Artrit
Artrit, eklem iltihabıdır. Birçok türü vardır. Kimisi enfeksiyona, kimisi ise yaşlanmaya yada yıpranmaya bağlıdır. Çoğunun ise nedeni belli değildir. En sık görülen iki artrit türü olan osteoartrit ve romatizmal artrit, hastayı çok rahatsız eder ve güçsüz düşürür. Geleneksel iltihaba karşı ilaç tedavisi genellikle ağrıyı bir hayli azaltsa da, hastalığın kendini tedavi etmez. Bu hastalıkta besin faktörlerinin önemi yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Beslenme tarzının değiştirilmesi ve özel besin bütünleyicilerinin kullanımı artrit iltihabını azalttığı gibi, hastalığın ilerlemesini bile denetim altına alabilir.
OSTEOARTRİT
En çok görülen artrit türüdür. Daha çok yaşlılıkta ortaya çıkar. Erkeklerden çok kadınlarda yaygındır. Kalça ya da diz eklemi gibi bir eklem sağlıklı ve normal iken parlak, düzgün bir kıkırdak tabakasıyla kaplıdır. Yaşlılık sonucu bu tabaka dejenere olabilir ve altındaki kemiğin yıpranıp yırtılmasına yol açabilir. Hastanın ağrı çekmesi ve eklemlerindeki sertlik bunlardandır.
Tedavi. Osteoartritin belirli, tek bir tedavisi yoktur. Bu bir bakıma da hastalığın türlü nedenleri olmasından ileri gelmektedir. Aşağıdaki tedavi yolları yararlı olabilir.
• Kilo verin. Özellikle kalça, diz ve bileklerinde osteoartrit bulunan hastalar için zayıflamak önemlidir. Zayıflama rejiminin temeli, arıtılmış karbonhidratları ve hayvansal yağarlı azaltmaktır.
• İltihabın beslenme yoluyla denetimi. Ağrının ve sertliğin altında yatan iltihap mekanizmalarını beslenme yoluyla sindirmek mümkündür. İltihaba karşı bilinen ilaçlar da aynı biçimde etkiler. Bu hastalara hayvansal yağları çok azalmaları; iyi cins doymamış bitkisel yağlar kullanmalarını (örneğin; günde 1 – 2 tatlı kaşığı soğuk presten geçirilmiş ketentohumu yağı gibi); çay, kahve, kepek ve zarı çıkarılmamış tahıldan yapılmış ekmek gibi mineral emilimini önleyen yiyeceklerden kaçınmalarını; özellikle çinko, bakır, selen, manganez gibi minerallerin eksikliğini gidermelerini; anti – oksidant özelliklerinden dolayı, A, B, C vitaminli ve Beta – Karotenli besin bütünleyiciler almalarını salık veririz. Bu önlemler iltihabı geçirmekte yararlı olabilir. Ancak, böyle bir program bir uzman doktor tarafından uygulanmalıdır.
Besin bütünleyici maddeler:
a) Bakır bilezik takmanın gerek osteoartli, gerekse romatizmal artritli hastalara şaşılacak kadar yararlı olduğu görülmüştür. Bakır bilezikten emilim yoluyla deriye geçen az miktardaki bakırın iltihaba karşı olduğu sanılıyor.
b) Nikotinamid. Osteoartritli hastalara günde 1 – 4 gr nikotinamid vermenin yararlı olduğu görülmüştür.
c) Yeni Zelanda’da yetişen yeşil dudaklı midyeden çıkarılan bir ilacın artrit üzerinde olumlu etkileri görülmüştür.
d) Günde 600 mgr E vitamini osteoartrit tedavisinde yararlıdır.

Osteoartrit dejeneratif bir hastalıktır ve insan yaşlanınca ortaya çıkar. Ancak, yaşlanırken hafif, çoğu kez fark bile edilmeyen besin eksiklikleri de meydana gelir. Kuşkusuz, bu da birçok hastalığın, bu arada artritin ilerlemesini etkiler. Hangi tip besin bütünleyicinin hangi dozda kullanılması gerektiğini genel olarak söylemek olanaksızdır. Ancak, içinde karma vitaminler, mineraller bulunan iyi bir besin bütünleyici ilaç almanın ve beslenme konusundaki öğütleri tutmanın yararlı olacağını söyleyebiliriz.
