Ortadoğu’nun dört bir yanında, özellikle de Güney Arabistan’da bulunan bazı kitabeler Arapların eski çağlarda Araplar tarafından bugün kullanılan alfabeden farklı bazı yazı sistemleri de kullandıklarını göstermiştir. Bu yazılardan en önemlisi Müsned yazısıdır. Rahmi Gökmen yazdı.



Günümüzde kullanılan, aşina olduğumuz Arap alfabe sisteminin, Araplara yakın bir Sami kavmi olan Nabatilerin alfabesi aracılığıyla Süryani alfabesinden türediği kabul edilir. M.Ö. III. yüzyılda Süryani alfabesinden türeyen Nabati alfabesi M.S. IV. yüzyılda cezm yazısı denilen Araplara özgü bir yazı türünü doğurmuştur. Bundan da bugün kullanılan bitişik Arap yazısı gelişmiştir.Ortadoğu’nun dört bir yanında, özellikle de Güney Arabistan’da bulunan bazı kitabeler Arapların eski çağlarda Araplar tarafından bugün kullanılan alfabeden farklı bazı yazı sistemleri de kullandıklarını göstermiştir. Bu yazılardan en önemlisi Müsned yazısıdır. Müsned, Güney Arabistan’da özellikle Yemen bölgesinde ve Afrika’nın Habeşistan bölgesinde milattan önce IX-X. yüzyıllarda gelişmiş bir yazı sistemidir. Bu yazı sistemi bir kitap yazısı haline gelememiş ancak taş yazıtlarda veya bazı eşyaların üzerinde kalmıştır.Sağdan sola, soldan sağa hatta aşağıdan yukarı yazılmış olan ve harfleri bitişmeden ayrı ayrı yazılan bir alfabedir. Her kelimenin arasının düz bir çizgiyle ayrıldığı görülür. Bugünkü Arap yazı sisteminde bulunan noktalar ve harekeler bu yazı sisteminde bulunmamaktadır.
Müsned yazısı, ahsai, safai, dâdâni, semudi ve ca’zi adı verilen bazı gruplara ayrılmış

Arap Yarımadası’nın kuzeyinde, Şam bölgesinde müsned alfabesiyle yazılmış bazı Arapça yazıtlar keşfedilmiştir. Bunlarda müsned yazı sisteminin biraz değiştirildiği görülmüştür. Aşağıdan yukarı doğru yazılmış bazı kitabelere dahi rastlanmıştır. Semitik dillerle uğraşan bilim adamları müsned yazısının, ahsai, safai, dâdâni, semudi ve ca’zi adı verilen bazı gruplara ayrıldığını tespit etmişlerdir.
Müsned hakkında yapılan araştırmalar, Arap yarımadasında kullanılan Müsned’in yarımadanın kuzey ve güneyinde farklılaştığını, kuzeyde gelişen Müsned’in daha sonra Nabati alfabesi ile ortaklaşarak geliştiğini ve İslam’ın gelişi ile beraber bu halinin yaygınlaştığını göstermektedir.