''Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.''
Bu dizelerin muhattabı kesinlikle Bandırma Vapuru olmalıydı. Kendisine Beşiktaş'tan demir aldığı vakit, üzerinde bir milletin bağımsızlık umudunu taşıyor olduğu söylenseydi eğer inanır mıydı?
Yolcuları arasında bir yüzbaşı vardı. Adı, İsmail Hakkı. Onun için:
''İleride Padişah olan kayınpederine ve sadrazam olan babasına itaatsizlik edecek, lakin hem ana hem de baba olan vatana ihanet etmeyecek.'' denseydi...
Ya da denseydi ki:
''Şu taşıdığın mavi gözlü var ya! İşte Türk Tarihinin özünden ilhamı alınan 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır' sözünün mimarı olacak.''
Muhtemelen güler geçerdi.
Çünkü ihtimal dahilinde ki kendisi de, İngiliz yahut Amerikan himayelerinden hangisinin tercihinin vatan için hayırlı olacağı
sorusuna mantık dahilinde bir yanıt arıyordu.
Hatta belki de henüz işgaline vakit gelmemiş bir avuç şark toprağının Türk Milleti için yeterli olacağı kanaatindeydi.
Bilmiyordu ki bir avuç kuvvacının, Mustafa Kemal'in ''Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!'' komutunun ardından
serden geçeceğini.
Bilseydi eğer yolculuğu meçhule olur muydu?
Türk'ün bağımsızlığı düşledikten sonra elde edemediği nerede görülmüş?