Karhonhidrata Güle Güle: Ketojenik Diyet
Yemek.com son dönemde sık sık karşımıza çıkan Ketojenik diyetle ilgili tüm merak edilenleri derledi. Ketojenik diyetle ekmek, pilav, makarna gibi karbonhidrat içeren gıdalar yerine balık, tereyağı, zeytinyağı, et ve benzeri gıdalarla yağ ve protein miktarı artırılıyor. Böylece vücut enerji sağlamak için yağ yakıyor.
Havaların birkaç günlüğüne ısınması, güneşin az da olsa yüzünü göstermesiyle yaz planları şimdiden yapılmaya başladı. Her yıl bu dönemde, tüm kış boyunca kalın giysilerin altında kalan vücudumuza biraz daha dikkat etmeye başlıyoruz. Yaz gelmeden forma girmek isteyenlerin radarına son dönemde yeni bir isim takılıyor: Ketojenik diyet. Yemek.com bu farklı beslenme biçimiyle ilgili merak edilenleri Uygulamasanız Bile Bir An Önce Öğrenmeniz Gerekiyor: Ketojenik Diyet Nedir? başlığı altında derledi.
Ketojenik diyetin temeli karbonhidratları önemli ölçüde sınırlayıp, yağ ve protein tüketimini artırmaya dayanıyor. Ketojenik kelimesi ketozis kelimesinden geliyor. Ketozis, düşük karbonhidrat durumunda vücudun enerji elde etmek için yağ yakması demek. Düşük karbonhidratla beslenme, kandaki glikoz seviyesini ve buna bağlı olarak insülini düşürüyor. Vücut, yeterli ölçüde glikoz ve karbonhidrat alamayınca bu sefer enerji üretmek için yağ yakmaya başlıyor.
Ekmek yasak, tereyağı serbest
Ketojenik diyet için serbest ve yasak olan yiyecekler şu şekilde gruplandırılıyor:
Rahatlıkla tüketilebilecek gıdalar: Tereyağı, zeytinyağı, kanola yağı, fındık yağı gibi sağlıklı yağlar, kuru yemişler, süt ve süt ürünleri, et çeşitleri, avokado ve yumurta
Yasak olan gıdalar: Ekmek, makarna, pilav gibi karbonhidratı yüksek gıdalar, meyveler (çok az miktarda günde bir kere tüketebilirsiniz), kök sebzeler, içinde mısır şurubu, glikoz şurubu gibi gizli şeker barındıran meyve suyu, bal, pekmez ve benzeri gıdalar
Yemek seçimlerinin yanı sıra dikkat edilmesi gereken püf noktaları da bulunuyor:
Ketojenik diyet sırasında, enerjisini karbonhidrattan almaya alışkın vücudumuza bunu yağdan almasını öğretmeye çalışıyoruz. Bu da bir adaptasyon süreci gerektiriyor. Bu doğrultuda vücudun enerji sağlayabilmesi için yağ tüketimini artırmak gerekiyor.
Sebzeleri buharda pişirin veya yemeğini yapın. Kızartmayın. Kızartma hiçbir diyette tavsiye edilmez.
Bol su için. Buna sadece diyette değil, her zaman dikkat edin.
Kontrollü protein alın. Ne kadar protein, o kadar fazla yarar diye düşünmeyin. Yağlı, orta proteinli ton balığı gibi gıdaları tercih edin.
Beslenme şeklinizi değiştirmeden önce bir doktordan görüş almak gerekir. Özellikle diyabet ve yüksek tansiyon hastaları bu diyeti uzman kontrolünde uygulamalı.
Hastalıkların etkisini de azaltıyor
Ketojenik diyet sadece kilo vermek için değil, çeşitli hastalıkların etkilerini azaltmak için de uygulanan bir yöntem. İlk olarak 1920'lerin başında epilepsi nöbetlerini azaltmak için uygulanmaya başlanan ketojenik diyet, daha sonra '90'larda tekrar gündeme geliyor. Hatta bununla ilgili en yakın tarihli araştırmalardan biri ise Hacettepe Üniversitesi'nden. 2013 yılında epilepsi hastalığı olan çocuklar üzerinde yapılan araştırmanın sonucunda ise 3 ay ketojenik diyet uygulanan çocukların yüzde 54'ünde epilepsi nöbetleri azalıyor.
Ayrıca, alzheimer, parkinson, mide ekşimesi, yüksek tansiyon gibi pek çok hastalığın etkileri, ketojenik diyetin uygulanmasıyla azalabiliyor. Alınan karbonhidrat seviyesini düşürmek, yağ ve proteini artırmak kanser hücrelerinin büyümesini de yavaşlatıyor. Daha çok şeker ve karbonhidrattan beslenen kanser hücrelerinin büyümesi, bunlara ulaşamadıkça yavaşlıyor. Tabii, her vücudun kendi sistemi olduğu için, bir doktora görünmeden bu diyeti uygulamamak gerekiyor.