- harfleri birbirine değmemeli bazı kelimelerin a y r ı l ı k gibi örneğin…
- Aşk, milyonlarca kelimenin bir araya gelip hiçbir şey anlatmamakta karar kılmasıdır.
- Ağzımda her ne geveliyorsam da sana Gitme demekten geri kalmıyor ki, gözlerim.
- Batıklarda asırlardır aradığım kayıp defineydi gözlerin Değer biçemezdi sarraflar, bakışlarına.
- Fena halde kimsesizim bugünlerde, bildiğin gibi değil. Eğer bilseydin zaten, kimsem olurdun bir koşuda...
- Ağlama ne olur, yanaklarına güneşler ekeyim. Ağlama! Hayır ağlamıyorum. Su gibi gidip su gibi gelsin diye, sevdamı uğurluyorum yalnızca…
- Beni çok sev, bir nar bahçesindeki tanelerin toplamından pay biç mesela. Çünkü ben öyle yapıyorum. Bu yüzden Afrika’nın en kurak çöllerinde bile nar ağaçları görüyorum. Beni çok sev, ben seni hesapsız seviyorum… Tarihteki bütün aşkları kızdıracak kadar!
- Mesafe koymak” deyimini ömür içinde kullandın ve gittin… Gidişini nerede görsem tanırdım!
- Aşk, tarihin gördüğü en büyük biyolojik savaş! Ve değdiği her yerin harabe olacağı da kesinlikle tartışılmaz!
- Avucumun içindeki nasırsın şimdi sen, Kime dokunsam acırsın.
- Yüreğimde aradığını bulamayan, Allah’ından bulsun.
- Kırılmak için bütün olmak gerekir.
- Aşk oda sıcaklığına göre maddenin üç halini de alabilir. Bağırıp küfrederken katıdır, öpüp kokladığınızda sıvıya dönüşürken, kapıyı çarpıp çıktığınızda ise buharlaşır. Bana kalırsa aşkın kimyası mutlaka öğretilmelidir eğitim öğretim kurumlarında. Yoksa bu topraklardaki herhangi iki yüreğin periyodik değerlerinin tutmasını beklemek ahmaklık olur.
- Seninle retinalarımızı takas edebilseydik keşke. Bir defalığına, sen misali bakabilmek isterdim kainata…
- Birkaç beden büyük gelir sana benim laflarım, olsun ziyanı yok gelecek senelerde de giydiririm..!!
- Seni Sevmek; Işıktaki gizli Karanlık Gibi... Bulmam İçin Önce Yanmam Gerekiyor...
- Taa yüreğime kadar ne zahmet ettin beni terk etmek için, bir buluta yağmasını rica etsen ben yine anlardım. Hem değil mi ki yağmur, senin benden apar topar gidişin.
- Ayakkabıların çok gülünç, bu ihanet desenli elbisenin altına gitmek’lerini giysen; onlar sana daha çok yakışırdı etimden ayrılırken!
- Sen ki; yahu çok güzelsin. Nasıl izah etmeli bunu anlaşılır bir dille. Mesela gözlerinde bir şey var açıklayamıyorum onu. Sanki aynı kareye sığdırılmış topyekûn, yeryüzü ve gökyüzü!
- Senin için de herhangi bir mahzuru yoksa eğer, kalbinde biraz daha kalayım. Çok yer kaplamam ve hiç sesim çıkmaz, söz. Yeter ki kalp atışlarını bir an daha duyayım.
- Çağrıldığı adresi bulamayan bir ambulans gibi Ne yapacağını kestiremez hallerdeyim şimdilerde.
- Seninle olan bir an daha yerleşebilsin diye hafızama Kalan tüm geçmişimi tek hamlede silebilirim!
- Elimde değil, ne yazsam sana çıkıyor alfabemdeki harfler Başka bir dil bilsem, o lisanda izah ederdim sana esaretimi...
- Ben henüz inşaat halindeydim sana, duygularım proje aşamasındaydı. Öyle bir gitmiştin ki, temelini kuvvetlendirmek için ter döktüğüm o mütevazı ütopyam komple başıma yıkılmıştı.
- Kendime bir not bıraktım gideceğime dair. Kapıyı çarpıp çıktım kimsesizliğimden… Geri dönüşü olmayan bir yoldu, yaşamak… Ben ise yola gelmemekte direniyordum!
- Ve biz seninle tarih boyu geç kalınmış bir aşkız, hiç vaktinde yetişemedik hayal kırıklarımızı taşıyan vapurun kalkışına.
- Gurbetten memlekete dönmektir seni sevmek Eğilip toprağa alın sürmektir.
- Aşk, sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor zamanla.
- Topla hatıralarını ve defol kalbimden. Sevdiğim Sen’i karalamaya hakkın yok...
- Tüm bunlara rağmen seni yani yüreğimin yetimliğine rağmen seni, fevkalade seviyordum. Ne gariptir ki senin tanımınla aşk, bir insanı rağmen’leriyle sevmekti.
- Çünkü her cenaze,bir öncekinden gebedir.! Çünkü her evlat, babasından kalan masala müteakiben gömülmelidir.!
- Koluma gir küçük bir çocukmuşum gibi, enselenmeyeyim yüreğindeki o korkunç kalabalıkta.
- Sen ki; yahu çok güzelsin. Nasıl izah etmeli bunu anlaşılır bir dille. Mesela gözlerinde bir şey var açıklayamıyorum onu. Sanki aynı kareye sığdırılmış topyekûn, yeryüzü ve gökyüzü!
- Meteorolojiyi yanıltmayı seven, apansız bir yağmurdu aşk. Aniden bastırıyordu adamın ciğerlerine. </SPAN>
- Ben... O kadar da güçlü değilim inan Dünya aleme yetecek kudrette kelimeleri olan ben Tek lafına yıkılırım Eğer dil'ersen.
- Adım da verilmiyor ki sokağına adres olayım sana yazılanlara!
- Yükle yalnızlığının bütün gri bulutlarını sırtıma Vücudum yağmur sonrası toprak koksun...
- Yolculuk sevdiğinin kalbineyse, işin içine mutlaka şeytan karışır Başka yolu yok, sevmek biraz da kazaya uğramaktır!
- İlkokul öğretmenimin öğrettiği şekilde, kirpiklerinin altını çiziyordum kırmızı kalemle. Çünkü gözlerin en önemli satırlarıydı hikâyemizin.
- Böylesine bir yangın, kendinden ilk olarak kurtarılacakları merak ettiği için çıkarılmıştır belki de… Yoksa Aşk’ın, cayır cayır yanan bir yürekten, apar topar kaçmaması nasıl açıklanır ki a canım?
- Ne yazık, galiba ben sana hiçbir zaman vakitli bir günaydın olamayacağım. Hiçbir sabah yanında doğmuyor nasılsa!
- Sıkı dur dedim bir boşluğun ellerinden tutuyorsun… Gel gör ki mayandaki Asi’liğe laf dinletemedim… Her gece sarılıp yokluğuna ölüme uzanmaktı artık hayat… Ve artık aşk, bir ihtimalsizliği delicesine sevmekti… Söz bitti…
- Ne yazık, galiba ben sana hiçbir zaman vakitli bir günaydın olamayacağım. Hiçbir sabah yanında doğmuyor nasılsa!