Geçtiğimiz günlerde hazırlanan Kâbe-i Muazzamâ’nın yeni örtüsü (kisve) 15 asırdır bakımı, kapılarının açılması-kapanması, temizlenmesi gibi görevlerini yerine getiren Şeybe ailesinin temsilcisi Şeyh Abdülkadir el-Şeybe’ye teslim edildi.
14 metre yüksekliğinde ve 45 metre genişliğindeki örtü 16 parça oluşup Kâbe’i Şerîf’i tamamen sarıyor. Güzel Kâbe’mizin yeni kisvesi arife günü zemzemle yıkandıktan sonra giydirilecek.
Kâbe’ye kadîm zamanlardan bu yana örtü örtülürmüş. Hıbere, Bürüd ve çeşitli Yemen kumaşları kurban edilecek develere yüklenir, Kâbe’ye hediye edilirmiş. Deniz koyunu yününden dokunmuş kumaşlar da olurmuş bu çeşitli kumaşlar arasında. Kâbe bunlarla örtülür, artanı Kâbe’nin deposunda muhafaza edilir, sonraki zamanlarda örtüler eskidikçe depodakilerle değiştirilirmiş. Bundan başka hiçbir sebeple Kâbe’nin üzerindeki örtüler çıkarılmazmış.
Bu sebeple Kâbe’nin birbiri üzerine asılı kat kat örtüleri olurmuş. Önceleri, Kâbe’nin çamursuz olarak kuru taşlarla örülü duvarlarının üzerine iç kısmından bağlanarak, üzerinden sarkıtılırmış.
Yemen hükümdarı üç kez rüyasında gördü
Sevgili Peygamberimiz’in hicretinden evvel, Kâbe’nin üzerinde çizgili Yemen kumaşları, postlar, kilimler, su koyunu yününden yapılmış şallar varmış. Zeyd b. Sâbit Hazretlerinin annesi henüz ona hamile iken, Kâbe’nin üzerinde su koyunu yününden, ipekten, kenarları sayvanlı yeşil, sarı renkte şallar, kilimler, bedevi elbiseleri, keten kilimler, kıl kilim şakları gördüğünü söyler.
Babası Hz.İbrâhim’den sonra, Hz.İsmail Kâbe ve Hacc amellerine ait hizmetlerini yürütmeye devam etmiş. İlk defa Kâbe’ye örtüyü örten Hz. İsmail (a.s) imiş. Hz. Süleyman (a.s) da Kudüs Mescidini inşâ ettikten sonra, Mekke’ye gitmiş, Kâbe’yi tavaf etmiş ve örtü örttürmüş.
Eski Yemen hükümdarlarından Tüban isminde bir zat, Medine’yi yıkmak ve halkını imha etmek istediği zaman, iki Yahudi bilgin, hükümdarı böyle bir iş yapmaktan vazgeçirmiş, “Burası ahir zamanda çıkacak peygamberin hicret yurdudur ve başkenti olacaktır” diyerek vazgeçirmişler. Medine halkından iki adam da hükümdar helak olsun diye Kâbe’nin içinde altın, zümrüt ve birçok değerli taşların olduğu yönünde kandırılmış. Fakat bilginler bundan da vazgeçirmişler hükümdarı. Hükümdar Mekke-i Mükerreme’ye varıp Kâbe’yi tavaf etmiş, iki bin deve kesip bal şerbetiyle birlikte ikram etmiş. Rüyasında Kâbe’ye örtü örttüğünü görmüş; kaba bezden dokunmuş bir örtü örtmüş. Daha güzel bir örtü örttüğünü ikinci rüyasında görünce Yemen kumaşından bir örtü örttürmüş. Daha da güzel bir örtü örttüğünü görünce vasâil denen çizgili ince Yemen kumaşından örtü örttürmüş.
Peygamber Efendimiz’in büyük dedelerinden Hz.Adnân Kâbe’ye meşinden bir örtü örttürmüş. Kureyşîler de cahiliye devrinde Kâbe’ye örtü örtmede yardımlaşır, aralarında miktarı bölüşürlermiş. Büyük bir tüccar da Kâbe’ye bir yıl kendisini, diğer yıl Mekke ahalisi örtü örtmüş. Dünyadan göçene kadar hıbere denen çizgili Yemen kumaşından örtü örttürmüş.
Hz.Abdulmuttalib’in annesi oğullarından birinin kaybolması üzerine eğer oğlu bulunursa Kâbe’ye örtü örtmeyi adamış. Oğlu bulununca Kâbe’ye ipek örtü örttürmüş.
