12 mart 1971 yılında ordu, Süleyman Demirel'e bir muhtıra vermişti ve bunun içinde kardeş kavgasının önlenemediği,anarşinin engellenemediği,Atatürk ilkelerine sahip çıkılmadığı ve reformların yapılamadığı bunun sorumlusununda hükümet olduğu bildirilmişti.Bu nedenle Nihat Erim baskanliginda sivil bir hükümet kurulmasına karar verildi ve kuruldu.1961 Anayasındaki hak ve özgürlükleri genişleten maddeler değiştirildi.Tehlikeli görülen İslam egilimli Milli Nizam Partisi ve sosyalist egilimli Türkiye Isçi Partisi kapatildi.

Yapılan tüm çabalara rağmen istenen sonuç alınamadı.Siyaset dışında tutulmaya çalışılan toplum tutulamadı ve sokağa taşmaya başaldılar.Aynı zamanda parti enflasyonu oluşmaya başladı.Tüm bunlar yine istikrarın kazanılmasına yetmedi ve ordunun müdahale etmesine neden oldu.Ordu yaptığı müdahelenin gerekçesi olarak yaşanan olayların 27 mayısa benzememesini gösterdi.

İstanbul Beyazıt meydanında 16 Şubat 1969 yılında ABD’nin 6.filosunu protesto etmek için 76 gençlik örgütünün toplanmasıyla gelişen olaylardır.Bu gösteri için valilikten izin alınmıştır.gösteri yapılmadan önce Komünizmle Mücadele Derneği halkı uyararak bunlara tepki gösterilmesini istedi.Halk gösterilerde taşlı sopalı bir durumda bekledi bu olay çıkmasına sebep oldu ve Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençler bıçaklanarak öldü.

12 Mart 1971 günü saat 13.00 da TRT radyosundan duyuruldu ve muhtıranın içeriği şöyleydi:
"Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür."'


Muhtıranın İçeriği;
• Meclis ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.

• Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.

• Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır.