Yeni Kavramı
Son yıllarda duymaya alıştırıldığımız kavramlardan bir tanesi "Yeni Türkiye" kavramı. Öyle ki tüm sloganlarda "Yeni Türkiye böyle iyi olacak, yeni Türkiye'de açlık yok, borç yok, yeni Türkiye'de herkes mutlu olacak" gibi büyük vaadler gözümüze gözümüze sokuluyor. Tıpkı keşfinden sonra devletleşip, Avrupa'da hakları olmayan sınıfın "özgürlüğün ülkesi" diyerek büyük umutlarla göç ettiği Amerika gibi...
Anlattıklarına göre (sözgelimi eski Türkiye) Türkiye Cumhuriyeti yaşanmaz bir ülke. Her türlü felaket ve her türlü olumsuzluk Türkiye Cumhuriyeti'nde mevcut. Bu düşünceye göre Osmanlı Devleti ve Yeni Türkiye harikalar dönemi iken arada geçen sözde 90 yıllık reklam arası rezillik.
Galatasaray Adasını İsteyen Osmanlı Torunu
Osmanlı Devleti'nin büyük sultanlarından II. Abdülhamit'in torunu Nilhan Osmanoğlu yaptığı açıklama ile gündemde büyük yankı buldu. Nilhan Osmanoğlu, Galatasaray Adası olarak bilinen ve diğer adı Su Ada olan ve İstanbul Boğazında bulunan ada için hak talep etti ve adanın kendilerine verilmesi adına mülki girişim yapacaklarını açıkladı. Aslında alışılmış şehit haberleri, idarecilerinin kısmen kabul ettiği sözde Ermeni Soykırımı, terör örgütlerine verilen tavizler göz önüne alındığı zaman bu yüzsüzlüğün yapılması çok da saçma gelmiyor insana...
Olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum, hazmedemeyenlerin hezimeti olan Lozan Antlaşması üzerinden ilerleyeceğim. Hani bir kısım insanın zafer değil hezimettir dediği antlaşma.
Anlaşmanın borçlara ilişkin kısmında 1912 yılından önceki borçların %62'si, 1912 sonrası borçların %77'si Türkiye'ye kalmıştır. Bu borçların toplam tutarı 145 Milyon Osmanlı Altın Lirası tutarındaydı. O dönemin milli gelirinin yarısından fazla olduğu söylenebilir. Türkiye Cumhuriyeti bu borçları 1954 yılında sıfırladı. Peki yıkılmış Osmanlı'dan o kadar çok devlet meydana gelmişken bu borçları neden Türkiye Cumhuriyeti üslendi? Cevabı basit; Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'nın mirasına sahip çıkmıştır. Yenilenen yüzü ile dünyaya ayağa kalkma mesajı verirken, yerini doldurduğu Osmanlı'nın devamı olduğunu da dünyaya duyurmuştur. Bu bir ahde vefa sayılabilir.
Mirasa Sahip Çıkmak İstiyorsan...
Gelelim Abdülhamit'in torununa... Madem ki Osmanlı'nın mirasına konmak istiyorsun, o zaman öncelikle o küçümsediğin ve küçümsediğiniz Türkiye Cumhuriyeti tarafından ödenen ata yadigarı borcunuz olan 145 Milyon Osmanlı Altın Lirasının bugünkü karşığını Cumhuriyete ödeyerek başlamalısın. O felaketlerle dolu Türkiye Cumhuriyeti'ne borçlu kalmak isteyeceğini hiç sanmıyorum.
Ha bir de tavsiye, Osmanlı şakşakçılarına iki slogan atarak çok büyük meblağlar toplayabilirsin.
Göksultan'ın kemiklerini sızlattınız.