“Öldürdükten sonra bizi dirilten Allah’a hamd olsun. Dönüş ancak O’nadır.” (Buhârî, Deavât, 8)
Rasûl-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz yine buyurmuşlardır ki: “Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman şöyle desin:



“Bana ruhumu geri veren, vücûdumu afiyette kılan ve kendisini zikretmeye müsaade eden, Allah’a hamd olsun.” (Nevevî, el-Ezkâr, 21) Yine Buhârî’nin Ubâde bin Sâmit –radıyallahu anh-’tan rivayet ettiğine göre Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– şöyle buyurmuşlardır:
Kim uyku arasında uyandığında




«Allah’tan başka ilâh yok, yalnız O vardır. Şerîki yoktur. Mülk O’nundur. Hamd de O’na mahsustur ve O, her şeye kâdirdir. Allah’a hamdeder, Allah’ı tesbîh ederim. Allah’tan başka ilâh yok ve Allah en büyüktür, Allah’a dayanmaktan başka kuvvet, kudret yoktur.» dedikten sonra; «Ey Rabbim beni mağfiret et» der veya duâ ederse icabet olunur; bir de abdest alırsa namazı kabul olunur.” (Buhârî, Teheccüd, 21)
Kulun uykudan kalkınca söyleyeceği şeylerin en sevimlisi:

«Ölüleri dirilten Allah’ı tesbih ederim. O her şeye kâdirdir.» demesidir.” (Suyûtî, Camiu’s-sağir, no: 2173)
Kim sabaha çıkınca:



«Ne iyinin ne kötünün aşıp geçemediği Allah’ın tam kelimelerine yarattığı, şekil verdiği ve meydana getirdiği herşeyin şerrinden sığınırım» derse ins ü cinnin şerrinden muhafaza edilir. Yılan, akreb gibi şeylere sokulsa bile o gün akşama kadar zarar vermez. Akşamleyin bunu söylerse sabaha kadar hıfz u emân-ı ilâhîde kalır