Oğuz Yabguluğu ya da Oğuz Yabgu Devleti, Kiev Knezliği tarafından yenilgiye uğratılan Hazar Kağanlığı'nın gücünü kaybetmesiyle Hazarlar'a bağlı olarak Hazar denizi ile Aral gölü arasında ve civarında yaşayan ŞamanistOğuzlar, 950 yıllarında Hazarlar'dan kopuk bağımsız dönem yaşamaya başlamışlardır. Oğuz Yabguluğu 1055 yılına kadar sürmüş ve daha sonra da Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir.
Oğuz Yabguluğu'nda subaşı görevinde bulunan ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Selçuk Bey ile Oğuz yabgusunun arası giderek açıldı. Selçuk Bey ile Selçuk Bey'e bağlı boylar İslamiyet'e girince Selçuk Bey: Müslümanlar, ***rimüslimlere haraç vermez. diyerek, yabgunun haraç memurlarını kovdu ve bağımsızlığını ilan etti. Selçuk Bey ve bağlı boyları daha sonra güneye indiler.
Oğuz Yabguluğu çevresindeki tüm devletlerle sorunluydu. Peçenekler, Kıpçaklar ve Karluklarla husumet içindeydiler. Oğuz-Kıpçak Savaşları'nı konu alan Dede Korkut Destanı'nın bu dönemde yaşanan olaylar üzerinde yazıldığı düşünülmektedir.
Siyasi Tarih
İbn ül-Esir, Halife El-Mehdî döneminde, (775-785) Oğuzlar'ın Maveraünnehir bölgesine geldiklerini bildirmiştir. Oğuzlar, 9. yüzyılın ikinci çeyreğinden beri Seyhun Irmağıdolaylarında yaşamaktaydılar. Oğuz Yabguluğu ise Oğuz Türkleri'nin, 10. yüzyıl'ın ilk yarısında, kışlık merkezi Yenikent olarak kurdukları bir devletti.
Bu devletin başında yabgu bulunuyor, kül erkin unvanlı bir vekil ona naiplik yapıyor, orduyu da subaşı idare ediyordu. Oğuz Yabguluğu, komşuları olan Peçenekler, Kıpçaklar ve Hazarlar’la sürekli çatışma içerisindeydiler. İbni Fadlan (10. yüzyılın ilk çeyreği) ve El-Mes‘udi’ye göre, aralarında savaş eksik değildi. Harezm’in yerli hanedanı Afrigiler, Oğuz baskısı altında idiler. Oğuzlar’ın doğudaki komşuları Karahanlılar ile de mücadele halinde oldukları, aralarındaki savaşlardan birinde, Oğuz yangusunun ölmesinden anlaşılıyor.
Diğer taraftan Kaşgarlı Mahmud, Oğuzlar ile Çiğiller arasında köklü bir düşmanlıktan bahseder.[3] Kuzeyde Kimekler ile ise bazen dostça, bazen düşmanca ilişkiler devam edip gidiyordu. Oğuzlar, genel olarak “Türk” adı yanında, yine siyasî bir adlandırma olarak “Türkmen” adını da taşıyorlardı ki Müslüman ülkelerine geldikten sonra İslam kaynaklarında bu isimle de anılmışlardır.
Oğuz Yabguluğu’nun tarihi ile ilgili başkaca açık bilgiye rastlanılmıyor. Son Oğuz Yabgusu olarak Ali Han adında birinden söz eden ve Selçuklular’ın ilk zamanlarında, “can düşmanı” olarak Tuğrul ve Çağrı Beyleri hayli uğraştırdığı bilinen ünlü Çend “hakimi” Şah-melik’i de Ali Han’ın oğlu olarak gösteren Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî'nin (14. yüzyıl'ın ilk çeyreği) bu malumatı “destanî” nitelikte görülmektedir.
Divân-ı Lügati't-Türk'te, Oğuz illeri; Karnak, Sapran, Sitgün, Karaçuk, Cend, Yenikent, Sugnak olarak kaydedilmiştir. 1000 yıllarına doğru Oğuz Yabguluğu yıkıldı. Oğuz Yabguluğu'nun yıkılmasının nedeni doğudan Kıpçak kökenli Kimek Kağanlığı'nın baskısı ve Selçuk Bey'in kendisine bağlı kalabalık Oğuz boylarıyla, Oğuz Yabguluğu'ndan ayrılmasıdır. Oğuz Yabguluğu yıkıldıktan sonra Oğuzlar'ın bir bölümü Karadeniz'in kuzeyinden batıya doğru göçtü. Diğer Oğuzlar ise önce Cend bölgesine, oradan Horasan'a ve ardından Anadolu'ya yönelmiştir. Diğer bir bölümü ise yerlerinde kaldılar. Günümüzdeki Türkmenistan devleti, bu yerlerinde kalan Oğuzlar'ın soyundan gelmektedir.