Bilinmesini isteriz ki; siz değerli okuyucularımızla burada paylaşılan bilgi ve tavsiyeler; Ehl-i Sünnet akîdesine, Hanefî Fıkhına ve hayâtın merkezini ıslâh etme (iyi bir hâle koyma) ***reti olarak özetleyebileceğimiz tasavvuf (saflaşma, mâhiyeti kötülükleri emretmek olan nefsin kötülüklerinden arınma, gönlünü Allah yoluna bağlama) yolunun âdab ve tavsiyelerine uygunluğu, hassas bir ilmî süzgeçten geçirilmek sûreti ile hazırlanmaktadır.
Yine bilinmesini isteriz ki;İki cihan sâadetmize vesile olması için örnek almaya çalıştığımız söylediklerini hayatlaraında yaşayan, yaşadıklarını söyleyen Allah dostu, ma’neviyât büyüklerinin, inananlara mübârek gün ve gecelerde yapılmasını tavsiye ettikleri nâfile ibâdetlerin önemi, nasıl yapılacağı, başta “Kandil Geceleri” olmak üzere hayır mevsimlerinin en iyi şekilde nasıl ihyâ edilip değerlendirileceği, mâ’nevî mertebelere nasıl ulaşılacağı, günah ve gaflet kirlerinden nasıl arınılacağı, kısaca Yüce Allah’a yakın olmanın yollarının neler olduğu Din kardeşlerimizle paylaşılmak, karşılığında ise, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsı kazanılmak maksadı ile kaleme alınmaktadır.
Günümüzde kendilerini yegâne Dînî otorite zanneden bazı ilâhiyâtcıların “Bid’adlar Sünnetleri yok eder” diye ma’sum ve doğru başlık altında söyledikleri: “Kandil adı verilen bereketli gecelere âit belli sayıda ve vakitte kılınacak bir namaz ibâdeti yoktur!.Üç aylara girdik,bu aylarda kandil gecelerini de yaşayacağız.Yılın bütününe âit nâfile ibâdetleri bırakıp, birkaç gecede “işi halletme” kabîlinden Sünnet’te yeri olmayan şeyleri yapmayalım! ”demelerini, özellikle “uydurma Namazlar!” ifâdelerini esefle ve hayretle karşıladığımızın da bilinmesini isteriz.
Unutulmamalıdır ki;mâ’nevî kazanç ve hayır mevsimi olarak ifâde edilen mübârek gün ve gecelerde yapılması tavsiye edilen ibâdetler, adı üstünda “nâfile ibâdetler” olup, yerine getirilmesi mecbûrî yani farz veya vâcip değildir. Bunların Dînin emirleri arasında olduğu da söylenmemektedir ki, bid’ad olsun. Sâdece nasla (Âyet-i Kerîme ve Hadis-i Şerif ile) sâbit olduğu üzere; zaman ve mekanların kudsiyeti sebebiyle, mübârek gün ve gecelerde yapılacak nâfile ibâdetlerin sevaplarının fazla olacağı bildirilmek ve teşvik edilmektedir.
Meselâ: “Kadir Gecesini ihyâ etmenin bin ay’ı ibâdetle geçirmekten daha hayırlı, Beytullah’ta kılınacak bir namazın başka yerde kılınacak yüz bin namaz’dan daha değerli olduğu” nas ile sâbit olan bir gerçek olduğu gibi.
Binâeanalyh,bizim tavsiye ve teşvik etmeye çalıştığımız mübârek gün ve gecelerde yapılması tavsiye edilen nâfile ibâdetlere “bazı ilahıyâtcılar karşı çıksalar, kabul etmeseler de” nâcizâne biz, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Allah’ın dostları (Allah’ın velî kulları) onlardır ki, görüldükleri zaman Allah hatırlanır” buyurduğu ma’neviyât büyüklerinin önemli tavsiyelerine güvendiğimiz, son derece mühim ve karşılığında verilecek mükâfâtların da o nisbette büyük olduğuna inandığımız için, önce kendi nefsimize, sonra da inananlara, mübârek gün ver gecelerde kılınması tavsiye edilen nâfile namaz ve ibâdetleri önemle tavsiye ve teşvik ediyoruz.
