Röportaj: Canan Danyıldız
Fotoğraf: Eray Akın

â–* Sabetaycı bir aileden geliyorsunuz…

Emek Sineması, adadaki büyük köşk hep bizimdi… Atatürk’ten sonra hayatları zorlaşıyor. ‘Dönme’ denilerek her şeyleri ellerinden alınıyor. Bunu kim yaptı? İnönü! O yüzden İnönü’yü affetmem imkansız!

â–* Kökleriniz saraya da uzanıyor.

Selanikli bir baba ile son derece ağdalı Safranbolulu bir anneden geliyorum. Sarayın cinci hocasının ve uncubaşısının akrabasıyım. Anne tarafından meşhur Karaköy börekçisi Hasan Çeyrekgil’in torunuyum. Babam jinekologdu. Babamın babası Remzi Efendi, Sultan II. Abdülhamit’in hekimi Mahir Tokay’dı.

â–* ‘Dönme’ lafına kızıyor musunuz?

Hayır, dönme lafını kabul etmiyorum. Ayrıca herkes bir gün dönüyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed bile Müslüman doğmadı, sonradan oldu. Dinleri de zaten kabul etmiyorum.

â–* Çok değişmişsiniz…

Egomu, kızgınlıklarımı, düşmanlığımı her şeyi bir kenara koydum. Her şeyi aklı gönül süzgecinden geçirmek gerek. Bugün vardığım nokta bu. Eskiden bu kadar değildim. Baktım ki her şeyi aslında ben yapıyorum. “Ben onu çok seviyordum ama beni aldattı.” Eee? Sevmeseydin! Aldattıysa, bırak!
AŞKIMDAN 3 KİŞİ İNTİHAR ETTİ
â–* Farklı bir çocuk muydunuz?

Karmaya çok inanırım. Doğduğumda hastane ayağa kalkmış. 4,5 kilo doğmuşum. Kocaman iki yeşil göz, kirpikler tavana değiyor. Çocukken sevilmekten sokakta yürüyemezdim.

â–* Bir de sünnet töreni hikayesi var ki…

Evdeki adım ‘Küçük Efendi’ydi. Dadılar madılar… Öyle büyüdüm. 11 yaşında, kazık kadardım sünnet olduğumda! Kardeşim Kenan yüzünden geç sünnet olduk. Habire hasta olurdu. Çubuklu’daki köşkün bahçesine kocaman bir yatak kuruldu. Bahçede bin kişi! Şehzadeler gibiydik. Kesecekler diye bayılmışım!

â–* İlk erkek evlatlarının ‘***’ olacağını bilselerdi, yine de sünnet töreni yaparlar mıydı?

Babam, “*** olacağını bilseydim yine yapardım” demişti. Ailem hep destek çıktı, kimse kızmadı. Onları utandıracak bir şey yapmadım.






‘Küçük Efendi’ evde özgür müydü?

Kurallarla büyüdüm! Her çocukla oynamam yasaktı. Akşam 9’da yatılacak, devamlı kitap okunacak, çatal bıçaklı yemek yenmeyecek… O yüzden yaramaz değil de, sinsi bir çocuk oldum zamanla. 4,5 yaşına kadar da hiç konuşmamışım.

â–* Gençken peşinizden çok koşarlar mıydı?

Of! Benim aşkımdan üç kişi intihar etti! Sokakta yürürken öyle bakarlardı ki anlatamam! Hem kadınların hem de erkeklerin ilgisini çekiyordum. Ne gelinlikler askıda kaldı benim için!
KİMSE YANIMA YANAŞMIYOR
â–* Sokakta tepkiler nasıl?

Bir üniversite araştırma yaptı, Türkiye’nin yüzde 80’i beni seviyor. Yani milletvekilliğine aday olsam yüzde 80 oy alırım. Parti kurabilirdim. Zaten *** olmasam, politikacı olurdum!

â–* Vay! Politika hiç masum bir şey değil ama?

Ben de masum değilim! Cemil İpekçi kalabilmek için ben de entrikalar çevirdim. Zaman zaman Hürrem, Kösem oldum.

â–* Partilerden teklif geliyor mu?

Daha önceleri geldi. Belediye reisliği teklifi de geldi. Şimdi yeni kurulan partilerden de geliyor. Belki kültür bakanlığı gibi bir şey yapabilirim.

â–* ***’siniz diye ödediğiniz bedel oldu mu?

