Bilinen en eski bumerang, Polonya’nın güneyinde yer alan Karpat Dağları’ndaki bir mağara içerisinde bulundu ve M.Ö. 18.000 yılına tarihlendi. Kuzey Afrika’da bulunan kayalar üzerinde Neolitik Çağ’a (M.Ö. 6.000) tarihlenen çizimlerde ise bir ahşap parçasının fırlatılması eylemi betimlenmiştir. Bumerang adı verilen ve genellikle ahşaptan yapılan bu sopayı kullanan atıcı, sopanın bir ucundan tutarak onu ileriye doğru fırlatır. Bumerangın yapısı ve şekli, atıldıktan dairesel bir yol çizerek tekrar atıcıya doğru geri gelir.
Avrupa’da yaşamış olan eski kabilelerin, balta biçimindeki silahları fırlattığı, Mısır’da ise firavunların kuşları avlamak için bumerang benzeri sopaları fırlattığı bilinmektedir. Fırlatılan ahşap silahların kullanımı, geçen zaman içerisinde Mısır’dan başlayarak Kuzey Afrika’ya ve Atlantik’e yayılmıştır.
Bumerangları en çok kullanan topluluk olarak ise Avustralya’da yaşayan Aborjinler gösterilir. Aborjinlerin kullandığı bumerangların boyutları ve şekilleri, onları kullanan topluluklara ve kullanım amaçlarına göre değişiklik göstermektedir. Geçmişte bumeranglar, avcılık, müzik aleti, saldırı aracı ve oyuncak olarak kullanıldılar.

Bumerang denince toplumun büyük kesiminin aklına, atıldıktan sonra atıcısına geri gelen bir araç gelmektedir. Bazı bumeranglar üzerine eklenen çentikler ya da çıkıntılar, bumerangın havada daha dengeli bir şekilde kalmasını sağlamaktadır.

Bumerang, her ne kadar atıldıktan sonra atıcısına geri dönen bir alet olarak bilinse de, her bumerang bu işlevi göstermemektedir. Bazı bumeranglar dikey bir doğrultuda ilerlerken, diğer bazı bumeranglar ise atılmaktan ziyade savaş sırasında, kullanıcısının karşısındakine vurması için de kullanılmaktaydı. Bu tip bumeranglar genellikle Aborjinler tarafından kullanıldı. Atılan bumeranglar ise savaştan ziyade genellikle avcılık için kullanıldılar.