ROMATİZMAL ARTRİT
Bu hastalık osteoartritten daha sık görülür ve daha şiddetlidir. Çoğunlukla kadınlarda, özellikle de genç insanlarda rastlanır. Karakteristik olarak ellere, parmaklara oynak yerlerine, boğumlara, dirsek, bilek, diz ve ayaklara zarar verir. Ağır vakalarda eklemler, öbür dokular, deri, lenf düğümleri, akciğerler, kalp, hatta karaciğer ve böbrekler hastalıktan hasar görür. Çoğu hastalarda hafif ya da orta şiddette ağrı ve şişme vardır. Bu belirtiler en çok parmak boğumlarında, ellerdeki küçük eklemlerde ve birkaç büyük eklemde görülür. Eklemlerde yanma duygusu da olabilir. Hastalığın nedeni üzerindeki kurumlara karşın, öyle görünüyor ki, beslenme en önemli etkendir. Romatizmal artritte besin alerjisinin rolünü belirten birçok rapor vardır. 1981’de British Medical Journal’da yayınlanan bir rapora göre, romatizmal artrit hastası bir kadının durumu süt ve süt ürünleri yiyince daha kötüye gitmiştir. Başka birçok yiyecek romatizmal artriti azdırabilir. Bunların başında buğday, yulaf, yumurta, tavuk, kahve, çay, mayalı yiyecekler, sığır ve domuz eti gelir. Besin alerjisi bulunan romatizmal artrit hastaların kan trombositlerinde de belki migrenlilerde olduğu gibi değişiklikler oluşmaktadır. Dolayısıyla, bu hastalara trombosit işlevini etkileyecek besin maddeleri (B6, E, C vitaminleri vb) verme yoluyla hastalığın gidişini denetleyebiliriz. Romatizmal artril hastasıysanız, aşağıdaki tedavileri denemenizde yarar var:
• Kısıtlama rejimi. Alerjiyi saptama amacıyla verilen bu özel rejimlere üç hafta devam edilebilir. Rejime yanıt verirseniz, kuşkulu yiyecekler birer birer verilerek denenir.
• Çinko, romatizmal artril hastalarına çinkolu bütünleyiciler verilmiştir. B, C vitaminleriyle birlikte verilen çinkonun gizil olarak iltihaba karşı etkisi vardır. Hafif romatizmal artril hastası yaşlı kişiler günde 30 – 40 mgr çinkolu ilaç almaktan çok yararlanırlar. Kuşku yok ki, çinkolu ilaçlardan en çok yararlananlar, bedeninde çinko eksikliği bulunan kişilerdir.
• Bakırlı bütünleyiler. Çinko ve manganezle birlikte bakır, süperoksit dismutas denen bir enzimin işlevini etkiler. Bu enzim romatizmal artritte görülen iltihaplı tepkileri önler. Ancak, bakırlı ilaçlar verilmeden önce romatizmal artrit hastalarının bedenindeki bakır düzeyi ölçülmelidir. Bakır bilezik takmanın yararlı olduğu görülmüştür.
• Yeşil dudaklı midye.Osteoartte olduğu gibi romatizmal artritte de yararlı olduğu görülmüştür.
• Nikotinamid. Günde 1 – 4 gramlık dozlar yararlıdır. Bu konuda fazla deneyimimiz yok.
• Eşekotu yağı. C, B6, B3 vitaminleri ve çinkoyla birlikte günde dört kez 1 – 2 adet 500 mgr’lık kapsüller halinde eşekotu yağının yararlı olduğu görülmüştür. Buna balık yağı ( MaxEPA1) eklemenin de yararı olabilir.
• Pantotenik asit. Bazı raporlara göre, romatizmalı artrit hastalarının kanında pantotenik asit düzeyi düşüktür. Bazı hastalara 50 mgr’lık dozlar halinde pantotenik asit enjekte edilmiş ve bundan yararlandıkları görülmüştür. Günde birkaç yüz miligram ağızdan asit almayı denemenizde yarar olabilir.
• Triptofan ve histidin. Bazı romatizmalı hastalara bu iki amino asidin yararlı olduğu görülmüştür.
• Enfeksiyon öğeleri. Bazı araştırmacılara göre, romatizmal artrit bir virüsün ya da bakterinin yol açtığı bir enfeksiyondan kaynaklanmaktadır. Burada çinkonun enfeksiyona direnci artırdığını belirtmek isteriz.

