1963’te ABD'nin California eyaletinde doğan Pompeo, 1982’de liseden mezun olduktan sonra West Point Askeri Akademisi’ne başladı. 1986’da mezun olduktan sonra orduda süvari birliğinde görev yaptı. Berlin Duvarı'nın yıkılması öncesi Almanya’da görevlendirilen Pompeo, Demir Perde'nin kontrolünden sorumlu birlikte, tank komutanıydı. Son olarak Birinci Körfez Savaşı’nda görev aldı.
Ordudaki aktif görevine Körfez Savaşı’nın ardından son veren Pompeo, Harvard’da Hukuk Fakültesi’ne gitti. 1994’te Washington'a taşınarak Williams and Connely adlı hukuk şirketinde avukat olarak çalıştı.
1996’dan itibaren ise kendisine farklı bir kariyer seçti. Kansas’a taşınarak Thayer Hava Sahası ve Özel Güvenlik adlı bir savunma sanayi şirketinde CEO olarak çalışmaya başladı. 2006’da şirketteki tüm hissesini satarak petrol sektörüne geçiş yaptı. Sentry International adlı petrol sahalarına malzeme sağlayan bir şirketin başına geçti.
2010’da Temsilciler Meclisi’ne girdi
2010’daki seçimlerde Kansas’tan Cumhuriyetçi Parti’den aday olarak ABD Kongresi’nin iki yasama organından biri olan Temsilciler Meclisi’ne girdi. 2012, 2014 ve 2016 seçimlerinde de seçim bölgesindeki Demokrat Parti adaylarını geride bırakarak Kongre üyeliğini sürdürdü.
Temsilciler Meclisi’ndeki görevi süresince istihbarat örgütlerini denetleyen komitede, Enerji ve Ticaret Komitesi’nde ve CIA Alt Komitesi’nde yer aldı. Libya'nın Bingazi kentinde 2012’de ABD’li diplomatlara yapılan saldırıyı soruşturan komitede de görev yaptı. Komite, Dışişleri Bakanlığı’nın ciddi bir hatası olmadığı sonucuna varsa da Pompeo, 48 sayfalık ayrı bir rapor hazırlayarak dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un hatalı olduğunu savundu.
‘Ulusal Tüfek Birliği’ adlı, vatandaşların silah kullanma hakkı olduğunu savunan derneğin de üyesi olan Pompeo, bir yandan da rüzgar enerjisiyle çalışan kurumları teşvik etmek için verilen vergi kredilerinin geri çekilmesini savundu.
Pompeo’nun yapılmasına katkı sağladığı bir yasa, GDO’lu ürünlerin paketlerinin üzerine GDO uyarısı yapılmasını zorunlu olmaktan çıkardı. Pompeo, tecavüz ve ensest vakalarında bile kürtaj karşıtı olmakla tanınıyor. Sadece annenin hayatı tehlikesi varsa kürtajı kabul edebileceğini söylüyor.
İran’la anlaşmayı eleştirdi
Görev süresi boyunca başkanlık yapan Obama’yı da özellikle güvenlik politikaları sebebiyle çoğunlukla eleştiren Pompeo, Ulusal Güvenlik Dairesi’nin (NSA) dinleme programlarını destekledi. Eski CIA ve NSA çalışanı olan, hükümete ait gizli belgeleri sızdıran ve ardından Rusya’ya sığınan Edward Snowden’ın idam edilmesi gerektiğini savunuyor.
Temmuz 2015’te, İran’la varılan nükleer anlaşmanın yanı sıra gizli mutbakatlar da olduğunu öne sürerek anlaşmanın yeniden incelenmesi gerektiğini söyledi. Obama yönetimi ise gizli bir mutabakat olduğu iddialarını reddetti.
Müslüman liderlere gönderme
2013’te yaptığı bir konuşmada, “İslâm adına yapılan terör saldırılarını kınamayan Müslüman liderler, bu saldırıların potansiyel suç ortaklarıdır" dedi.
Aynı zamanda işkence haberleriyle gündeme gelen Guantanamo Körfezi Hapsihane’sinin kapatılmasına da karşı çıktı. Tutukluların açlık grevine girdiği bir dönemde hapishaneye giden Pompeo, tutukluların kilo almış olduğunu iddia etti. Tutukluların ifadelerini alan görevlilerin işkence karşıtı yasalara tâbi tutulmasını da eleştirdi.
Pompeo, ABD Senatosu'nda 2014’te CIA’in işkence yaptığını öne süren bir rapora karşı CIA’yi savundu.
Müslümanlara yönelik işkence iddialarında CIA’yi savunan, İran’la yapılan anlaşmayı eleştiren ve kürtaj karşıtı olan Pompeo, 18 Kasım 2016’da, on gün önceki seçimlerde bir sonraki dönem ABD Başkanı olacağı kesinleşen Donald Trump tarafından, CIA direktörü adayı gösterildi.
Demokrat Partili senatörlerin bazıları, Pompeo’nun savunduğu dinleme yöntemlerinin Amerikalıların hayatını tehdit edeceğini söyleyerek adaylığa itiraz etse 23 Ocak’ta adaylığı onaylandı. Ardından yemin ederek göreve başladı.
Pompeo, göreve başlamasının üzerinden 20 gün bile geçmemişken ilk ziyaretini Türkiye’ye yapıyor.