Fotoğrafçılık, takdir edersiniz ki, bir kadraj yakalayıp deklanşöre basmaktan daha öte bir şey, hatta bir sanat dalı. Bu işi profesyonel bir şekilde yapmak ve sanatsal bir bakış açısı yakalayabilmek adına sizler için profesyonel fotoğrafçılığın altın kurallarını derledik.
Makinenizi Otomatik Modda Kullanmayın!
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi fotoğrafçılık bir kare yakalayıp deklanşöre basmaktan çok daha fazlasını ifade eden sanatsal bir uğraş. Hemen hemen her fotoğraf makinesine konulan otomatik çekim modu ile makineniz size sormadan bazı ayarları otomatik yaparak fotoğraf çekmenize imkan verir. Aslında by yaptığımız fotoğraftan çekmekten öte sadece deklanşöre basmak! Nitekim diyafram ayarlamadan, enstantaneye dokunmadan yapılan bir çekim profesyonellikten uzaktır. İşi anı yakalamak olan haber muhabirleri için bu mod her ne kadar çok gerekli olsa da profesyonel manada fotoğraf sanatçısı olmak isteyenlerin bu modu çok fazla tercih etmemesi gerekir. DSLR makinelerimizin genellikle sağ/sol üstünde bulunan kadranı "M" (Manuel) ifadesine getirerek profesyonel fotoğrafçılığın ilk adımını attınız bile!
Diyafram Kavramını İyi Anlamak Çok Önemli!
Ustaların dilinden şu cümlenin hiç düşmediğine çoğu kez şahit olmuşuzdur. "Işığı iyi kullanmak bu işin temelidir." Diyafram, lens (objektif)'ten geçen/geçecek olan ışık miktarını ayarlamamıza imkan veren önemli bir ayar. F ile gösterilen bu değer arttıkça objektiften geçen ışık miktarı azalır. Diyaframı çok açtığımız zaman, (sayısal değeri aza indirdiğimiz zaman) fotoğrafımız çok parlak olur ve buna literatürde patlama deriz ki istenilen bir durum değildir. Çok kıstığımız zaman ise fotoğraflarımız karanlık çıkar ki, eğer özel bir amacımız yoksa böylesi bir fotoğraflar pek başarılı sayılmazlar.
Hatalı çekim açısı, uygunsuz ISO ve diyafram ayarından ötürü patlamış bir fotoğraf örneği
Çoğu kez gözümüze çarpan ana objenin net, arka planında flu (bulanık) olduğu fotoğrafları elde edebilmek için objeye yaklaşmak (dar açılı objektif kullanmak veya objeye zoom girmek tavsiye edilir) ve diyaframı açmak (sayısal değeri aza indirmek "2.8 gibi") gerekir.
Enstantaneyi İyi Ayarlayarak Sıradışı Kareler Yakalayın!
Kabaca tarif edersek, perdenin açılma kapanma süresini belirlememize imkan veren bir ayardır. Bir diğer ifadeyle çektiğimiz objenin sensör olarak da tanımlanan "duyarkat" yüzeyinde kalma süresidir. Hareketli bir nesnenin o anki halini yakalamak istiyorsak enstantane değerini artırarak çekim yapmalıyız. Enstantane değeri arttığında, doğal olarak fotoğrafın ışık miktarı da azalacaktır. Bu nedenle yüksek enstantane ile çekim yapacağımız zaman diyafram değerini artırmalıyız. Aksi halde fotoğraflarımız karanlık çıkacaktır. Yüksek enstantane ile çekilmiş bir fotoğraf.
Düşük enstane ile çekilmiş bir fotoğraf.
ISO Değerini Doğru Ayarlamak, Uygun Beyaz Ayarını Seçmek Çok Önemli!
Fotoğrafımızın ışık hassasiyetini ayarlamamıza imkan sağlayan ISO (ASA) ayarını doğru bir biçimde yapmak, bir diğer önemli husus. Gün ışığındayken düşük bir ISO değeri seçmek, yapay ışık ve gece ortamında ise daha yüksek değerde bir ISO seçmek durumundayız. Işığın yeterli gelmediği durumlarda ISO değerini artırarak, bu durumu telafi edebiliriz. Ancak, ISO değeri arttıkça fotoğraftaki grenlenmenin (piksellenme) artacağını da hesaba katmanız gerekiyor.
Beyaz Ayarı (White Balance) renklerin doğallığını yakalayabilmek adına beyaz renk referans alınarak yapılan bir düzenlemedir. Beyaz bir kağıdı tam kadraja alarak bu ayarı yapabiliriz. Veya gün ışığı, flöresan lamba, tungsten ışığı gibi hazır şablonları seçebilir ya da fotoğraf makineniz destekliyorsa doğrudan kelvin değerine müdahele edebiliriz.