10-12 Haziran 1937 tarihindeki son ziyaretlerinde tüm ‘dünya devlet adamlarına örnek’ olan bir davranışla sahibi olduğu mal varlığını Türk ulusuna bağışladığını duyurmuş ve Başbakan İsmet İnönü’den gereğinin yapılmasını istemişti.

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, yaşamı boyunca Trabzon’u üç kez ziyaret ederek onurlandırdı. 15/17 Eylül 1924’te Trabzon’a yaptıkları ilk ziyaretlerinde Trabzonluların Kurtuluş Savaşı yıllarındaki yurtsever tutumlarından övgüyle söz ederek “Beş yıl önce ilk kez Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren yurttaşlarımın ilk safında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım” demişti.


DEVLET ADAMLARINA ÖRNEK BİR DAVRANIŞ

Atatürk, 27/29 Kasım 1930 tarihinde Trabzon’a yaptıkları ikinci ziyarette ise, “Çok partili rejim ve demokrasi” ile “kadın hakları” konularında önemli mesajlar vermişti. 10/12 Haziran 1937 tarihindeki son ziyaretlerinde ise ‘tüm dünya devlet adamlarına örnek’ bir davranışla sahibi olduğu mal varlığını Türk ulusuna bağışlamıştı. Trabzonluların Atatürk’le yaşadıkları coşkulu iki güne ilişkin gelişmeleri yine Cumhuriyet’in kurucusunun ağzından Başbakan İsmet İnönü’ye gezi izlenimlerine ilişkin gönderdiği mesajı özetle şöyleydi:

"Trabzon Limanı’nın modern ve ihtiyaca cevap verecek büyüklükte olmasının bütün doğu illerinde tesirinin görüleceğinden kuşku duymuyorum.

Hayatımın anımsayabildiğim en sevinçli dakikalarını yaşıyorum. Bu geceki duygularımı Başbakan İsmet İnönü’ye, onun güzel okuyuşuyla Millet Meclisi’ne ve bütün dünyaya duyulmasını bildirmek isterim. Söyleyeceğim sözleri not ediniz.

Perşembe günü Pulathane (Akçaabat) karşısında, o civarın enerjik ve temiz halkı tarafından bir filotilla ile karşılandık ve selamlaştık. Ondan sonra Trabzon’da karşımıza çıkan bir filotilla, başta Genel Müfettiş Tahsin UZER, Ordu Genel Müfettişi kıymetli Kazım ORBAY ve her ikisinin arkadaşları bulunduğu halde beni karşıladı ve birleştik. Trabzon’a gelişim, bundan önceki iki gelişime oranla daha seçkin bir düzenlemeydi.

Ondan sonra kahraman ordumuzun vatan ve milletin her emrine her an hazır bir şekilde ***et çevik, cesur ve iyi bakımlı bir kuvveti tarafından selamlandım. Bundan duyduğum zevki ayrıca kaydetmeliyim. Askerimizin oldukça uzun cephesi önünden geçtikten sonra, ancak büyük kumandanın araya girmesiyle otomobilime binebildik.

Ben mağdur olmadım, siz de mağdur olmayın. Bunu her zaman, her yerde söylüyorum. Konumun ve rütben ne kadar yükselirse yükselsin, sen daima ilk ve gösterişten uzak halinle yükselmelisin. Çünkü gerçek erdem budur.

Trabzon, yalnız benim geçtiğim yol üzerinde değil, o yola kavuşan bütün yollarda ve görünebildikleri uzunluklarınca kadın - erkek halk tarafından baştan başa dolu bir manzara sergilemekte, heyecan ve alkış tufanı halinde görülmektedir.


Bu kadar saygı, sevgi ve bağlılık ifade eden milli heyecan karşısında bir naçiz kalbin durmaması, gene o milli heyecanın verdiği kuvvet sayesinde ancak mümkün olabilmiştir.

Trabzon Özel İdaresi'nin bana kıymetli bir hediyesi olan köşküme gittim. Orada da beni yalnız bırakmadılar. Her türlü yüksek misafirperverlik örneği ile karşılaştım. Geceyi çok rahat ve huzur içinde geçirdim.

Valilik makamını, Cumhuriyet Halk Partisi merkezini, Genel Müfettişlik makamını, Halkevi'ni, Belediye'yi, Kumandanlık makamını, Askeri Garnizon'u ziyaret ettim. Bu makamların her birinde karşılaştığım heyetler bana, sana, Cumhuriyet hükümetine ve bütün Türk milletine ister istemez gurur ve yücelik, kuvvet ve heyecan verecek yüksek değerde ve erdemde idiler.

Belediye dairesinde, kendi arzularıyla halkın içine girmiş olan yabancı ülke konsolosları da bulunuyordu. Onları da görmekle ayrıca mutlu olduğumu belirtmeliyim. Beni tekrar, bir kez daha heyecana düşüren şey, Kumandanlık dairesinden ayrılırken halkın coşku ve heyecanının, oradan sonra gittiğim yere kadar devam edişidir.

Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime vermekle ferahlık duyuyorum. İnsanın serveti, kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime daha neler vermek istiyorum.

Hayatımın anımsayabildiğim en mutlu dakikalarını yaşıyorum. Yıllarca önce düşündüğüm bu işi Trabzon’da tamamlamak mukaddermiş.

Bu inançla kullanımım altındaki bu çiftlikleri bütün donanım, hayvanlar ve demirbaşlarıyla birlikte hazineye hediye ediyorum. Gerekli yasal işlemin yapılmasını dilerim. 11 Haziran 1937 – Atatürk Köşkü / Trabzon – Mustafa Kemal Atatürk"

Karadenizde Son Nokta / Hikmet Aksoy