Kod adı Doktor Bahoz Erdal. Suriye doğumlu, tıp mezunu. Politik nedenlerden dolayı başkanlık konseyine seçildi. Askerî pratiği var. Arapça ve Kürtçe biliyor. 1991’de örgüte katıldı. Terör örgütünün Kandil’de yaptığı 8. kongrede başkanlık konseyine seçildi. Amaç ise Suriye’de bulunan örgüt mensuplarının örgütten ayrılmalarının engellenmesiydi. PKK’nın Kandil’deki kadrolarının başında. HPG olarak bilinen Halk Savunma Güçleri’nin kontrolünü elinde bulunduruyor. Savaşçı kişilikli, lakabı ‘katil’. Başta Suriye istihbaratı olmak üzere çeşitli istihbarat birimleriyle bağlantıları var.
HAKKINDA YAZILANLAR
PKK'NIN DERİN TROYKASI
Aksiyon 4.12.2007
PKK’da öne çıkan isimler Murat Karayılan ve Cemil Bayık. Halbuki kanlı örgütü sevk ve idare eden bir troyka var. Duran Kalkan, Mustafa Kalkan ve Ali Haydar Kaytan Türkiye’de Kürtlerle Türkler arasında kitlesel bir savaş çıkmasını istiyor
Türkiye, terör örgütü PKK’nın ön plana çıkan iki önemli ismi Murat Karayılan ve Cemil Bayık’ın teslim edilip edilmeyeceğini tartışıyor. Hemen herkes iki teröristin Irak’taki Amerikan güçleri tarafından derdest edilip Türkiye’ye teslim edilmesini bekliyor. Şüphesiz iki teröristin yakalanıp teslim edilmesi çok önemli; ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Bazı istihbarat birimlerine ve örgüt kaynaklarına göre terör örgütü PKK, uzun süredir Karayılan ve Bayık gibi ön planda görünen isimler tarafından yönetilmiyor. Peki geri planda kalarak kanlı örgütün hem stratejisini çizen hem de eylem planlarını yapan bu isimler kimler?
İddialara göre bu kişiler Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Ali Haydar Kaytan. Bunlara ilaveten bir de Sabri Ok ismi zikrediliyor. Kürtlerin önemli bir kesimi ve bazı PKK’lılara göre ilk üç isim derin güçlerle birlikte hareket eden “derin PKK’lıları” temsil ediyor. Ulusalcı bir fikri benimseyen üçlüye göre AK Parti, İslamcı özelliklere sahip bir parti ve niyeti Türkiye’yi geriye götürmek. PKK’dan ayrılarak Kuzey Irak’ta yaşamaya başlayan terörist Osman Öcalan, söz konusu üçlünün (Kalkan, Karasu ve Kaytan) çok tehlikeli olduğunu belirtiyor: “PKK’nın içinde de Kemalistlerden daha çok Kemalistler var. Solcular ve Aleviler de yer alıyor ayrıca. Özellikle solcu Aleviler PKK içinde her zaman güçlü ve etkin oldular. Türkiye’deki bazı güçlerle çalışıyor, onlarla birlikte hareket ediyorlar.”
TROYKANIN BİLİNMEYENLERİ
“PKK’nın derin troykası” olarak tanımlanan teröristlerin en çarpıcı özelliği radikal solu benimsemeleri, Alevi ve ateist olmaları. İlginç olan ise her ismin ayrı bir fraksiyonu temsil etmesi. Radikal solcuların liderliğini Duran Kalkan yapıyor. Ateist Alevilerinkini de Mustafa Karasu ile Ali Haydar Kaytan. Bu isimler İslamiyet’e ve dindar yöneticilere karşılar. PKK’nın savaştan yana bir çizgi izlemesini, örgütün belirlenmiş zamanlarda eylem yapmasını istiyorlar. Demokratik Toplum Partisi (DTP) üzerinde baskı kuran üçlü, Türkiye’de kitlesel bir savaşın çıkmasını da arzu ediyor. Mustafa Karasu, bundan bir ay önce yaptığı açıklamada, Türkiye’de bir Türk-Kürt kavgası çıkarabileceklerini şöyle dile getirmişti: “Bu gidişata artık dur deme zamanıdır. Kürtler topyekûn yok edilmek isteniyor. Kürtlerin inançları yok edilmiş, yeni bir inanç dayatılmıştır. Bunun artık özgür bırakılması lazım. Bunlar sağlanamazsa toplum arası bir savaş başlar. Bu savaşı artık kimse durduramaz. PKK bunu sağlayacak güçtedir. Kimsenin maşası olmayacaktır.”