Tabii… Şöhret olmasaydım sevgilimle el ele sokakta gezebilirdim. Kimse yanıma yanaşamıyor adı çıkacak diye! Bilinmeyen biri olsaydım çok rahat olurdum. Beni dört duvar arasında beğenen çok. Şöhretli bir *** olmam beni yalnız bıraktı.

â–* Muhafazakar ***’im diyorsunuz… Bu ne demek?

Namusu iki bacak arasında görmüyorum. Öyle olsaydı oradan gül çıkardı değil mi? Dini anlamda söylemedim muhafazakar kelimesini. Mesela hiç genç bir sevgilim olamadı, çünkü küçük erkek kardeşim vardı. Ya onunla arkadaş olursa diye istemedim. Bu yüzden hep kendimden büyük sevgililerim oldu.

â–* Mutlu musunuz?

“Mutlu oldum” diyorum. Çünkü çok geniş bir hayal dünyam var, orada her şeyi kendimce yaşıyorum. İlla beraber olmama gerek yok. Mesela bir oyuncu var Bodrum’da, erkek! Her Bodrum’a gittiğimde denk gelmemek için kaçıyorum. Çok pis bir adammış. Pis erkek sevmem.

â–* Anladım kim olduğunu… Duymasın!

Çok da saldırgan biriymiş. Tanışmıyorum ama hayalimde onunla aşk yaşıyorum. Her gün geziyoruz. Bana “Seni seviyorum” diyor. Ne varsa yaşıyorum. Ama adamla tanışmamak için kaçıyorum. Aşk yaşamak için bir adama ihtiyacım yok!

â–* Peki yaşlı *** olmak zor mu?

Gençken Avrupa’da *** barlara gittiğimde hep Allah’a dua eder, üç İhlas, bir Elham okurdum. Buruşmuş, yanaklarına allık sürmüş yaşlı ***’lar olurdu; “Allah’ım bunlar gibi olmayayım” diye. Ve duam tuttu. Güzel yaşlandım. Yaş aldım, ölümden korkmuyorum.
KADINLARA TAHAMMÜLÜM YOK
â–* Parasal olarak hâlâ herkese siz mi bakıyorsunuz?

Evet, çünkü ben babayım! Onları idare ediyorum.

â–* Çok kullanıldınız mı?

Hayatım boyunca kullanıldım. Allah herkesi bir misyonla göndermiş, benimki de bu! 100 lira kazandıysam, bunun 10 lirası nasip oldu.

â–* Eski şaşaanız yok, üzücü mü?

Kim o günleri yaşıyor ki? Eşyalarımı, biriktirdiklerimi satsam dünya para eder. Akademi’de 2’inci sınıftayken babam iflas etti. Fitaş o zaman bizimdi. Çalışmak zorunda kaldım, garsonluk, fotomodellik yaptım, kendi paramı kazandım. Lastik top gibi indim ama zıplayarak çıktım.

â–* Şimdiki müşteriler zor mu?

Sipariş elbise dikmek istemiyorum. Para el değiştirdi, yenileri kaldıracak sabrım yok. Tahammülüm yok. Millet bir kadın alıyor dayanamıyor, ben 45 sene günde 15 kadınla uğraştım, kolay mı?



AVRUPA’DA YAŞASAM ERKEKLE EVLENİRİM
â–* Eşcinsel olduğunuzu ne zaman fark ettiniz?

Yedi yaşıma kadar erkek olduğumu bilmiyordum ki! Ablamla kendimi aynı sanıyordum, düşün. Dantel yakalar takıyor, bez bebeklerle oynuyordum. İlkokula başladığımda saçımı kestiler, kısa pantolonu da giydirdiler, üç gün okula gitmedim!

â–* İlk cinsel ilişkinizi kaç yaşında, hangi cinsle yaşadınız?

İlki 13 yaşında bir kadınla! Erkekle ilk cinsel ilişkimi 19’umda yaşadım. Çocukluk arkadaşımla hem de… Öyle başladı. Sabah uyandığımda çok farklı bir Cemil’dim.

â–* Bu ülkede korkmadınız mı?

Hayır, Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibiydi ama korkmadım.

â–* Erkek Cemil mi daha başarılı, kadın Cemil mi?

Her ikisi de! Her başarılı erkeğin arkasında, akıllı bir kadın vardır! Her ikisini de dengede tutuyorum. Her iki Cemil’i de seviyorum.