Peygamber Efendimiz’in İslâm’ı tebliğinden önce bir kadının yaktığı buhurdanlıktan sıçrayan kıvılcım Kâbe’nin örtüsünü tutuşturmuş, yakmış. Peygamber Efendimiz’in Hacer-i Esved’i yerine koyma hususunda hakemlik yaptığı tamirde, Kâbe yıkılıp en baştan yapılmış, Hıberât-ı Yemâni denen Yemen işi çizgili kumaş örtülmüş.
Peygamber Efendimiz de Veda Haccı sırasında Kâbe’ye Yemen işi çizgili örtü örttürmüş. Hz. Peygamber’den sonra da Hz.Ebu Bekir Mısır işi ince beyaz kumaştan bir örtü örtmüş Kâbe’ye. Daha sonra Hz.Ömer aynı örtüden örttürmüş Kâbe’ye.
Emevi halifesi Muaviye iki kere örtü örtmüş. Biri ince beyaz kumaş, diğeri ise atlas örtü imiş. Atlas örtü aşura gününde, kabatî, beyaz örtü de Ramazan-ı Şerif sonunda bayram için örtülürmüş. Hz.Abdullah b. Zübeyr her yıl kardeşi Müslim b. Zübeyr’e hüsrevâni atlas örtü gönderir ve aşura günü Kâbe’ye örttürürmüş.
Osmanlı’da Kabe örtüsü
Bu şekilde birçok kişi tarafından Kâbe örtülmüş. Bazı zamanlarda üzerinde biriken örtüler alınarak Kâbe hafifletilmiş. Bazen boyanmış, bazen misk, anber kokuları ile sıvanmış.
Hicretin ikinci yüzyılında da Kâbe’nin üzerindeki örtüler tehlike doğurabileceği düşüncesiyle toplanmış, biri ipekten sarı, diğeri beyaz iki örtü örtülmüş. Abbasî halifelerinden Me’mun zamanında üç örtü örtülürmüş. Kırmızı atlas örtü Terviye günü, çizgili Yemen kumaşı Receb-i Şerif ayı girdiği gün, beyaz örtü de Ramazan-ı Şerif’in yirmi yedinci günü bayram için örtülürmüş.
Melik Şah’ın veziri Nizâmül Mülk de Kâbe’ye Hind işi yeşil örtü örttürmüş. Abbasi halifelerinden Nasır da Kâbe’ye yeşil ve siyah olmak üzere iki örtü örttürmüş.
Daha sonra sırasıyla devlet adamları halifeler Kâbe’ye örtü örtme işini üstlenmiş. Kanûnî Sultan Süleyman Mısır’ı Osmanlı’ya ilhak edince, Mısır meliki Mansur’un Kâbe örtüsü için vakfettiği iki köy gelirinin üzerine yedi köy gelirini daha vakfetmiş. Osmanlı padişahları tahta çıktıkça Kâbe-i Muazzama ve Ravza-i Mutaharra’nın örtülerini yenilemeyi adet edinmişler. Bu örtüler Mısır’da dokunurmuş.
Osmanlı, Mısır’a hâkim ve Hicaz’a hâdim olduklarında, Kâbe’nin içi ve dışını ve Mescid-i Haram’da bulunan makamları ışıklandıran büyük ve küçük lambalarını, Kâbe’nin iç örtüsü Mescid-i Nebevi’nin örtüsünü, Kâbe’nin kokularını, buhurunu, gül kokusunu ve anberininin karşılanmasını üzerine almış.Suud kralı Abdulaziz’e kadar çeşitli şekillerde örtü örtme işi devam etmiş. Abdulaziz, Ecyad mahallesinde Kâbe’ye örtü dokutmak için bir dokuma evi kurmuş. Kendi memleketinde iyi dokumacılar bulamayınca, Hindistan’dan dokuma ustaları getirmiş. Bu ustalar birkaç yıl dokuma evinde hizmet etmişler. Daha sonra da yetişen yerli ustaların eliyle Kâbe örtüsü hazırlanmaya devam etmiş.
Şimdi de Mekke’de bulunan özel fabrikada üretilmekte Kâbe örtüleri. Fabrika yılın yalnızca üç ayı çalışıyor ve yalnız Kâbe’nin örtüsünü dokuyor. Şu an örtü dış örtüsü, iç örtüsü ve kuşak olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Değiştirilen örtüler müzede ziyarete açılıyor. Hacılar Arafat’ta iken yapılan örtü değiştirme işlemine yalnızca yerli halk şahid olabiliyor. Hacılar Arafat’tan döndüklerinde Kâbe’yi bayramlıklarını giymiş şekilde hazır buluyorlar.
Kâbe örtüleri hakkında müstakil bir kitap var mı bilmiyorum. Fakat Diyanet Vakfı Yayınları’ndan çıkan M. Asım Köksal’ın Peygamberler Tarihi’nde geniş malûmat kaydedilmiş. Merak edip okunsa faydası olacağı kesindir.