Romatizmal artritte çeşitli etkileri olan değişik tedavilerden yararlanılabilir. Değişik insanların değişik tedavilere yanıt vereceğini akıldan çıkarmamak gerekir. Deneyimlerimize göre sıcak, şiş eklemli genç insanlarda en etkim yaklaşım kısıtlama rejimi uygulamaktır. Zayıf, iştahsız kimselere ya da yetersiz beslenenlere böyle bir özel rejim uygulamadan önce besin bütünleyiciler verilmesi uygun olur. Özellikle sıkı kısıtlama rejimleri pek yararlı olmaz. Biz, yaşlılara genellikle çinko, eşekotu yağı, MaxEPA ve temel yağ asidi metabolizmasıyla ilgili C, B vitaminleri vermeyi yeğliyoruz. Bunlar genelde iltihabı önleyici maddelerdir ama tam etkili olmaları için haftalarca, hatta birkaç ay alınmalıdır.
Bunların ağrı kesiciler ve iltihaba karşı ilaçlarla birlikte alınmaması için hiçbir neden yoktur. Romatizmal artrit tedavisinde kullanılan daha güçlü ilaçlar da bu tür besin bütünleyicilerin alınmasını gerektirebilirler.
Artrit olmaksızın başgösteren ağrılar, sızılar
Çoğumuzda artrit olmadığı halde, ağrılar, sızılar vardır. Bu ağrıların pek çok nedeni vardır. Eğer bu ağrılar hafif ve inatçı ağrılarsa ve özellikle basit ağrı kesicilerden cevap almıyorsa, kişi “nevrotik” olarak tanımlanır.
Bu ağrıların muhtemel nedenleri şunlardır:
• Polimialgia römatika ( özellikle yaşlılarda görülen ağrılı bir kas hastlığı)
• Az çalışan tiroit bezi
• Erken ve yaygın osteoartrit
• Osteoartrit (D vitamini eksikliği)
• Bazen erken bir kanser belirtisi
• Besinsel eksiklikler; özellikle magnezyum, kalsiyum, C ve B6 vitamini eksiklikleri
• Karma besin alerjisi

İnatçı kas ağrıları olan kimseler, bunları ciddiye almalı ve gereken laboratuvar testlerini yaptırmalıdır.
Osteoporoz
Osteoporoz, mineral kaybı yüzünden kemiklerin incelmesiyle kendini gösteren bir hastalıktır. Özellikle menopozdan sonra kadınlarda görülür. Öyle görünüyor ki, östrojenler bu kemik kaybını önlemektedir. Çünkü, menopozda önce overleri (yumurtalıkları ) alınan kadınlarda da kemikte mineral kaybının hızlandığı saptanmıştır. Erkeklerde de kemiklerde mineral kaybı olabilir, ancak kadınlarda bu çok daha hızlıdır. Kemiklerin incelmesi özellikle bilek, omuz, kalça kemiklerinde kırılma olasılığını arttırır.
OSTEOPOROZDAN KORUNMA
Araştırmalar bu hastalığın beslenme yoluyla ve daha başka yöntemlerle önlenebileceğini göstermektir. Koruyucu önlemlerin başında şunlar gelir:
• Östrojen tedavisi:Bu yalnız her iki yumurtalığı da ameliyatla çıkarılmış, yada daha önce şiddetli osteoporoz geçirmiş kadınlar için gereklidir. Östrojenler, metabolizmanın B6 vitaminine ve başka besin maddelerine gereksinimini arttırır. Bu yüzden besin bütünleyicilerin verilmesi gerekebilir. Osteoporozlu hastaların büyük çoğunluğu için sürekli östrojen tedavisini gereksiz buluyoruz.
• Kalsiyumlu bütünleyiciler. Osteoporozun hormonal olmayan tedavisi kalsiyumlu ilaçlara dayanır. Bu ilaçlar hem kemikleri güçlendirir, hem de osteoporoz riskini arttırır. Araştırmalar, yaşlıca kadınların beslenme yoluyla aldığı günlük kalsiyum miktarını salık verilen miktarlardan az olduğunu göstermiştir. Bu yüzden kemiklerin kalsiyum kaybına uğrama riski yüksektir.
• Kalsiyum emiliminin yeterliliği.Sindirim yoluyla kalsiyumun emilmesini önleyen bazı etkenler vardır: midenin az asit üretmesi; midenin ameliyatla çıkarılması olması; kepek ve zarı çıkarılmamış tahıldan yapılmış ekmek yemek; yağların ve kalsiyumun yetersiz emilimiyle sonuçlanan mide – bağırsak hastalıkları ve D vitamini eksikliği. Böyle durumların ortaya çıkarılıp tedavi edilmesi gerekir. 1 – 1,5 gr kalsiyum (glükonat ya da laktat şeklinde) ve 0.5 – 0.75 gr magnezyum oksit salık verilir.
