Bir intihar gibi puşt olunca sevdalar. Sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar, susarsın. Sen artık hiçbir sözü kaldıramazsın.
Bir intihar gibi puşt olunca sevdalar. Sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar, susarsın. Sen artık hiçbir sözü kaldıramazsın.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Her gün kelimeler aklımdan geçiyor. "Eğer o zaman şunu şöyle yapsaydım..." ama pişmanlığın hakiki haline bürünmüyorlar. Kelimeler sadece aklıma gelip daha sonra yok olan bahaneler.
Tüm hissedilenler kelimelerle anlatılabilir belki. Öyle bir sevmek ki seni, ben bu sevmeyi anlatacak kelimelere vakıf olamıyorum. Dağarcığımdan öte.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
anlamıyorsun diye bağırmak yerine ben sana bu şeyleri işte bu şeyleri nasıl anlatabilirim diye düşünmekten uzun zamandır provalar içinde kaldığımı ve benden uzaklaştığını bile göremez hale geldim,anlamıyorsun değil,ben sana bazı şeyleri ‘bazı’ kelimesinin içinde yer alan şeyler o ‘şeyler’i bir türlü dilime yerleştiremiyorum,sen mi büyüksün bu şehir mi diye bağırsam iki sokak ötesine kısılır sesim
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Ben bu aklı asmaya urgan bulamadım.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Bir Benden Bir Sen Geçiyor. . .
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Yaşamımın en güzel yıllarını belki de zehir ediyorum. ( Bir şey yapmayarak. ) Ne istediklerimi önemsiyorum, ne sorumluluklarımı.. Ne kendimi umursuyorum, ne de bir başkasını. Kendimi insanlardan soyutlayarak neye ulaşmak istediğimi anlamıyorum. Çoğu zaman düşünüyorum. Ne yazasım, ne acıkasım, ne üzülesim, ne de artık hissedesim geliyor. Bu zamana kadar kendimi hiç bu kadar salmamıştım.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Ve bana ölümsüzlerin sonsuz acıları kaldı.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Hıhı.uzaktan unuttum...
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)