İnsan derisinin tüysüz kısımları suda ilginç bir tepki gösterir. Diğer kısımlardan ayrı olarak avuç içi ve parmaklarımız ile ayak taban ve parmaklarımız beş dakika kadar suda bekleyince buruşur.



Derinin bu kısımlarının buruşmasına yol açan nedir? Bazıları bunun biyokimyasal bir tepki olduğuna, suyun deriden bazı bileşikleri alması sonucu doğduğuna inanıyor.
Oysa yüz yıl kadar önce bilim insanları bu ilginç olayın bu şekilde ortaya çıkmadığını fark etmişti.


Cerrahlar parmaklara giden belli sinirler kesildiğinde buruşma tepkisinin doğmadığını gördü. Yani buruşan parmaklar sinir sisteminin tam olduğuna işaret ediyor.


Gerçekten de vücutlarından başka bir tepki alınamayan hastalarda, irade dışında çalışan otonom sinir sisteminin bir parçası olan sempatik sinir sisteminin işleyip işlemediğini tespit etmek üzere parmakların buruşması süreci gözleniyor.
Bilim insanları bütün bu konularda hemfikir. Ancak suda buruşma tepkisinin neden ve nasıl gelişmiş olabileceği ve bir adaptasyonu ifade edip etmediği konusunda tartışmalar sürüyor.
Kavrayış amaçlı mı?

Nörobiyolog Mark Changizi bunun bir adaptasyon olduğunu düşünüyor. Tekerlekteki dişleri ele alalım. Kuru ortamda pürüzsüz tekerlekler asfaltı daha iyi kavrar. Yarış arabaları bu nedenle bu tekerlekleri tercih eder. Fakat yağışlı havada dişli tekerlekler daha güvenlidir.
O halde buruşan parmaklar da ıslak ve kuru ortamlarda daha iyi kavrayış sağlamak içindir. Ancak herhangi bir biyolojik özelliğin adaptasyon amaçlı gelişmiş olduğunu kanıtlaması zordur.
2011’de Changizi ve ekibi suyun buruşukların yarattığı kabartılar arasından akarak parmakların daha iyi tutmasını sağladığına dair deliller ortaya koydu.
Bu buruşukluklar suda beş dakika kadar kalmayı gerektiriyor. Kısa süreli temaslarda ortaya çıkmıyor. Ayrıca tuzlu sudan ziyade tatlı suda daha çabuk görülüyor. Yani uzun süreli yağmurlu koşullara maruz kalmayı gerektiriyor. Bu, primatlarda bu özelliğin ilk ortaya çıkış koşullarına işaret ediyor olabilir.
Çelişkili sonuçlar

Suda buruşma özelliği, kavrayışı kolaylaştırmak amacıyla gelişmiş olmasa bile bu işe yaradığı söylenebilir. 2013’te yapılan bir deney, buruşuk parmakların ıslak nesneleri tutmayı kolaylaştırdığını ve farklı büyüklükteki nesnelerin bir kaptan diğerine daha kolay aktarıldığını gösterdi.
Fakat 2014’te Alman araştırmacıların yaptığı başka bir deneyde ise kişilerin parmaklarının buruşuk olup olmamasının ve nesnelerin kuru ya da ıslak olup olmamasının bir kaptan diğerine aktarma becerisini etkilemediği görüldü.
Tayvanlı araştırmacılar da 24 yaşındaki bir erkek denek ile yaptıkları araştırmada, parmak uçları düz ve buruşuk olduğunda bir çubuk üzerinde kayarken uygulanan basıncı ve bir yayı iki ucundan tutup sıkıştırma becerisini incelediğinde buruşuk parmakların performansı zayıflattığını gördü.
Doğru becerileri ölçme

Changizi, suda buruşma tepkisinin, küçük nesneleri tutma gibi ince motor becerilerinden çok vücut ağırlığını dengeleme bakımından yararlı olduğunu söylüyor.
Bu konuda yapılacak deneylerin küçük misketlerle değil, daha ağır şeylerle yapılması ve ağaca tutunma gibi becerileri içermesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Bu amaçla önerebileceği ideal deneyin, parkur uzmanlarının akrobatik becerilerini yağışlı ve kuru koşullarda ve buruşuk ve düz parmaklarla sergilemeye çalışmasıyla gerçekleştirileceğini söylüyor.