“Abbas” kod adını kullanan Duran Kalkan, Adana Karaisalı doğumlu. Örgütün başkanlık konseyi üyesi. Haziran 2005’te Murat Karayılan’a yönelik suikast girişiminin arkasındaki isim olarak da biliniyor. Örgütte bilinen bir diğer lakabı ise provokatör. Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan terörist Şemdin Sakık’ın verdiği ifadelere göre Duran Kalkan “yaşam düzeyi yetersiz” bir kişi. “Ezberlediği kitabî bir dünyaya sahip. Fikrini değiştirmez ve ezberlerini kolay kolay bozmaz.”
Sivas Gürün doğumlu Mustafa Karasu’nun kod adı Hüseyin Ali. PKK’nın kurucu üyelerinden biri. Örgütün dış ilişkilerinden sorumlu. PKK’ya 1978’de katılır. 12 Eylül darbesinden sonra bir süre cezaevinde kalır. Siyasi yönü güçlü olan Mustafa Karasu, PKK’ya açılım getiren biri olarak kabul ediliyor. PKK’dan ayrılan bazı itirafçılara göre Karasu, “savaş isteyen ancak savaş taktiği anlamında yetersiz” bir terörist. Tunceli doğumlu Ali Haydar Kaytan, “Fuat” kod adını kullanıyor. Örgüt içinde “kişiliksiz ve korkulan biri” olarak tanımlanıyor. PKK’nın istihbaratından sorumlu. Bütün telsiz kodları onun tarafından belirleniyor. Bilgilerin gidiş ve gelişini kontrol eden tek isim olduğu söyleniyor. Bu görevi onu, PKK ile birtakım güçler arasındaki irtibatı sağlayan kişi olarak ön plana çıkarıyor. Kaytan’ın aynı zamanda PKK’nın merkez karar yürütme kurulu üyeliği de bulunuyor. İmralı’da tutuklu bulunan teröristbaşı Abdullah Öcalan, verdiği ifadelerde Ali Haydar Kaytan için “Yorum kabiliyeti çok güçlüdür.” diyor. Semdin Sakık’a göre Kaytan’ın teorik yönü güçlü; ancak pratik yönü zayıf: “Örgüt tabanında kişiliksiz olduğu için pek sevilmez. Ancak PKK’nın en etkili ismi konumundadır. Hep geri planda kalarak iş yapmayı sever.”
Troykanın yedeği konumundaki Sabri Ok hakkında bilinen en belirgin bilgi, terör örgütü üyeliği suçundan 20 yıl boyunca Bursa Cezaevi’nde tutuklu kalmış olması. Cezaevinden çıktıktan sonra Kandil’e giden ve üçlüyle birlikte hareket eden Ok, DTP’nin PKK ile ilişkisini ve duruşunu belirleyen kişi olarak kabul ediliyor. Nurettin Demirtaş’ın DTP’nin başına getirilmesinde etkili olduğu söyleniyor. Sabri Ok ile Nurettin Demirtaş, bir süre Bursa Cezaevi’nde birlikte kalmıştı.
