New York - Kişinin 100 yaşına kadar yaşayıp yaşayamayacağı, "gen testi"yle öngörülebilecek. Boston Üniversitesi'nden biliminsanlarının geliştirdiği bilgisayar programı, bir kişinin 100 yaşına kadar yaşayıp yaşayamayacağını gösterebiliyor.

Paola Sebastiani ve ekibi, 90 yaşın üzerinde ve altında olan iki binden fazla kişinin gen haritasını inceledi, bu kişilerin yaklaşık 70 geninde 150 değişim tespit etti. 150 gen değişimi göz önüne alınarak geliştirilen bilgisayar programı, kişinin 100 yaşına kadar yaşayıp yaşayamayacağını öngörüyor, ancak testin güvenilirliği: w.

Uzun yaşamın, hastalık riskinin artmasına engel olabilen bu 150 gen değişiminin varlığında saklı olabileceğini belirten araştırmaya imza atanlardan Thomas Perls, ancak bilimin bu genlerin işlevini henüz anlayamadığını ve "bunun çok zor bir gen yapbozu olduğunu" ifade etti.

Manchester Üniversitesi'nden Muireann Quigley, "bu genlere sahip olmanın, kişinin kaza geçirmeyeceği ya da düşüp ölmeyeceği anlamına gelmediğini" belirtirken, Oxford Üniversitesi'nden Julian Savulescu, bu bilgiye sahip olmanın kişinin hayatını planlamasına yardımcı olabileceğini söyledi.

Araştırma, bilim insanlarını ikiye bölse de; sonuçlar, Alzheimer gibi hastalıkları daha iyi anlama, önlem alma ve sağlıklı yaşlanma konularına ışık tutuyor. Program, yakında bilim insanlarının kullanımına sunulacak.[1]


100. Yaş Geni

Hücrelerin yaşlanmasını yavaşlattığı düşünülen "telomeras" isimli bir enzimin uzun yaşamayla doğrudan ilişkisi olduğu kesin olarak tespit edildi. Ortalama yaşı 97 olan ve az genetik farklılık gösterdiği için seçilen 86 Aşkenazi Yahudi'si üzerinde yapılan araştırma sonucunda, bu kişilerde yüksek oranda "telomeras" denilen mutant gen ölçüldü.

ABD'deki Albert Einstein Tıp Okulu'nda yürütülen çalışmada 86 yaşlı insanın yanı sıra onlardan doğan175 kişi de incelendi. Kontrol grubu olarak ortalama yaşam süresine sahip 93 kişinin verileri kullanıldı.

DNA liflerinin ucundaki kısa ve koruyucu kısmı oluşturan 'mutant gen' telomeras, bir enzimin hiperaktif versiyonu. Bunlar hücre bölündükçe kısalıyor ve hücreler daha dayanıksız hale geliyor. Bu da yaşlanmayı getiriyor. Bilimciler bu kısımları, ayakkabı bağcığının örgüsü dağılmasın diye ucuna geçirilen ufak plastik borucuklara benzetiyor.

"Proceedings of the National Academy of Sciences" (PNAS)bülteninde yayımlanan rapora göre yüksek miktarda ve görece daha uzun telomeras bulunduran kişilerin ortalama ömrü de bir hayli yüksek oluyor.

Şimdi bu enzimi kullanarak bazı ilaçlar üretmenin yolları aranıyor. Bu konuda ikiye bölünen bilimcilerden bir kısmı yüksek "telomeras" oranlı kişilerde yaşlanmayla ortaya çıkan hastalıkların daha az görüldüğü, dolayısıyla bu enzimi artırarak aynı etkinin sağlanabileceği kanısında. Daha şüpheci olan grupsa, bölünme sırasında yaşanan kayıpları azaltan, başka bir deyişle hücrelerin çoğalmasını koruma altına alan enzimin, normal hücrelerle birlikte kanserli hücrelerin de aynı hızla çoğalmasını sağlayabileceğini düşünüyor.[2]

Kiel Üniversitesi'nden bilim insanları ise, 100 yaşındaki 388 Almanın DNA'sını, daha genç kişilerin DNA'sı ile karşılaştırdı. Araştırmacılar, 100 yaşındakilerdeki FOXO3A genindeki mutasyonla bu kişilerin bu kadar uzun süre yaşamaları arasında bağlantı olduğunu saptadı. Üniversiteden yapılan açıklamada, daha önce 100 yaşındaki Fransızların ve 95 yaşın üzerindeki Japon asıllı Amerikalıların katıldığı araştırmalarda da aynı bağlantının görüldüğü belirtildi. Araştırmayı yürütenlerden Almut Nebel, farklı toplumlarda benzer sonuçların elde edilmesinin dünya genelinde FOXO3A geninin uzun yaşamada rol oynadığını gösterdiğini ifade etti.[3]