Sessizliğin şakaklarımı ağarttığı bir gece
Döküldü dilimden tebessümlerim
İnce bir veda düştü eskitme sokağımdan
Ne ses,ne seda ruhumda
Uzun boylu,esmer,civan bir yalnızlık girdi koynuma
Ben sustum istanbul ağladı
İlham geldiğinden değil bu dizeleri yazmamın sebebi
Sen gittiğinden sanırım kalemimde ki bu yılan kıvraklığı,
Sanırım seninle göz göze gelmekti bu aptalın en büyük salaklığı
Tamda o gece,karanlığın sakaklarımı ağarttığı gecenin sabahı
Bulutlar döktüler üstüme yalnızlık damlalarını
Kalemimden kan damlar gönlüme
Her harf,her hece
Yavaş yavaş öldürür beni
Ben acemiydim,sen usta
Ve acemilikte yer yoktu sevdaya
Ben sustum istanbul
Tren geçmez yalnızlığın mavi yanına,
Bilirim bıçakta vurulmaz,mermi de işlemez geceye
Kalemime yükler kederlerimi gece,kaybolurum sessizce
Ela gözlerim vagon vagon isyan taşır,
Yanaklarım yosunlaşır,
Soyunur hüznü istanbulun
Usulca koynumda uyur çırılçıplak yalnızlık
Yüreğimde eski bir zelzeleden kalma koca bir çatlak,
Umudumun bir lastiği patlak,
Şarampolde,ne varsa güzel olan hayata dair
Şimdi ölüme denk yazılar var
Rüyalarımı süsleyen intiharlar
Öldü bu adem oğlu tam o gece işte
Karanlığın sakallarımı ağarttığı gece
Ben öldüm istanbul ağladı
Yetişemezsin sen şimdi başımın belası
Çoktan okundu gülümseyişimin selası