Duâların kabûl olduğu ve geri çevrilmediği geceler şu şekilde belirtiliyor.
Duâ imanın en berrak bir göstergesi olduğu gibi aynı zamanda kulluktur, ibadettir. Hatta Peygamber Efendimizin (asm) beyanıyla ibadetin özüdür o. Duâ Rabb’e dönüş ve yönelişin adıdır. Yine duâ, kuldan Rabb’e yükselen kulluk nişanı, Rab’den kula inen rahmet simgesidir. Daha doğrusu o, Allah’la kul arasında olan münasebetin tam odak noktasıdır. Kulluktan bahsedilen bir yerde, duâdan bahsetmemek mümkün değildir.
Dua kulluğun simgesi ve başlı başına bir ibadet olduğuna göre sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kainattaki bütün mahlukat onunla ilgilidir. Toprağın bağrına atılan bir tohum, çatlamak, başını topraktan çıkarmak ve güneşe doğru filizlenmek için dua eder. Ama biz onun dilini anlamayız. Yumurtaları üzerinde yatan kuş, yavruları için dua eder. Ama kendi lisanında. Ağaçlar, mevsimi geldiğinde meyve vermek için dua ederler. Ama insan bunun farkında değildir.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyorlar: “Beş gece vardır ki, o gecelerde edilen duâlar geri çevrilmez:
1- Receb’in ilk Cuma gecesi (Regâib gecesi)
2- Şaban’ın on beşinci gecesi (Berâat gecesi)
3- Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece (Cum’a gecesi)
4- Ramazan Bayramı gecesi
5- Kurban Bayramı gecesi.