Terör örgütünde etkili olan dördüncü bir isim ise Suriyeli Dr. Bahoz Erdal kod adını kullanan Fehman Hüseyin. Bu üçlünün belirlediği stratejiye göre silahlı kanadı harekete geçiren kişi olarak biliniyor. Bahoz Erdal, şehirlerde eylem yapan TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) ve intihar eylemcileri başta olmak üzere HPG’nin (Kürdistan Savunma Güçleri) sorumlusu olarak biliniyor. Hüseyin’in en bilinen lakabı Kukla. Kendisi için söylenen diğer bir lakap ise Cellat. PKK’nın bütün eylemlerinde Bahoz’un imzası bulunuyor. Zap Kampı’nı üs olarak kullanan Fehman Hüseyin elindeki silahlı güçle en tehlikeli isim olmasına rağmen tuhaftır ki, ne Abdullah Öcalan ne de Şemdin Sakık’ın ifadelerinde adı geçiyor.
HABER
PKK içinde 'şahinler' devri
Son istihbarat bilgileri: Murat Karayılan yakalanmamak için Kandil'deki ana karargâhı terk etti. PKK'da 'şahin' kanat güçlendi.
İran tarafından yakalandığı bilgisi doğrulanmayan PKK’nın iki numaralı ismi Murat Karayılan’ın akıbeti merak konusu. Ankara’ya ulaşan son bilgilere göre, Karayılan ne İran’ın elinde ne de Kandil dağalarındaki ana karargâhında. Türk özel timlerine yakalanma korkusu yaşayan Karayılan, ana karargâhını terk etti ve etraftaki irili, ufaklı yerleşim merkezlerinde, ‘mobil karargâh’ düzenine geçti. Bu arada PKK’da iktidar savaşı da tam gaz sürüyor. Suriye ve İran’dan destek aldığı öne sürülen PKK’nın ‘şahin’ kanadı, Karayılan’a karşı bir adım öne geçti. Bu kanat, İmralı tutuklusu Abdullah Öcalan’ı da dikkate almamaya başladı.
PKK, Abdullah Öcalan ve Murat Karayılan üçgeninde ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bir haftadır nerede, kimin Radikal'in haberine göre; elinde olduğu konusunda spekülasyonlar yapılan Karayılan’ın, tahmin edildiği gibi İran’ın elinde olmadığı öğrenildi. İstihbarat örgütlerinden yansıyan bilgiler, Murat Karayılan’ın güvenlik kaygısıyla Kandil’i terk ettiği yönünde. Kuzey Irak’a giren özel harekât timlerinin nokta operasyonu ile kendisinin izini sürdüğü endişesi yaşayan Karayılan, örgütte yaşanan iç karışıklıktan dolayı da kendini güvende hissetmiyor. Bu yüzden sık sık adres değiştiren Karayılan, korumalarıyla beraber Kandil’in çevresindeki köy ve kasabalarda konaklıyor. Üst düzey bir yetkili, “Karayılan, iki gün aynı yerde, evde barınmıyor. Kandil’in etrafındaki yerleşim merkezlerinde izini kaybettiriyor. Yani mobil vaziyette” dedi.
Öcalan güç kaybediyor
PKK’da yaşandığı söylenen iç mücadele de dikkat çekici. Aktarılanlara göre PKK, fiili olarak üç parçalı görüntü veriyor. Öcalan ile iki numarası görülen Murat Karayılan gün geçtikçe örgüt üzerindeki gücünü kaybediyor. ‘Ateşkes’ çağrısına rağmen yapılan son saldırılar ve adam kaçırma eylemleri Öcalan’ın nüfuzunu kaybetmesinin göstergesi olarak gösteriliyor. PKK’da dengeler sertlik yanlısı olarak bilinen şahin kanat lehine değişiyor. ‘Savaş’ın sürmesini isteyen bu kanadın başını Cemil Bayık ile Suriye uyruklu Fehman Hüseyin çekiyor. Örgüt içinde karşılığı olan Mustafa Karasu, Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan ve Sabri Ok da bu kanatla birlikte hareket ediyor. Ortadoğu’da yaşanan son gelişmelerin sertlik yanlılarına alan açtığı biliniyor. Bu grubun en büyük destekçileri arasında, Ortadoğu politikasında Türkiye ile farklı bir çizgi benimseyen Suriye ile İran gösteriliyor. İki ülkenin PKK’nın iç dengeleriyle oynadığı ve bunu Türkiye’ye karşı koz olarak kullanmak istediği de gelen haberler arasında. Suriyeli Fehman Hüseyin, Esad yönetimine karşı artan baskılar ve İran’ın devreye girmesi ile daha çok ön plana çıkmaya başladı. TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri), HPG (Kürdistan Savunma Güçleri) örgütlerinin sorumluluğunu üstlenen Hüseyin’in, şehirlerde yapılan bütün eylemlerde parmağı olduğu söyleniyor.
25 Ağustos 2011
HABER
Saldırı emri Fehman Hüseyin'den
Güvenlik kaynakları, Çukurca'ya yönelik saldırının ilk işaretlerinin Ekim ortasında ortaya çıktığı bilgisini verirken, kanlı eylemlerin arkasındaki ismin Suriyeli terörist 'Bahoz Erdal' kod adlı Fehman Hüseyin olduğunu ifade ediyor.
Ekim ortasında ortaya çıktığı bilgisini verirken, kanlı eylemlerin arkasındaki ismin Suriyeli terörist 'Bahoz Erdal' kod adlı Fehman Hüseyin olduğunu ifade ediyor. Teröristin militanlara "Çukurca'da uzun zamandır büyük eylem olmadığı, büyük bir eylem yapılması ve ağır silahlar kullanılması"na dair sözleri bölgedeki güvenlik birimleri tarafından tespit edildi.
Güvenlik birimleri Eylül ayı içerisinde hazırladıkları raporlarda; terör örgütü mensuplarının Çukurça ilçesi Yapraklı Köyünden, Cevizli ve Çeltik köyleri istikametine 6 adet katırla bir adet doçka ve mühimmat dolu çuvallar götürdükleri bilgisini de iletti. Eylül sonu istihbarat raporunda ise ; "Hakkari-Çukurca ilçe merkezinin karşısındaki bölgeye Kuzey Irak Zap kampından 200 adet havan sevk edildiği" bilgisi yer aldı. Saldırıda havan toplarının etkin bir biçimde kullanıldığı öğrenilirken ve ulaşan istihbarata rağmen saldırının gerçekleşmesi; alınan istihbaratların yeterli değerlendirmeye tabi tutulmadığı iddialarını da gündeme getirdi.
20 Ekim 2011
HABER
Fehman Hüseyin'in çetesi iş başında
19 Haziran 2012
Star Gazetesi'nin bölge muhabirinin edindiği bilgiye göre; bu sabah Türkiye'yi acıya boğan hain saldırıyı gerçekleştirenlerin, Suriye uyruklu Bahoz Erdal kod adlı Hüseyin Fehman’ın kontrolünde olan Zap kampından geldikleri ve olayın ardından tekrar kamp yönüne doğru kaçtıkları iddia edildi.
Bahoz Erdal'ın PKK'ya yakın bir siteye verdiği röportajda söyledikleri ise barış ve çözüm sürecini bombalayacak nitelikte. İşte Bahoz Erdal'ın söyledikleri:
“Sömürgeci Türk devleti ve AKP Hükümeti’nin soykırımcı politikası ve saldırıları devam ettikçe de gerilla güçlerimizin direnişinin güçlenerek devam edeceği tartışmasızdır”
“Karadeniz’den Amanoslara, Serhat’tan Kayseri’ye kadar Kürdistan’ın her yerinde ve Türkiye’nin birçok yerinde etkili eylemlilik süreci geliştirildi. Şu anda da operasyon ve gerilla güçlerimizin etkili eylemleri artarak devam etmektedir”
“Halkımız ve hareketimiz açısından belirleyici olan Önderliğimizin durumu söz konusuyken ve Roboskî gibi halka yönelik katliamlar gündemdeyken Ölümsüzler Taburu’nun inisiyatif kullanması kaçınılmazdır.”