• Öbür bütünleyiciler. Yıllar geçtikçe, vitamin ve mineral eksiklikleri giderek artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Osteoporozda kalsiyumun yanı sıra çinko ve magnezyumun önemi yakında anlaşılacaktır. Hastaya kalsiyumla birlikte günde 0.5 – 0.75 gr magnezyum takviyesi salık verilir.
• Sigarayı bırakın. Öyle görünüyor ki, sigara tiryakilerinin kemikleri sigara içmeyenlerinkinden daha incedir.
• Düzgün aralıklarla beden hareketi yapın. Yürümek, koşmak, basit jimnastik hareketleri kemiklerin kalsiyum kaybetme hızını azaltabilir. Belki de şişmanlığın tek avantajı, fazla yükü taşımaya alışmış kemiklerin güçlenmesi, dolayısıyla osteoporoz riskinin azalmasıdır.
• Aşırı miktarda D vitamini almayın. Pek çok kişi yüksek dozda D vitamini almanın iskeleti güçlendireceğini sanır. Oysa bu yanlıştır. Hatta, günde 10.000 – 50.000 UB almanın zararları vardır. D vitaminini beslenme yoluyla yada güneşten sağlamakla yetinmeli. Ancak evden dışarı çıkmayan yaşlılar günde 400 UB D vitamini alabilirler.
• Tuz, şeker ve kahveden kaçının. Bu üç madde de bedenin mineral dengesi üzerinde olumsuz etki yapabilir.

Karpal tünel sendromu
Bu hastalık ellerde ve parmaklarda ağrı ve uyuşmalarla başlar. Bu belirtiler kollara doğru da yayılabilir. En çok kadınlarda görülür. Genellikle ağır bir şey taşıdıktan sonra daha belirginleşir. Hasta gece ağrılarıyla uyanabilir, bazen de sabah uyandığında ağrı çok şiddetlidir. Klasik olarak başparmakta, işaret parmağında, ortaparmakta ve yüzükparmağının başparmağa bakan yanında uyuşma ve sızlama vardır. Bunun nedeni, bilekten geçen büyük bir sinirin sıkışmasıdır. Bu sinir bir geçerek ön kolan ele doğru uzanır. Geçtiği alandaki kemiklerin ve bağdokusunun yoğunluğu yüzünden, buradaki bir şişkinlik bilekteki sinir dokularının sıkışmasına neden olur. Bunun sonucunda da el parmaklarında uyuşukluklar ve ağrılar baş gösterir. Karpal tünel sendromunun birçok nedeni vardır; az çalışan tiroit bezi, romatizmal artrit, şişmanlama, gebelik ve bileğin zedelenmesi gibi. En basit tedavisi gece yatarken bileğin ince tahtalarla sarılarak desteklenmesidir. Bazı kimseler bileğe yapılan kortizonlu enjeksiyonlardan yararlanabilir. Ağır durumlarda ise ameliyattan çare yoktur.
Araştırmalar, karpal tünel sendromunun B6 vitamini eksikliğinden kaynaklanabileceğini ortaya koymuştur. Bu tür hastalar yüksek dozda B6 vitamininden yararlanılır. B6 eksikliğinin giderilmesi ve sendromun geçmesi için günde 200 mgr dolayında B6 vitaminine gereksinim vardır ve tedaviye üç ay devam etmek gerekir. Bu tedavi sırasında ayrıca B kompleks vitaminler almanın da yararı olabilir. Tüm hastalar B6 vitamini tedavisine olumlu yanıt vermemiştir.
Şişman hastaların zayıflaması şarttır. Bedeni su yutan kadınlar yemeklerine tuz katmamalı, bütün tuzlu yiyeceklerden kaçınmalıdır. Aşırı miktarda arıtılmış karbonhidrat da bedende su tutmasına yol açabilir. Öte yandan besin alerjisinin de bedenin su tutmasına yol açabileceğini unutulmamalıdır.
Bursit, fibrosit ve tenosinovit
Bu hastalıkların hepsinin karakteristik özelliği, iltihaplanma ve yumuşak dokularda ağrıdır. Dinlenme ve lokal sıcak yada soğuk uygulama yararlı olabilir. Akut bursitte günde 1 mgr damardan B12 vitamini yapılmasının ve tedaviye 7 – 10 gün devam edilmesinin yararlı olduğu görülmüştür. Bu hastalarda omuzda, kalçada, dirsekte ağrılar vardır. Hatta kimisinde röntgenle saptanan kalsiyum birikintilerinin tedavi sonunda yok olduğu görülmüştür.
