Rusya Çarlığı, 1547 yılında Korkunç Ivan’ın (Ivan Vasiliyeviç) Çar unvanı almasıyla başlayan süreçte, 1721 yılında Çar I. Petro tarafından Rusya İmparatorluğu’nun kurulmasıyla son bulmuştu. Bu yazımızda, 1721’den 1914 yılına dek var olan İmparatorluk Rusya’sının son yirmi yılına ışık tutarak, çözülmeyi hızlandıran siyasi, iktisadi, toplumsal dinamikleri inceleyeceğiz. Bu dinamikleri incelerken, iki ana sav üzerinden gitmekte fayda var: Birincisi 1904-1915 yılları arasında deneyimlenen bir dizi sosyo-ekonomik reformun etkileri; ikincisi ise, imparatorluk içerisindeki gelenekselci ve gerici güçlerin, ilerleme hamlelerine karşı olan tutumları. Sonuç olarak, var olan ikilem Rusya’yı çok zor durumda bıraktı ve o dönemin en büyük krizi olan Birinci Dünya Savaşı’nda savunmasız bırakmıştır.
1905 yılından sonra Rusya İmparatorluğu’nda, bir dizi anayasal ve siyasal ilerlemeler kaydedilmişti. Çar II. Nikolay, Ekim Manifestosu ile beraber, anayasal bir meclisin (Duma) oluşturulmasını kabul ediyor ve mutlakiyet rejiminin sonlandırıldığını belgeliyordu. Ancak bu anayasal gelişme, başta Kutsal Kilise Meclisi’nin bulunduğu resmi muhafazakarları rahatsız etmişti. Onlara göre, oluşturulacak anayasal ve parlamenter düzen ”zamanın en büyük yanlışlığı” olacaktı. Ayrıca, ‘’Rus düzeninin ve refahının temel sırrı, en yukarıda yüce bir otoritenin varlığında’’ saklıydı. Duma’nın haklarının sınırlandırılması adına bir dizi kararlar alındı. Bu kararlar içerinde II. Nikolay’ın otokrasisini güçlendirecek veto hakları, kesin kanunların Çar’ın izni ile çıkabileceğine dair tüzükler yer alıyordu. Bu çatışmalar Çar’ın 1906 yılında Duma’yı feshetmesi ile devam edecekti. Tüm bunlar başka bir olumsuz gelişmeyi, yani Çar’ın liberal entelektüeller tarafındaki desteğini kaybetmesini de beraberinde getirecekti.

Çar II. Nikolay


Dönemin ekonomik açıdan değerlendirmesini ve imparatorluğun yıkılışına giden süreçteki rolünü inceleyecek olursak, 1906-1913 yılları arasında sanayi alanındaki gelişme, II. Nikolay’ın önemli başarılarından biri olarak görülür. Diğer devletlerle kurulan doğrudan parasal ilişkiler, sanayiye olan yatırımları kolaylaştırmıştı. 1900’den 1905’e kadar olan bunalım döneminden sonra 1906-1913 yıllarında Rusya İmparatorluğu yıllık yüzde altılık bir büyüme sağlamıştı ve dış ticarette bir atılım yapmıştı. Kulağa hoş gelen bu büyüme verileri ne yazık ki gerçeği yansıtmıyordu. Tüm bu çabalara rağmen sanayi sektörünün uyuşuk kalması, bu alandaki gereksiz bürokratik düzenlemeler ve toplumsal isteksizlik, sanayileşmenin altında yatan ciddi şüpheleri oluşturuyordu. Üstüne üstlük II. Nikolay, tüm bu sürecin, siyasal otoritesini desteklemek amaçlı yürütüldüğü görüşünü gizlemiyordu. Bu dönemde iktidarın temelini sağlamlaştırmak adına yapılan sağlık sigortası yasasının yürürlüğe koyulması, eğitime ayrılan yıllık harcamanın dört katına çıkarılması gibi reformlar ne yazık ki Batı’daki gelişmelerle kıyaslanacak kadar yeterli değildi. Tüm bu olumsuzluklar proleteryayı yani, işçi sınıfını ‘’Bolşevik Propaganda’’ altında toplayacak ve Çar’ı hedef haline getirecekti.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken dünya çapında kriz yaratacak olan Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ile Çarizm, iç baskıların yanı sıra bir de dış baskılara maruz kalacaktı. Çar ve Duma arasındaki görüş ayrılıkları artık karşılıklı tahammülsüzlüğe dönüşecekti. Rusya savaşa hazırlıksız girdi, ordu yetersiz biçimde donatılmıştı ve cepheler arasında koordinasyon eksikliği vardı. Savaşın Rusya’ya etkileri toplumsal ve iktisadi açıdan onarılamaz hale gelmeye başlamıştı. Bu etkiler Rus siyasal yaşamında Çar’a karşı şiddetli muhalefete dönüştü ve 1915 itibariyle Çar fiilen yönetimden çekildi. Bu çekilme Rusya’da bölünmelere sebep oldu. 1915-1917 arasında dört farklı başbakan başa geldi fakat bu emanet sistem de çözüm getirmedi. İktisadi durum da iç açıcı değildi, hükümetin savaş devam ederken hesapsızca para basması ekonomiyi alt üst etti, hayat standartlarının kötüye gitmesine yol açtı. Tüm bu dinamikler kitlesel huzursuzluğun fitilini ateşledi ve 1917 Şubat (Mart) Devrimi’ne giden faktörleri oluşturdu.

Kaynakça:
J.Lee, Stephen (1982). Aspects of European History 1789-1980, Routledge
Acar, Kezban (2009). Ortacağ’dan Sovyet Devrimi’ne Rusya, İstanbul