Nâfile ibâdetlerin önemi husûsundaki delil ve dayanağımız; Yüce Allah’ın: “Farzlarla (beş vakit namaz, Cuma namazı, Ramazan orucu, Zekât ve Hac ile) kulum Bana olan borcunu ödemiş olur. Ben’den (gadabımdan-azâbımdan) kurtulur. Nâfile ibâdetler ile de, Bana (Benim rızâma, rahmet, merhamet ve yardımıma) yakın olur.” Hadis-i Kudsî’sidir.
Görüldüğü üzere; nâfile ibâdetleri yerine getirmek mecbûrî olmamakla beraber, bu ibâdetlerin kuluRabbı’na yakınlaştırdığını bizzat Cenâb-ı Hak bildirmektedir.
Allah-ü Teâla Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) ve O’nun şahsında kıyâmete kadar, Kur’ân-ı okuyup anlayan kullarına hitâben; “İnananlara Kur’ânla öğüt verip vazifelerini hatırlat. Çünkü hatırlatmak mü’minlere muhakkak fayda verir.” Buyuruyor, (Zâriyât 55)
Peygamber Efendimiz sallAllahü aleyhi ve sellem de: “Hayra delâlet ve teşvik eden o hayrı yapan gibidir. Hayrı yapanın ecrinden, alacağı sevaptan hiç bir şey eksilmeksizin, bir misli de hayra delâlet eden (teşvîk eden) e verilir”. Buyurmuşlardır.
İşte bu Peygamberî müjdeye nâil olmak ümidi ile, önce nefsimize, sonra Mü’min gönüllere hatırlatmalar yapmaktayız ve inşâAllah fırsat buldukça da hatırlatmalarımıza devam edeceğiz..
RECEB AYINDA KILINMASI TAVSİYE EDİLEN HÂCETNAMAZI VE KILINIŞ ŞEKLİ
Receb ayında kılnması tavsiye edilen hâcet Namazının önemi ile alakalı olarak izninizle; sözleri ile yaşayışlarının aynı olduğuna inandığım, hayâtını ve bütün mal varlığını ümmet-i Muhammed’in evladına Allah’ın Dînini ve Kitâbını öğretmeye adamış bir İslâm büyüğünden bizzat dinlediğim şekli ile nakletmek istiyorum.
Receb-i Şerif, Peygamber Efendimizin ifâdeleri ile, Allah’ın ayı ve Kur’ân-ı Kerim’de beyân buyurulan hürmetli aylardan biridir.
Receb ayının biri ile 10'u arasında, 11'i ile 20'si arasında ve 21'i ile 30'u arasında birer defa olmak üzere kılınacak 10'ar rek'at Hâcet Namazı vardır.
Bu Namaz çok mühimdir. Biliyorsunuz. Nâfile namazların kazâsı (vakti içerisinde kılınamamış ise, sonradan kılınması) yoktur.
Ancak, Receb ayı içerisinde bu namazı kılamamış olanlara bu ayda (Not: Konuşma, 90’lı yılların başlarında bir Şa’ban-ı Şerif ayının ilk günlerinde yapılmıştır.) kılmalarını tavsiye ederim”. buyurdu ve namaza nasıl niyet edileceğini ve nasıl kılınacağını şöyle anlattı.
Receb ayının 1'i ile 10'u arasında, 11'i ile 20'si arasında ve 21'i ile 30'u arasında sadece birer defa olmak üzere kılınacak10'ar rek'atlik Hacet Namazının hepsinin de kılınış şekli aynıdır. Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, Cuma ve Pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde (Rasûlüllah Efendimiz Hazretlerinin ifâde buyurdukları gibi; “insanlar uyurken, seher vaktinde kalkıp, uyumayan Allah’a ibâdet eden sâdıkların namaz kıldığı vakitte” kılınması efdâldir.
Bu Namaz, çok mühimdir! Mü'min ile münâfığı ayıran bir Namazdır. Münâfık olanlar bu Namazı kılamazlar. Onlara bu Namazı kılmak çok ağır gelir.
Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz'in berberi Selmân-ı Pâk (r.a.) Hazretleri tarafından rivâyet edilen bu 30 rek'at Namazı kılanlar Allah’ın izni ile hidâyete ererler ve kalbleri ölmez.
Namaza şöyle niyet edilir: Yâ Rabbî, beni dünyâ’yı teşrifleri ile nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i Şerîf hürmetine, feyz-i İlâhîne, rızâ-i İlâhîne nâil eyle. Âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle. Dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle, rızâ-i şerîfin için; Allâhü Ekber.” Namaza başlanır.
Her rek’atte 1 Fâtiha-i Şerîfe, 3 “Kul yâ eyyühel-kâfirûn...”, 3 İhlâs-ı Şerif okuyup, 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.
Namazdan sonra 11 defa:
“Lâ ilâhe illAllâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihil-hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr”
Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’attan sonra 11 defa şu duâ edilir:
“İlâhen vâhiden ehaden sameden ferden vitran hayyen kayyûmen dâimen ebedâ”
Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da, şu duâ 11 kere okunur:
“Allâhümme lâ mânia limâ a’tay-te ve lâ mu’tıye limâ menâ’te ve lâ râdde limâ kaday-te ve lâ mübeddile limâ hakem-te ve lâ yenfeu zel-ceddi minkel-ceddü. Sübhâne Rabbiyel-aliyyil-a’lel-vehhâb. Sübhâne Rabbiyel-aliyyil-a’lel-vehhâb. Sübhâne Rabbiyel-aliyyil-a’lel-kerîmil-vehhâb. Yâ vehhâbü yâ vehhâbü ya vehhâb”. Okunur sonra duâ edilir…
Ey Rabbimiz!, İçinde bulunduğumuz mübârek gün ve geceler hürmetine! Kâinâtı yüzü suyu hürmetine yarattığın, Leyle-i Mi’Rac’da huzûruna dâ’vet edip Cemâlinle müşerref kıldığın Habîb-i Edîb’in Efendimiz (s.a.v.) ve bütün sevdiklerin hürmetine! Duâ ve ibâdetlerimizi, hatâ ve kusurlarımıza bakmadan, Dergâ-ı Izzetinde en güzel şekilde kabûl eyle...
Ey Rabbimiz!, Süphesiz ki Sen kimi cehenneme koyarsan onu muhakkak perişân edersin. (Hesâp gününda) Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Ey Rabbimiz!, hakîkaten bizler, Rabbinize îmân edin diye îmâna dâ’vet eden bir dâ’vetciyi (Peygamberi) işittik, hemen îmân ettik.
Ey Rabbimiz!, Sen de bizim günahlarımız bağışla, kötülüklerimizi (kusurlarımızı) ört ve ruhlarımızı iyilerle berâber al.
Ey Rabbimiz!, Bize Peygamberlerin vâsıtasıyla vâ’dettiklerini de ikrâm et ve kıyâmet gününde bizi rezîl etme. Şüphesiz Sen vâ’dinden dönmezsin...
Ey Rabbimiz!, Bize dünyâda da güzellik ver, âhirette de güzellik ver.(Rahmetinle) bizi cehennem azâbından koru.
Ey Rabbimiz!, Hesâb günü geldiği zaman, bizi mağfiret et, (günahlarımızı bağışla). Anne babamı ve Mü’minleri de mağfiret et”. Âmin…