Gut
Gut ( damla hastalığı), artritin nedenlerinden biridir. Özelikle arta yaşlı ve yaşlı erkeklerde görülür. Menopoz sonrası kadınlarda da oldukça sıktır. Belli ilaçların, özelikle de diüretiklerin kullanımı gut riskini arttırır. Gutun bir zengin ve içkici hastalığı olduğu söylenir ki, bu bir dereceye kadar doğrudur, ama her zaman değil. Hastalığın nedeni, ürik asidin içindeki erimeyen kristallerin eklemlerde çökelmesi ve eklemin kızarıp şişmesine, ağırmasına yol açmasıdır. Gut hastalarına yardımcı olabilecek, beslenme ile ilgili bazı değişiklik yapılabilir.
• Şişmansanız zayıflayın
• Alkollü tamamen bırakın
• Kırmızı et, av etleri, balık yumurtası gibi zengin yiyeceklerden kaçının
• Besin bütünleyiciler alın. Yüksek dozda C vitamini ( günde 4 gr kadar) böbrekler yoluyla ürik asit kaybını arttır. Günde 50 mgr çinko, 300 mgr magnezyumla birlikte verilirse deneyimlerimize göre yaralı olabilir. Bu ilaçları doktor gözetimi altında almak daha yerinde olur.

Son olarak şunu da belirtelim: hafif kurşun zehirlenmesi geçirenlerde (örneğin, su borusu tesisatçılarında) gut meydana gelebilir. Bunların tedavisinde ilk iş, bedenlerdeki kurşun birikiminin azaltılmasıdır. Hastaya yüksek dozda C vitamini ve çinko verilir ve bol lifli bir beslenme tarzı uygulanır.
Aşırı miktarda meyve yemek ya da meyve şekeri (früktoz) kullanmakta gut hastalığını azdırabilir.
Sırt ağrısının birçok değişik nedeni olabilir; böbrek ve karın hastalıkları, omurga sorunları gibi. Eğer şiddetli sırt ağrısı çekiyorsanız, doktorunuza danışmalısınız.
Sırt ağrıları genellikle besin tedavisine yanıt vermez. Bununla birlikte, bazı hastalarımız besin alerjisi önlemlerinden yarar görmektedir. Sırt ağrısı çekenlerin bazılarında manganez düzeyinin çok düşük olduğu görülmüştür. Bu da, hastanın kıkırdak yapısını bozabilir. Birkaç hastaya günde 2 – 5 gr C vitamini verilmiş ve yararlandıkları saptanmıştır. Omurga sorunu olanlara osteopatik yada masajla tedavi salık veririz. Sırtı güçlendirecek beden hareketlerinin, özellikle yüzmenin büyük yararı olabilir.
Kas Krampları
Kas krampları çok yorucu olabilir. Günde 400 – 600 UB E vitamini, günde iki kez 50 – 100 mgr B6 vitamini, günde 400 – 800 mgr magnezyum ve günde 800 – 1600 mgr kalsiyum verilmesi yararlı olabilir. Bu tedaviye bir ya da iki ay devam edilebilir. Bazı hastalara besin alerjisi tedavilerinin de yararlı olduğunu gördük.
Kas ağrıları
Hangi nedenle olursa, sağlığı bozuk kişilerde kas ağrıları çok sık görülür. Burada önemli olan kas ağrılarının altında yatan asıl nedeni bulup tedavi etmektir. Bu neden ortadan kaldırılır kaldırılmaz, kas ağrıları da geçer. Bu da, hastada besin alerjisi olup olmadığı araştırılarak, yani özel kısıtlama rejimi uygulanarak yapılır. Bu arada özellikle kalsiyum, magnezyum ve B vitaminleri eksikliği olup olmadığı araştırılır. Kas ağrıları geçici bir virüslü enfeksiyon yüzünden de meydana gelebilir. Ancak, uzun zaman devam ederse (haftalar, aylar, hatta yıllar boyu), o vakit nedeni ya yukarıda saydığımız hastalıklardır ya da kandida’dır.
Kas zayıflığı
Buna da kas ağrılarına yol açan nedenler yol açar. Bazen potasyum eksikliği başlıca etkendir.
Rahatsız bacaklar
Gece baş gösteren bacak rahatsızlıkları demir eksikliğinden ya da aşırı çay içmekten ileri gelebilir. Eksiklik giderilince durum düzelebilir. Hastanın çay ve kahveden kaçınması gerekir. Günde 800 UB E vitamini almanın yararı olabilir. Bazı hastalarda günde üç kez 5 mgr özel folik asitli ilaçlar almanın da yararı vardır. Bu özellikle ailesinde de aynı rahatsızlık bulunanlar için etkilidir.
Kaynak: Nokta Dergisi