmadağın bir ilkyaz tufanıdır. Bu sevdayı kurda kuşa yedirtmem!
- Evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri, sevinçleri, coşkuları olduğu kadar acıları ve yoksullukları da örtüyor.O örtülü kapıların, perdelerin ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor.
- Artık bu ayrılıklardan kalbim usandı Bir gökyüzü, bir duvar, bir resmin kaldı Oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı Bıraksalar martılarla randevum vardı.
- Ben iki şeyin apansız geldiğine inanırım: Aşk ve ölüm... İkisi de geldiğinde git diyemezsiniz. İkisinin de önemi ve büyüklüğü, belki de geldiklerinde git diyemediğimiz içindir.
- Gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime Yok, gitme! Gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor Özlemeyi yutkunuyorum...
- Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım; sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın.