1945’te “Dünya Dışı Yayınlar” başlıklı bir makalesinde, İngiliz romancı Arthur C. Clarke, Dünya’nın çevresinde dönen uydular üzerinden bilgi aktarımının bir yolunu tarif etti; böylece dünyanın bir tarafı, öteki tarafı ile hemen hemen eş zamanlı olarak iletişim kurabiliyordu. Yer sabit iletişim uydusu adı verilen uydular ile gerçekleştirilebilecek bu fikir daha önce Rus bilim adamı Konstantin Tsiolkovsky tarafından öne sürülmüş olsa da Clarke’ın ayrıntılı açıklamaları, Hughes Aircraft Corporation‘da görevli Harold Rosen‘in dikkatini çekmeyi başardı ve bunun üzerine 1961 yılında Synchronous Communications Satellite Programme (Syncom) olarak adlandırılan projeye bunun gerçekleşmesi için kaynak aktarıldı.
Sadece on yedi ay sonra Syncom I uydusu uzaya gönderildi, ancak yörüngesine ulaşmadan sinyal göndermeyi durdurdu. Bunu takiben 1963 yılında uzaya gönderilen Syncom II, her ne kadar uzaya eğik bir açıyla gitmiş olmuş ve bu sebeple bir nokta üzerinde sabit olarak duramamış olmasına rağmen yer durağan yörüngeye oturmayı başardı ve bunun sonucunda da Başkan Kennedy Nijerya Başbakanı Abubakar Balewa arasında bu uydu aracılığı ile yapılan bir görüşme ile en azından fikrin işlevsel olabileceği kanıtlanmış oldu. Syncom III yer sabit iletişim uydusu nihayet 1964‘te yörünge üzerine oturarak tam bir sabit iletişim uydusu olarak kullanılabilir oldu ve Tokyo Olimpiyat Oyunları’nın canlı televizyon yayını Kuzey Amerika ve Avrupa’ya bu uydu sayesinde iletilebildi.
Günümüzde dünya genelinde uydu yapımının yaygınlaşması nedeniyle bir uzay aracını uzaya fırlatmak kadar basit bir işlem değildir. Dünya yörüngesi üzerinde sabit durarak Dünya ile aynı hızda seyahat eden uyduların hepsi ekvatordan 22.300 mil (35.800 km) yukarıda tek bir halka üzerinde yer almaktadır. Yer sabit yörüngedeki uydu sayısın doğal olarak kısıtlı olması için uyduların aralıklı olarak konumlandırılmış olması gerekmektedir. Kendi boylamları dışında bir noktaya uydu yerleştirmek isteyenin yanı sıra hava sahasını ekvator üzerinden kontrol etmek isteyen ülkeler, uluslararası bir tahsis mekanizması tarafından kontrol edilmektedir.